Erdoğan, Şam yönetimini köşeye sıkıştıracak
eylem planının ipuçlarını verdi.
1-) Angajman kuralları değişti
"
Suriye sınırındaki güvenlik riskleri hiçbir şekilde tolere edilmeyecek, karşılıksız bırakılmayacak. TSK angajman kuralları yeni aşamaya göre değiştirildi.
Sınırda güvenlik riski oluşturacak her askeri unsur tehdit olarak değerlendirilip askeri
hedef olarak muamele görecek.”
2-) Muhaliflere her türlü destek
“Suriye halkı eli kanlı
diktatör ve çetesinden kurtuluncaya kadar
Türkiye gereken her türlü desteği verecektir. Buradan bir kez daha Suriyeli kardeşlerimize yürekten sesleniyorum; muhakkak ki Allah'ın yardımı yakındır. Haklı mücadelelerinde her zaman yanlarındayız.”
3-) İç ve dış kamuoyu bilgilendirilecek
BM,
Arap Ligi ve NATO gibi kuruluşlarla diplomasi trafiği sürecek. Türkiye yerini, zamanını ve yöntemini kendi
tayin ederek bu haksızlığa karşı uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanacak. Gereken adımları kararlılıkla atacak.”
ERDOĞAN'IN KONUŞMASINA KİM, NE DEDİ?
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay: Suriye'ye verilecek tepkinin yeri, zamanı ve yöntemini Türkiye'nin belirleyeceğinin açıklanması tüm haklılığın dünyaya duyurulması konusunda önemli bir adım oldu.
Başbakan Erdoğan'ın muhaliflere her türlü desteğin verileceğini açıklaması artık sadece
lojistik anlamda değil
silah ve daha birçok konuda yardımcı olunacağı anlamına geliyor. Bunu açıkça dile getirmiş oldu. Bu bir bakıma Esed yönetimine meydan okumadır. Önemli bir ayrıntı da bundan sonraki her adımda cevabın hemen verileceğinin belirtilmesidir. Tüm dünyaya hitap eden bir mesajdı. Özellikle Arap dünyasında 15'e yakın medya kuruluşu canlı izledi ve yayınladı. Orada da Türkiye'nin atacağı adım merak konusuydu. Bu konudaki en iyi açıklamayı Başbakan yapabilirdi öyle de oldu.
Ankara Strateji Enstitüsü Ortadoğu Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Akif Okur: Başbakan'ın açıklamalarındaki en önemli bölüm TSK'nın angajmanı ile ilgili kurallarda değişikliğe gideceğini açıkladığı yerdi. Bu bir tampon bölgenin habercisidir. Başbakan Türkiye sınırlarına yaklaşan Suriyeli askeri unsuru tehdit olarak görüp
cevap vereceğini belirtti. Yani sınırlar artık daha ileriye doğru ulaşmış oluyor. Burada önemli olan artık saldırı değil, sınıra yaklaşıldığında bile tehdit olarak ele alınacağıdır. Yanlış anlaşılmasın insani koridorla alakası yoktur. Türkiye bu durumda iki şey yapmış oldu. Birincisi kendisine karşı yapılan saldırının haksızlığını uluslararası topluma
tescil ettirdi. NATO ve
Birleşmiş Milletlere duyurdu. İkincisi ise Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu göstermiş ve anlatmış oldu. Ayrıca Başbakanın farklı dillere çevrilen açıklamaları dünyanın izlediği krizde Türkiye'nin haklılığını çok iyi bir şekilde anlatmış ve teyit etmiş oldu. Başbakan bunu yaparak Esed rejiminin de canını yakmış oluyor.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı ve Ortadoğu Uzmanı Prof. Dr. Kamer Kasım: Başbakan beklenen açıklamayı yaptı. Ama en önemlisi angajman kurallarının değiştiğini açıklaması. Türkiye'ye karşı yapılan sınır ihlalleri artık tehdit olarak algılanacak. Bunun önemi şurada: Suriye'deki
mülteciler sürekli Türkiye'ye giriş yapıyordu ve Suriyeli askerler
taciz ateşinde bulunuyorlardı. Hatta bir keresinde Kilis'teki konteynırı vurmuşlardı. Türkiye bunlara cevap vermemişti. Ama artık bu tarz yaklaşımlar olduğunda anında cevap verilecek. Ayrıca Türkiye bu durumu NATO gündemine taşıdı ve dünyaya haklılığını vurguladı. Dostluğun ve düşmanlığın önemine dikkat çekmesi de önemliydi. Ayrıca Arap ve
İngiliz basınından canlı izlenmesi Suriye'ye verilecek cevabın verilmesi açısından önemliydi. İngilizceye çevrilmiş olması zaten açıklamanın tüm dünyaya duyurulması anlamına geliyor.