Güçlü, "Kemalist devlet
Kürt bölgesindeki
cinayetleri
JİTEM,
PKK ve
Hizbullah eliyle gerçekleştirdi. Bu bağlamda, PKK da
faili meçhul cinayetlerden sorumludur" diye konuştu.
Bir süredir Kürt sorununun çözümü için Kürt aydınlardan bilgi alan
TBMM İnsan Hakları Komisyonu 19 Ocak'ta Kürt siyasetçi ve yazar
İbrahim Güçlü'yü dinledi. 2 gün önce de
Kuzey Irak'ın
Erbil şehrinde temaslarda bulunan Güçlü ile Irak'taki son durumu, bölgedeki yeni ittifakları ve PKK'nın Kürt aydınlara yaklaşımını konuştuk. Güçlü, 12
Eylül öncesi ve sonrasında yüzlerce Kürt aydınını öldüren PKK'nın kendisine alternatif bir hareketin oluşmasını istemediğini söyledi. Güçlü, PKK'nın işlediği cinayetlerle ilgili sorulara şu cevapları verdi:
İlk başta şunu sormak istiyorum. Kürt sorununda nereye geldik?
Kürt sorununun tartışılmasının güncelleştiği bir dönemdeyiz. Ama Kürt sorunundaki tartışmalarda sınırın,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin düşünce ve ifade özgürlüğünü yansıtan sınırlar çerçevesinde olmadığını da unutmamak lazım!
PKK'nın 18
Şubat'ta eylemlerini yoğunlaştıracağı, Nevruz'da da barış yapacağı iddia ediliyor. Buna ne diyorsunuz?
PKK bu sene daha aktif olmak isteyecek. Ayrıca son dönemlerde yediği büyük darbelere rağmen, ayakta olduğunu da bu vesileyle göstermeye çalışacak. Ama çok büyük eylemler yapabileceğini düşünmüyorum. Sadece ideolojik kitle gösterilerine ağırlık vereceği gelen duyumlar arasında. Askeri bir eyleme girişmesi,
Suriye'nin istemesi halinde gündeme gelebilir. PKK'nın 18 Şubat eylemlerinin arkasından Nevruz'da 'barış ilân edeceği' açıklaması saçma bir duruma işaret ediyor. PKK, olsa olsa silahlı mücadeleyi geçici olarak ya da sürekli olarak durduğunu açıklayabilir ama silahlı güçlerini korumaya devam edecektir.
Bu arada PKK,
Kemal Burkay ve bazı aydınları tehdit eetmeye başladı.
Tehditlerin nedeni sadece bu kişilerin yaptığı açıklamalar mı?
PKK'nın Kürt aydınlarını ve siyasetçilerini tehdit etmesinin daha köklü ideolojik, tarihi ve yapısal nedenleri var. Derin devlet, Kürt milletini asimilasyon, Türkleştirme, ret ve inkâr politikaları, toplu katliamlarla, köy ve
kent boşaltmalarla ortadan kaldıramayacağını anladı. Bu aşamadan sonra, Kürt ulusal hareketine karşı yeni bir strateji belirledi.
BURKAY, PKK'YI DEŞİFRE EDİYOR
Nasıl bir strateji bu?
Kürt ulusal hareketini içerden kuşatarak,
Kürtleri kendi kaderlerini demokratik bir tarzda
tayin etme çizgisinden saptırmayı amaçladı. Bu nedenle, PKK'yı
örgütledi. PKK da bu amaca uygun olarak, kendisine
muhalif olan Kürt siyasetçi ve aydınları düşman ilân etti. PKK bu stratejisini sadece
Türkiye'de uygulamadı,
Kürdistan'ın diğer parçalarında da uyguladı. Ayrıca PKK Öcalan'ın diktatörlüğünü savundu. Tekçi, otoriter ve faşizan bir
toplum tahayyül etti.
Bu yüzden Kemal Burkay gibi aydınlar
hedef seçildi diyorsunuz?
