Eşref Bitlis'in sır ölümünde önemli gelişme

Zaman aşımı kıskacına giren Jandarma eski Genel Komutanı Eşref Bitlis'in şüpheli ölümüne ilişkin soruşturmada Ankara Başsavcılığı çarpıcı bir adım attı.

Eşref Bitlis'in sır ölümünde önemli gelişme

MİT ve Emniyet'ten komutanın ölüm raporlarını isteyen Başsavcılık, "Çelişkili ölüme ilişkin görüş bildirin" dedi. Bu raporların kazanın 'sabotaj mı kaza mı' sorusuna ışık tutması bekleniyor. Bitlis, Kürt sorununa çözüm ararken şüpheli bir uçak kazasıyla yaşamını yitirmişti. Zaman aşımından dosyasının düşmesine 7 ay kala MİT ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan Bitlis'in ölümüne ilişkin görüş bildirmesini isteyen Başsavcılık o dönem elde edilen bilgi ve belgelerin gönderilmesi talimatını verdi. Başsavcılık ayrıca Bitlis'in uçağının düşmesi sonrası toplanan istihbari bilgilerin ne olduğunun ayrıntılı tespitini istedi. Başsavcılığın talimatıyla 17 Şubat 1993'te hayatını kaybeden Bitlis'in ölümüne ilişkin iki önemli kurumun ilk kez görüşleri kamuoyuna yansıyacak. DOSYALARIN SEYRİ DEĞİŞECEK Türkiye'de 90'lı yıllarda yaşanan fail meçhul cinayetlerle ilgili yürütülen diğer soruşturmalar da delil yetersizliğinden zaman aşımına uğrama noktasına geldi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, MİT ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan o dönem işlenen şüpheli ölümlere ilişkin hazırlanan raporlar ve elde edilen bilgilerin de gönderilmesi talimatını verdi. Başsavcılığın karanlıkta kalan birçok cinayete ilişkin bilginin olduğu hatırlatmasını yaptığı ve konuyla ilgili raporların zaman aşımı süreleri gözetilerek başsavcılığa iletilmesini istediği bildirildi. Başsavcılık zaman aşımına az bir zaman kala tüm delilleri toplayarak soruşturmaları tamamlamayı hedefliyor. MİT ve Emniyet'ten gelen cevaplar dosyaların seyrini değiştirebilecek. MİT ve Emniyetten istenen belgeler arasında basında çıkan haberlere ilişkin tutulan raporlar da yer alıyor. Başsavcılık yeni delil bulması halinde soruşturmaları tamamlayabilecek. BUZLANMA DEĞiL SABOTAJ Eşref Bitlis'i Diyarbakır'a götürmek üzere Güvercinlik Askeri Havaalanı'ndan kalkan uçak, kısa bir süre sonra düşmüştü. Uğur Mumcu suikastından 1 ay sonra meydana gelen olayın 'uçak motorundaki buzlanmadan' kaynaklandığı açıklanmıştı. Ancak İTÜ öğretim üyeleri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, uçağın 'buzlanma' sonucu düşmüş olamayacağı vurgulanmış ve 'sabotaj' ihtimaline dikkat çekilmişti. Meteoroloji Genel Müdürü Mehmet Önerci de "Eğer uçak buzlanmadan düştüyse paşayı bile bile ölüme götürmüşlerdir. Çünkü biz raporumuzu sunmuştuk" demişti. Soruşturmada uçak enkazının 500 lira karşılığında hurdacıya verildiği de ortaya çıkmıştı. Beechcraft B200King Air tipi uçağı mercek altına almak isteyen savcı bilirkişi incelemesini yapamamıştı. ZAMAN AŞIMI 20 YILLA SINIRLI Eski TCK'nın 449'uncu maddesine göre ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezalarında 20 sene zaman aşımı süresi olarak işletiliyordu. Yeni TCK değişiklikleriyle bu süre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında 30, müebbet hapislik suçlarda 25 yıla çıkarıldı. Ancak 1993 ve 1994'te, yani şüpheli ölümlerin gerçekleştiği tarihlerde eski TCK yürürlükte olduğundan esrarengiz ölümlerle ilgili soruşturmayı savcılıklar eski hükmü temel alıyor. Bu yüzden yürütülen soruşturmalarda zaman aşımı süresi 20 yıl sınırına takılıyor.
<< Önceki Haber Eşref Bitlis'in sır ölümünde önemli gelişme Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER