Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın bu hassasiyet nedeniyle
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e teşekkür ettiğini ifade eden Çelik, "
Masumiyet karinesine göre olayın sonucunun beklenmesi lazım. Burada kasıt varsa bu kimsenin yanına kalmaz." dedi. Görsel ve yazılı medyanın
Ankara haber müdürleriyle kahvatıda bir araya gelen
Hüseyin Çelik, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevapladı. Uludere'de 35
sivilin hayatını kaybettiği
operasyonu değerlendiren Çelik, Hadisenin 33 kurşun olayına benzetilmesine tepki gösterdi. Olayın
Elazığ -
Bingöl arasında 33 erin şehit olmasına tersten benzetilebileceğini ifade eden Çelik, "
Heronlar uçmayacak, uçaklar uçmayacak, bombalamayacak anlamı çıkmasın. Terörle mücadele devam edecek. 33 kurşuna benzetenler dalalet içinde. Elma ile armutu birbirine karıştırıyorlar. 33 kurşuna benzetme olayı bir sabote etme olayıdır. Elazığ - Bingöl arasında 33 askerin şehit edilmesine benzetebilirsiniz. Silahların susması,
ateşkes gündemdeydi. 33 asker olayına benzetmeniz lazım. 33 asker olayı hala üzerinde durulması gereken bir meseledir. Birileri yanlış yapmış mıdır, 1993'ün şartları içinde değiliz." diye konuştu.
Olayın ardından
AK Parti adına kendisinin yaptığı açıklamanın eleştirilmesini de değerlendiren Çelik, "Ben her
MYK toplantısı sonrası bir açıklama yapıyorum. Denk geldi. Benim açıklama yapmam gerekiyordu, kamuoyunun kilitlendiği konu buydu. Partinin görüşlerini açıklamam gerekiyordu. 26
Mart 1993'e gidin. Köy bombalandı ve 12
köylü hayatını kaybetti. O zamanki devlet asker burnundan kıl aldırmadı. Kimse bu olayda toz kondurmadı. Gazetelerde bile olay yer almadı. Devlet diyor ki; 'Bunlar sivil vatandaşlardır. Bunlar bir operasyon kazasında hayatını kaybetmişlerdir. Yakınlarına
başsağlığı diliyoruz.' Hiçbir şeyin örtbas edilmeyeceğini söyleyerek idari ve adli soruşturmasını yapacağımızı söylüyoruz. Türk ırkçılar 'devlet gereğini yaptı.'
Kürt ırkçılar da 'devlet Kürtleri ördürdü' diyor. 'AK Parti
PKK ile kol kola.' diyor Türk ırkçılar, onlara göre biz ülkeyi bölüyoruz. PKK ve unsurlarına göre biz devlet ile kol kola Kürtleri öldürüyoruz. İki tarafta bizi eleştiriyor. İfrat ve tefritin ortasında biz varız." şeklinde konuştu.
BAŞBAKAN, GENELKURMAY BAŞKANI'NA HASSASİYETİNDEN DOLAYI TEŞEKKÜR ETTİ
Başbakan Erdoğan'ın
Genelkurmay Başkanı'nı teşekkür ettiğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti: "Sivilin gösterdiği hassasiyeti gösterdiği, açıklama yapıp başsağlığı dileğinde bulunduğu için tüm eğlenceleri iptal ettiği için teşekkür etti. Yılbaşında maalesef 35 vatandaşımız ölmüşken İstanbul'da havai fişekler patlatıldı. Akan kan Kürt, Türk, Arnavut veya Çerkez de olsa bu kan bizim milletimizin kanıdır. Akmasını istemeyiz. Genelkurmay '
terörle mücadele yapıyoruz' deseydi buna biz şiddetle karşı çıkarız. Genelkurmay da bizim, sizin ortaya koyduğu hassasiyeti ortaya koydu. Biz onları '
terörist zanlı ve kastıyla bombaladık' diyor. Masumiyet karinesine göre olayın sonucunun beklenmesi lazım. Burada kasıt varsa bu kimsenin yanına kalmaz. Bunu 33 kurşuna benzettiler.
Mustafa Muğlalı ayıbını
Türkiye gündeminden çıkarmamız lazım. Mustafa Muğlalı oradan indi mi indi. Muğla'daki CHP'li belediye, iş hanının üzerindeki Muğlalı ismini indirmedi. 1943'te bunu sümen altı etmiş, kaçakcılarla yapılan olay olarak yansıtılmıştır.
Demokrat Parti bunu ortaya çıkarmış askeri mahkemeye sevk edilmiş ve 20 yıla hapsi düşmüş ve cezaevinde ölmüştür. 33 insanı kurşuna dizdirmek nerede bu olay nerede." "Birilerinin bile bile bu gençleri öldüreceğinin hiç kimsenin vicdanının, izhanının el vereceğini düşünmüyorum. Aksi ispat edilene kadar böyle düşüneceğim." diyen Çelik, "Amerikalılar vatandaşlarını vurmadı mı.... Kıbrıs'ta kendi fırkateynimizi vumadık mı....." diye konuştu.
MAĞARADAKİ KISTIRDIĞINIZ TERÖRİSTE KURŞUN SIKAMAZSINIZ
Güvenlik güçlerinin mağarada kıstırdığı teröristi ikna için günlerce çaba sarf ettiği bir dönemde Uludere'de operasyonda acele mi edildi? sorusunu da cevaplandıran Çelik, "Bir insan teröristse ve silahlıysa ve adam öldürmeye gidiyorsa, insan öldürmeye programlandıysa, mağaradakini sıkıştırdınız ve ele geçirmek üzereyseniz bunun kafasına kurşun sıkamazsınız. Ama hareket halindeki bir terörist gruba da mağaradaki gibi davranamazsınız." değerlendirmesinde bulundu.