Kemal Burkay tecrübeli bir Kürt aydını ve siyasetçisi olarak PKK'nın iç yüzünü deşifre etmeye yönelik açıklamalar yapıyor. PKK, gerçek yüzünün ortaya çıkmaması için Burkay'ı tehdit ediyor. Bunun yanında, PKK, Burkay'ın bir örgütlenmeye gideceği ve bu örgütlenmenin, PKK'nın egemenlik alanını, gücünü sınırlayacağı düşüncesinde. Bundan dolayı Burkay'a tehdit yağdırıyor. Burkay ve benzeri aydınların öldürülmesi, PKK için fay hattı niteliğindedir. Bu fay hatlarının harekete geçmesi, PKK'nın başına büyük belalar getireceğini düşünüyorum. Bunu PKK da iyi biliyor, buna göre hareket etmesi gerekiyor.
Alternatif oluşumların tabanı var mı?
PKK'yı kerhen
destekleyen ama büyük yanlışları karşısında da desteğini çekecek güçler var. Toplumun sağduyulu kesimleri bunlar. Ayrıca uluslararası demokratik güçler ve platformlar da PKK ve
infazları konusunda titizler. PKK, demokrat, karizmatik, uluslararası platformlarla ilişkili olan Kürt aydınlarına saldırının büyük tepkiye neden olacağını biliyor.
Uludere Kemalist Devlet-PKK işi
Uludere katliamının istihbarat hatasından meydana geldiği söylenildi ama siz bunun arka planında PKK-KCK
işbirliği olduğunu iddia ediyorsunuz. Dayanağınız nedir?
Uludere'de uçaklar hiç şüphe yok ki 34 canı yok etmekle kalmadı, hükümetin devlet ve toplum senaryosunu sorguladı.
CHP'nin fırsatçı olduğu ve PKK-BDP'nin Kürtleri nasıl araçlaştırdığı, ölen
köylüleri kendi politik amaçlarına uygun bir nesne haline getirdiği görüldü.
CHP'yi nasıl bir fırsatçılık içinde buluyorsunuz?
CHP,
Dersim Katliamı konusunda ret ve inkâr siyaseti izledi.
Başbakan Erdoğan'ı bölücülükle suçlarken, Uludere'yi de
Çorum,
Maraş,
Sivas katliamlarına, Özalp'ta 1943 yılında
İran Kürdistan'ı ile Irak Kürdistan'ı sınırında öldürülen 33 köylünün olayıyla aynılaştırdı.
Bu olay nasıl oldu? Sizin teziniz nedir?
AK Parti'yi yıpratmak için verilmiş bir karar var ortada. Bunun da devletin gizli ve derin güçlerinin işi olduğunu düşünüyorum. PKK'nın
derin devlet güçleriyle ilişkili olduğu gerçeğini bugün herkes biliyor. Bu katliamın derin devlet yani Kemalist Devlet-PKK iş birliği ile gerçekleşmiş olması yüksek bir ihtimal! PKK'nın amacı ise Kürt ulusal hareketini içerden kuşatmak, ana doğrultusundan saptırmak, kendi kaderini tayin hakkı mücadelesini bulandırmaktır.
Siz Irak ile sürekli temas içindesiniz. Irak ile Türkiye arasındaki ilişkiler bundan sonra nasıl olacak?
AK Parti hükümeti üzerindeki derin devlet et-kisinin fiilen azalmaya başlamasından sonra, Türkiye'yle Kürdistan Federe Bölge Yönetimi ile ilişkiler olumlu olmaya başladı. Özellikle Irak'ta Suni ve Şii Araplar arasındaki çatışmalar, Türkiye'nin
Sünni Araplardan yana bir tutum içinde olması, siyasi ve
ekonomik anlamda olumlu olmaya başlanan Türkiye ve Kürdistan Federe Bölgesi arasındaki ilişkilerin daha da iyi bir noktaya ulaşmasına neden oldu.
PKK yüzlerce Kürt aydınını katletti
Güneydoğu'da yapılan kazılarda faili meçhullerle ilgili her gün yeni bir bulguya ulaşılıyor. Peki sizce faili meçhul cinayetler iddia ettiğiniz Uludere olayında olduğu gibi PKK tarafından gerçekleştirilmiş olabilir mi?
