*Azmettirici olarak tutuklanan
Vural Bülent Aral MİT elemanı. DHKP/C'den sağ
örgütlere kadar çeşitli oluşumlar içinde yer aldı.
* Malatya jandarması ödeneğini terör ya da organize suçlara değil misyonerleri izlemeye harcadı.
*Hurşit
Tolon'un
Ergenekon kapsamında evinde yapılan aramada misyonerlikle ilgili çok sayıda
belge ele geçirildi.
*Jandarma eski İl Komutanı Mehmet Ülger, olaydan 3 ay önce, öldürülen Geske ve Aydın'ın olduğu dosyayla sunum yaptı.
*Eski
papaz İlker Çınar, 1993'ten itibaren
Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi'ne bağlı çalıştı.
‘Ergenekon'un Zirvesi; Dink'ten Malatya'ya Azınlıklar Nasıl Hedef Oldu' adlı çalışmasında Adem
Yavuz Arslan, Misyoner grupların sahte istihbarat raporları ve abartılı haberlerle nasıl tehdit haline getirildiğini, lise çağındaki gençlerin istihbaratçılar ve yerel jandarma unsurlarınca nasılmotive edildiğini bütün boyutlarıyla ortaya koyan kitap, varlığı bugüne kadar tartışılan birtakım gizli örgütlenmelerin de belgelerini ortaya koyuyor.
GENELKURMAY'IN YOK DEDİĞİ TUSHAD TAYİN YAPMIŞ!
Malatya
Zirve Yayınevi cinayeti davasında
savcılık geçtiğimiz cuma günü ek iddianameyi mahkemeye sundu. 761 sayfa ve toplam 19 sanıklı iddianameye göre olayın birinci dereceden sorumlusu
emekli Org. Hurşit Tolon. Arslan'ın kitabı Tolon'un Zirve cinayetindeki rolü ve varlığı bugüne kadar delillendirilemeyen Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi'ni (TUSHAD) bütün boyutlarıyla ortaya koyuyor.
Uzun yıllar TUSHAD'da çalışmış, daha sonra gizli tanık olan askeri istihbarat personelinin şoke eden ifadeleri de bulunuyor.
Kitapta yer alan belgelere göre
Tolon'un Ergenekon kapsamında evi aranırken misyonerlikle ilgili çok sayıda belge ve dokümana da ulaşıldı. Gerçi Tolon hiçbir zaman bu belgeleri sahiplenmedi fakat Genelkurmay antetli sunumlarda Malatya Zirve Yayınevi ve çalışanlarına ilişkin bilgiler vardı. “Misyonerlik.ppt” ve “MİSYONERLİK.PPT” isimli belgelere büyük harflerle yazılmış ‘KAYRA YAYINEVİ' notu düşülmüştü.Kayra Yayınevi, Zirve Yayınevi'nin eski adıydı. Genelkurmay antetli sunumlarda, Zirve Yayınevi'nde öldürülecek olan misyonerlerin fotoğrafları da vardı.
PAPAZ TUSHAD'A BAĞLI
Kamuoyu
Tarsus ProtestanKilisesi Papazı
İlker Çınar'ı 2005 yılı itibariyle yakından tanımıştı. Ekrana çıkıp tekrar
Müslüman olduğunu ilan etmiş ve yıllar boyunca dinin elden gittiğini, Hıristiyan misyonerlerin ülkeyi böldüğünü anlatmıştı. Kitapta yer alan belgelere göre 1993 yılından itibaren TUSHAD'a bağlı olarak çalışan İlker Çınar 2008 yılı itibariyle deşifre olduktan sonra ortadan kayboldu. 24
Aralık 2010'da Deniz Uygar adıyla
gizli tanık olan ve gerek Malatya Zirve cinayeti gerekse demisyonerlere yönelik operasyonları detaylarıyla
itiraf eden Çınar, kimliğini de
soruşturma makamlarına teslim etti. Gizli Tanık Deniz Uygar'ın ifadeleri ve beraberinde getirdiği flash disteki belgeler üzerine soruşturmayı derinleştiren savcılık Genelkurmay'a resmi yazıyla bünyelerinde TUSHAD isimli bir birimin olup olmadığını sordu. Genelkurmay
Adli Müşavirliği'nden 17 Ocak 2011'de ‘Gizli' kodlu yazıyla gelen cevabi yazıda ‘1999 yılından bugüne kadarki kayıtların incelendiği ve halihazırda TUSHAD isimli bir birimin tespit edilemediği' belirtildi.
