Şüpheli bir
uçak kazası sonucu 17
Şubat 1993 tarihinde şehit olan
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref
Bitlis'in hayatını kaybettiği
uçak kazası soruşturma dosyasına giren yeni bilgilerle farklı bir boyut kazandı. Kaza ile ilgili ismi geçenlerin sahip olduğu bilgiler ve olaydaki rolleri gözleri bu isimlere çevirdi.
Eşref Bitlis'in ölümü ile ilgili gözlerin çevrildiği isimlerin başında dönemin
Genelkurmay Başkanı
emekli Orgeneral Doğan
Güreş geliyor. İddialara göre
Ankara Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Özgür'e ifade veren Güreş, üretici firmanın “Uçak satmayız” tehdidi karşısında kazada uçak hatası ihtimalini araştırmadıklarını söyledi. Kazada, pilotaj hatasına da rastlayamadıklarını ifade eden Güreş,
buzlanma gibi ara bir yol bulduklarını ifade etti. Güreş, dönemin en yetkili ismi olarak askeri makamlarca yürütülen bu soruşturmanın kapatılmasındaki sorumluların başında geliyor.
OLAY YERİNE GİTMEDİ
Güreş'in savcıya verdiği iddia edilen bilgilerle gözlerin çevrildiği bir diğer isim de dönemin başbakanı Süleyman
Demirel. Dönemin Başbakanı
Süleyman Demirel ile birlikte bir programa gittiklerini söyleyen Güreş'in, uçağın düşme anına da şahitlik ettiğini belirtti. Yenimahalle'deki Posta İşletmeleri Merkezinin bahçesine düşen uçağın yanına ilk gidenlerden birinin de kendisi olduğunu anlatan Güreş, Demirel'in
enkaz yerine gelmediğini savundu. Uçağın düşme anına şahitlik eden Demirel'in şapkasını alarak gittiği belirtiliyor.
KULOĞLU KONUŞMUYOR
Doğan Güreş'in açıklamaları üstü örtülen bu soruşturmayı yürüten isimleri gündeme getirdi. O isimlerin başında dönemin Kara Havacılık Okulu Komutanı
Tuğgeneral Armağan Kuloğlu geliyor. Eşref Bitlis'in hayatını kaybettiği uçak Kara Havacılık Okuluna kayıtlıydı. Buzlanma hatası iddiası da Kara Havacılık Okulu Teknik Heyet Raporunun ürünüydü. Bu
rapor Kuloğlu'nun emrindeki kişiler tarafından hazırlanmış ve onun onayından geçmişti. Her fırsatta televizyon ekranlarına çıkan Armağan Kuloğlu bu konuda nedense suskunluğunu koruyor. Bitlis'in ölümü ile ilgili kamuoyunca kendisine yöneltilen soruları da hiçbir zaman cevaplamadı. Eşref Bitlis'in ölümüne ilişkin aynı uçakta olması beklenen iki isimle ilgili de önemli iddialar var. Onlardan biri ölümünün üzerinden 18 yıl geçtikten sonra
cinayet delilleri ortaya çıkan
Albay Kazım
Çillioğlu. Eşref Bitlis'le birlikte
Diyarbakır'a gidecek olan Çillioğlu
karayolu ile bir gün önce gittiği için Bitlis'in uçağında yer almamıştı. Ancak, o da bir yıl sonra hayatını kaybetti. Çillioğlu soruşturmasını
askeri savcı İnayet Taş yürütmüştü. Çillioğlu'nun ölümünün Bitlis olayı ile ilgili olduğu iddia ediliyordu. Taş, Çillioğlu soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına karar vererek dosyayı kapatmıştı. 1993'te Bingöl'de yaşanan ve olayın perde arkasının aralanamadığı 33 Er olayını da İnayet Taş soruşturmuştu.
SEZGİN DE GİDECEKTİ
Eşref Bitlis ile birlikte Diyarbakır seyahatine çıkmaktan son anda vazgeçip düşen uçağa binmeyen dönemin İçişleri Bakanı
İsmet Sezgin de gözlerin çevrildiği isimlerden biri. Sezgin'in uçakla ilgili önceden bir istihbarat veya bilgiye sahip olup olmadığı veya uçağa binmekten neden vazgeçtiği yıllardır merak konusu. Sezgin daha önce verdiği beyanatlarda uçağa neden binmediğini şöyle açıklamıştı: “Diyarbakır'a rahmetli Eşref Bitlis'le beraber gidecektik.
OHAL vali toplantılarına çoğunlukla beraber gidiyorduk. Kendisine, parti grubum olduğunu, söyledim. ‘Bir gün bekle birlikte gidelim' dedim. O da ‘Söz verdim sayın bakanım. Tarihi arkadaşlarla tespit ettik gitmem lazım' diye konuştu. Kalması için ısrar ettim ama kabul etmedi. Grup toplantımız olmasa ben de uçakta olacaktım. Kazayı haberleri izlerken öğrendim. Çok
soğuk bir gündü. ‘Eyvah' dedim. Küçük uçaklardı bunlar. Hemen kaza mahalline gittik.
Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş Paşa da, diğer devlet görevlileri de oradaydı. Hem Genelkurmay hem de
Hükümet olarak ‘detayına kadar incelensin' dedik. Uçak mühendisleri, uzmanlar, bütün
teknik ilgililer inceledi. Hepsinin vardığı sonuç ‘buzlanmadan meydana gelen kaza' oldu.”
TÜRKİYE