Aydınlık grubuna yönelik hazırlanan ve önceki gün kabul edilen
iddianamenin ayrıntıları ortaya çıktı.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği ve
Ergenekon ana davasıyla birleştirilmesi talep edilen iddianamede,
İşçi Partisi üyesi 4'ü
tutuklu 14
şüpheli, Ergenekon'un
hedef ve yönlendirmesi doğrultusunda kara
propaganda yapmak ve bazı siyasilerle bürokratlara
komplo kurmakla suçlanıyor. İddianame, '
Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanı ve diğer devlet görevlilerinin
telefon görüşmelerinin yayınlanması', 'örgütün amacı kapsamında
darbe ortamının hazırlanmasına yönelik yürütülen faaliyetler', 'Ergenekon silahlı
terör örgütü faaliyetleri kapsamında sahte e-
postaların hazırlanması', '
Talat Paşa Komitesi bünyesinde yürütülen faaliyetler', 'şüphelilerden tespit olunan ortak deliller' ve 'şüphelilerin bireysel durumları ve talep' ana başlıklarından oluşuyor.
İddianameyi hazırlayan Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız, yapılan aramalarda aralarında Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Devlet Bakanı Ali
Babacan,
Anayasa Komisyonu Başkanı
Burhan Kuzu, Başbakan eski Başdanışmanı Cüneyt Zapsu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş ve
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek'in de bulunduğu üst düzey bürokratlara ait 57 dinleme kaydının ele geçirildiğini aktarıyor. Bu kayıtların Ergenekon tutuklusu eski Jandarma
İstihbarat Komutanı
emekli Tuğgeneral Levent Ersöz üzerinden Aydınlık ve
Ulusal Kanal'a gönderildiği aktarılıyor. Aydınlık dergisi çalışanları Mehmet Deniz
Yıldırım ve
Ufuk Akkaya'da bulunduğunun tespit edildiği aktarılan ses kayıtlarından, Başbakan Erdoğan ile
işadamı Remzi Gür'ün, Başbakan Erdoğan ile Melih Gökçek'in, Gökçek ile Burhan Kuzu'nun,
Ali Babacan ile Cüneyt Zapsu'nun konuşmalarının çeşitli tarihlerde Aydınlık dergisi ve Ulusal Kanal'da yayınlandığının belirlendiği kaydediliyor. Ses kayıtlarının haber olarak yayınlanmasının basın faaliyeti olarak değil, 'Ergenekon silahlı
terör örgütü yöneticisi' olduğu iddiasıyla yargılanan
sanık Doğu Perinçek'in talimatlarıyla gerçekleşen örgütsel bir faaliyet olduğu belirtiliyor.
İddianamede, '
Kurşun' takma adlı bir gizli tanığın da beyanları yer alıyor. Kurşun, Ulusal Kanal'ın yeni kurulduğu 2001 yılında kanalı ziyaret ettiğini, burada Adnan Akfırat'la görüştüğünü anlatıyor. Şu ifadeleri kullanıyor: "Adnan Akfırat bizi İşçi Partisi'ne üyeliğe davet etti. Ben de kendisine İşçi Partisi ve Aydınlık dergisinin çok gizli bilgileri deşifre ettiğini, bu kadar gizli bilgilere nasıl ulaştıklarını sordum. Akfırat bana, 'Bize
Genelkurmay Başkanlığı'ndan her türlü bilgi-
belge zarf içerisinde gelir. Biz de haber yaparız' şeklinde
cevap verdi."
TALATPAŞA KOMİTESİ, ÖRGÜTE HİZMET EDİYOR
İddianamenin Talat
paşa Komitesi'nin faaliyetleriyle ilgili bölümünde çarpıcı tespitlerde bulunuluyor. Komite'nin amacının sözde
Ermeni soykırımı iddialarıyla mücadele etmek olmadığı aktarılıyor. Milli bir meseleye sahip çıktığı imajı oluşturarak, sözde bu konuda basın açıklamaları,
seminer ve konferans tarzı etkinliklerde bulunduğu belirtiliyor. Etkinliklerde sözde Ermeni soykırımıyla ilgili bilgilerden ziyade mevcut hükümeti eleştiren konuların işlendiği ifade ediliyor. Bu tür faaliyetlerde
toplum nazarında itibarı olan çok sayıda kişiyi etkinliklere katarak, geniş bir
halk kesimine hitap edebildiği, gerçek amacının ise etki altına aldığı bu kitleyi Ergenekon terör örgütünün amaçları doğrultusunda yönlendirmek olduğu kaydediliyor.
Sahte e-posta adresleriyle kara propaganda
İddianamede, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon
soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız ve
Taraf yazarı
Yasemin Çongar'a yönelik olarak kurulan komplo da yer aldı. Söz konusu isimler adına açılan sahte e-postaadreslerinden gönderilen
mektup ve mesajlarla kara propaganda yapıldığı aktarıldı. Şu ifadeler kullanıldı:
"Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız ve Taraf gazetesi yazarı Yasemin Çongar arasında e-posta yazışmalarının olduğu izlenimi oluşturmak amacıyla sahte e-posta adresleri oluşturulduğu görülmüştür. Ergenekon silahlı terör örgütüne yönelik hazırlanan iddianamelerin Başbakan Erdoğan'ın talimatı ile Taraf gazetesi tarafından hazırlanıp cumhuriyet savcısına iletildiği şeklinde yazışmaların yapıldığı tespit edilmiştir. Bahse konu e-postaların
İzmir ilinden farklı internet kafelerden gönderildiği görülmüştür. İşletme sahiplerinin konuyla ilgili olarak bilgilerine başvurulmuş olup, e-posta gönderme işleminin uzun süre önce gerçekleşmiş olması nedeniyle herhangi bir
kamera kaydına ulaşılamamıştır. Sahte olarak hazırlanan bu
elektronik postaların Ergenekon silahlı terör örgütünün amaç ve stratejileri doğrultusunda hazırlanmış bir kara propaganda faaliyeti olduğu belirlenmiştir. Bu şekilde Ergenekon silahlı terör örgütüne yönelik halen devam eden soruşturma ye kovuşturmalar itibarsızlaştırılmaya çalışılırken, diğer yandan da örgüte yönelik bugüne kadar yapılan tüm soruşturmaların önceden kurgulanmış bir komplo olduğu izlenimi verilmek istendiği görülmüştür."