TSK ÖNCE ‘YOK' SONRA DOLAYLI ‘VAR' DEDİ
Fakat eldeki veriler TUSHAD'ın 1993 yılında kurulduğunu ve faaliyetlerine devam ettiğini gösteriyordu. Yani Genelkurmay ‘1999'dan bugüne kadarki belgeleri inceledik ve böyle bir kurum göremedik' diyerek dolaylı da olsa ‘1999 öncesi'ni kabul etmiş oldu.
Cinayeti azmettirdiği iddiasıyla tutuklanan Malatya eski İl Jandarma Komutanı Mehmet Ülger'in yayınevinde öldürülen Tilman Geske ve Necati Aydın'ın fotoğrafının da bulunduğu dosyayla cinayetten 3 ay önce misyonerlik sunumu yaptığı ortaya çıktı. Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen 8-12 Ocak 2007 tarihli belgede, Tilman Geske ve Necati Aydın'ın fotoğrafı bulunuyor. Misyonerlik faaliyetleri başlıklı sunum dosyasında örnek faaliyet alanı olarak Malatya gösteriliyor. Belgede ‘İcra Edilen Faaliyetler' başlığı altında ‘Zirve Yayıncılık Ltd. Şti. Malatya irtibat bürosunun misyonerlik faaliyetlerinin takip edilmesi' ifadeleri yer alıyor.
İSTİHBARAT ÖDENEĞİ MİSYONERLERE
Kitapta yer alan belgelere göre
Malatya Jandarması kendisine ayrılan ödeneği terör yada organize suçları takibe değil doğrudan misyonerleri izlemeye harcamış. Malatya Jandarması'nda yapılan aramalarda ele geçen belgelere göre il jandarması 40 bin lirayı misyonerleri takibe harcamış. Malatya Jandarması'nda görevli bir personelin gönderdiği ihbar mektubunda ise Ülger'in ödenekten ilahiyatçı Ruhi Abat'a defalarca ödeme yaptığı yer aldı.
Cinayete giden yolu MİT'çi döşemiş
Kitapta yer alan belgeye göre cinayetten yaklaşık 2 yıl sonra ‘azmettirici' olduğu iddiası ile tutuklanan Varol Bülent Aral MİT elemanı. Cinayeti işleyen ekibin lideri olduğu iddia edilen Emre Günaydın'ı azmettirdiği iddiası ile halen
tutuklu bulunan Aral ile ilgili kayıtlara göre ‘büyük abi' daha önce DHKP/C'den sağ radikal örgütlere kadar çeşitli oluşumlar içinde yer almış.
SOYGUNDA YAKALANDI
1995 yılına ait bir belge Aral'ın kimliğini ortaya döktü. ‘Çok Gizli' olan bu belgeye göre Aral, 5 Aralık 1995'te
DHKP-C içerisinde faaliyet gösteriyordu ve polis, Malatya'daki DHKP-C örgütlenmesini çökertmek amacıyla Aral'ın da içerisinde olduğu DHKP-C hücresini takip ediyordu. Tamda bu dönemde DHKP-C hücresinde faaliyet gösteren 2 DHKP-C'li, örgüt adına
silahlı
eylem yapmak için bir av bayisini soymak isterken polis tarafından suçüstü yakalandı. Av bayisinden silah çalmak isterken yakalanan DHKP-C
terör örgütü üyelerinin polisteki sorgusu sürerken, Malatya MİT Bölge Başkanlığı'ndan ilginç bir talep geldi. MİT görevlileri, gözaltında bulunan DHKP-C üyesi Varol Bülent Aral'ın ‘MİT'e çalışan haber kaynağı' olduğunu söyleyerek Aral'ın serbest bırakılmasını istedi. Bu talep karşısında sorguyu yapan
ekip ile MİT'çiler arasında
tartışma yaşandı. Ancak tartışma, Ankara'dan Malatya Emniyeti'ne gelen bir telefonla son buldu ve silah çalmak isterken suçüstü yakalanan 2 DHKP-C'li serbest bırakıldı.
BUGÜN GAZETESİ