GEMİDE 9 CANİ 1 MASUM OLSA GEMİYİ BATIRAMAZSINIZ
"Hukukun üstünlüğüne inanıyorsanız bir gemide 9 cani, 1 masum olsa o gemiyi batıramazsınız." diyen Çelik, o masumun hatırı için gemiyi batıramazsınız.
Feyman Hüseyin,
Sabri Ok, Zübeyir Aydar,
Cemil Bayık kaçakcılık grubunun içinde sızmış olsalar ve onları kendine kalkan yapmış geliyorlar 30 masumun hatırı için oradaki insanlar bombalanamaz. Bahçeli 'devlet gereğini yaptı' dedi. Tüylerim diken diken oldu. Ya terörist diye olmaz o zaman hukuk devleti olamazsınız. Devlet,
terör örgütü gibi hareket edemez, hukuk içinde mücadele etmesi gerekiyor. Aksi ispat edilene kadar bu sözleri beyan kabul ederiz." şeklinde konuştu.
TAZMİNAT ÖDEMEK MADDEDTEN ÖZÜR DİLEMEKTİR
Terör bölgesinde tek türlü istihbarat olmayacağını ifade eden Çelik, "Olaydan hemen sonra tüm
sağlık ekipleri v
e devlet harekete geçmiştir. Kaçakcılık kılıfı giydirilerek bu insanların olayı kamufle edilmemiştir.
Özür ve tazminat olsa bile o canları geri getiremezsiniz. Ancak hukuk devleti olma tazminat ödemeyi gerektirir. Bu konuda en ufak bir tereddüt içinde değiliz.
Tazminat ödemek maddeden özür dilemektir. AK Parti hükümetinin bu güne kadar 2 buçuk katrilyon terörden zarar görenlere tazminat ödedik. Bu kapsamda ağırlıklı olarak 13 vilayette, köyüm yakıldı, zarar gördüm diyenlere 2 buçuk katrilyon ödendi. Teröre karşı şahin vatandaşına karşı güvercin olan bir devlet var. Terörle mücadele devam edecek. Demokratikleşmeye sonuna kadar devam. Arınç'ın sözlerini yabana atmayın. Kürt halkına demokratik haklar vermek insanca bir davranıştır. Bu bir lütuf değildir.
BAŞBAKAN YANILTILDIYSA GEREĞİNİ YAPAR
Basında çıkan Başbakan Erdoğan'ın yanıltıldığıyla ilgili iddiaları hatırlatan Çelik, "Başbakan bunların farkında olan bir adam. Başbakan kendisinin yanıtıldığı ortaya çıkarsa bunun karşısında gereğini yapar. Olayın arka planı idare ve adli soruşturmalarda ortaya çıkacaktır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı'nın 1982
Anayasası'ndaki hükümlere göre seçildiğini ifade eden Çelik, anayasa değişikliklerinin öncesini değil sonrasını kapsadığını kaydetti. Çelik, TBMM'nin kendisini fesh edebileceğini ancak
cumhurbaşkanının görev süresini kısaltamayacağını kaydetti. Çelik böyle bir şeyin Cumhurbaşkanını azletme olacağını ifade etti. Çelik, TBMM'ye gelecek Cumhurbaşkanı Seçim sürecini düzenleyen kanuna eklenecek madde ile konunun çözüleceğini kaydetti.
KILIÇDAROĞLU'NA VERİRSENİZ, DEMİRTAŞ'A DA VERMEK ZORUNDA KALIRSINIZ
Hüseyin Çelik, azetecilerin, Kılıçdaroğlu'na helikopter tahsisi ile ilgili iddiaların hatırlatılması üzerine Çelik şöyle konuştu:
"Ben bunun perde arkasını bilmiyorum. Anamuhalefet partisi liderine helikopter tahsis ettiğinizde Selahattin Demirtaş'a da vermek zorunda kalırsınız. Bir genel başkan
yardımcısına da vermek zorunda kalırsınız. Anamuhalefet partisi liderine devletin uçağı tahsis edilemez. Ben mantık olarak söylüyorum. Böyle bir hassasiyet göstermiş olunmuş olabilir. Kimsenin yolunu tıkamak bağlamak, böyle bir şey olamaz.
Hükümet, güvenlik anlamında her şeyi yapıyor. Her türlü tedbiri alıyor.
Helikopter neden iptal edildi, hava şartlarımı bilmiyorum. Devlet size bütçeden yardım ediyor. Başbakan'da
seçim dönemlerinde devletin helikopter ve uçaklarını kullanmıyor. Siz de bir helikopter kiralayıp gidebilirsiniz. Bu zor değil. Kılıçdaroğlu'na bunu tahsis ettiğiniz zaman burada bir yol açmış olursunuz."
"EMEKLİ VEKİL MAAŞLARI YÜZDE 42 OLARAK GEÇER"
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül tarafından tekrar görüşülmek üzere Meclis'e iade edilen
emekli vekil maaşları ile ilgili düzenlemenin bu hafta tekrar görüşüleceğini kaydeden Çelik, "Maaş konusunda farklı görüş olabilir. 'Aynen gönderelim.' diyenler var. 'Cumhurbaşkanı demişse gereğini yapalım' diyen var. Ben ikinci görüşten yanayım. Tekrar ele alınacak gereği neyse yapılacak. Yüzde 42 geçer diye düşünüyorum." diye konuştu.