Kemalist devlet Kürt bölgesinde gerçekleşen cinayetleri, JİTEM, Kontr-Gerilla, PKK, Hizbullah eliyle gerçekleştirdi. Bu bağlamda, PKK da faili meçhul cinayetlerden sorumludur. Ayrıca diğer faili meçhul cinayetlerin olmasına da ortam hazırlamıştır. Bu konuda
Meclis Komisyonu'na detaylı bilgiler verdim. O dönem PKK'nın katlettiği Kürt siyasetçilerinin ve kanaat önderlerinin bir kısmının listesini de sundum.
Kimler var bu listede?
PKK'nın
12 Eylül öncesi Mustafa Çamlıbel, Zabit
Kaplan, Mehmet Çakma, infaz ettiği isimler arasında yer alıyor. Ayrıca Halkın-Yolu, Halkın Devrimcileri, İşçi Köylü Partisi,
TİKKO, DEV-YOL,
Kurtuluş Hareketi üyeleri de PKK saldırısıyla karşı karşıya kaldılar. PKK daha sonra doğru yolu bulan kendi merkez komitesi üyeleri ve üst düzey yöneticilerini de öldürdü. Mehmet Turan, Murat
Bayraklı, Zülfi Gök, Abdullah Kumral, Resul Altınok, Mehmet Çimen,
Yıldırım Merkit bu isimlerden sadece birkaçı. PKK'nın 12 Eylül sonrasında gerçekleştirdiği infazlar arasında ise Çetin
Güngör, Enver Ata,
Eyüp Kemal Atsız, Mustafa Tangüner, Mahmut Bilgili,
Ramazan Adıgüzel gibi isimleri sayabiliriz. PKK'nın Kürt şehirleri ve kazalarında yaptığı infazlara en önemli örnek ise
Varto'dur. Varto yakınlarındaki
ölüm listesi olayın vahametini ortaya koymaktadır. 11 kişi infaz edildi. Bunlar gibi yüzlerce aydını katletti PKK.
Örgüt Suriye eksenine kayıyor
PKK-Suriye ilişkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
PKK ile ilişkileri sonlanma noktasına gelen Suriye, ilişkileri yeniden geliştirmeye başladı. PKK, Suriye yönetimine, kendi gerillalarını yollayarak destek çıkıyor. Suriye'deki Kürtler üzerinde bir
baskı rejimi oluşturarak
Baas rejiminin devrilmesini engellemeye çalışıyor. Kürtler adına Suriye yönetimine ortak olmak için
hazırlıklar yapıyor. PKK, Suriye'ye herhangi bir dış müdahale yapılması halinde, buna karşı savaşacağını açıkladı. Suriye de bu aşamada PKK'ya sınırsız destek sağlıyor. Bu nedenle PKK'nın son eylemlerinde, geçmiş dönemde olduğu gibi, Suriye desteğinin,
teşvik ve tahrikinin, plânlanmasının belirleyici olacağını düşünüyorum. PKK'nın Suriye'nin çıkarları doğrultusunda hem Kürdistan'da ve hem de metropollerde yeni saldırılara girişmesi söz konusu olabilir. Ama bu saldırılar PKK'nın zararına olacak! Bölgede yeni stratejik ittifakların oluşması, PKK için daha da tehlikeli bir durum yaratacak.
Hakkâri ve
Şırnak kapıları açılacak
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Lideri Mesut Barzani'nin Türkiye'de temaslarında kapalı kapılar ardında neler konuşuldu?
Türkiye ile Kürdistan Federe Bölge yönetimi arasında stratejik bir
anlaşma söz konusu. Bölgenin yeniden yapılanması, Suriye'ye karşı tutum gibi başlıklar konuşuldu. Türkiye tüm bu başlıklarda bölge çapında oluşacak cephede ortak hareket etmek istiyor. PKK sorunu konusunda da uzun vadede bir birliktelik sağlanmış durumda. Ayrıca Türkiye ve Kürdistan Federe Bölgesi arasındaki ilişkilerin geldiği düzey, Hakkâri ve Şırnak kapılarının da açılacağını gösteriyor.
Hakkâri ve Şırnak kapılarının açılmasının nedeni ne?
Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkilerin olumsuz noktaya gelmesinden ötürü kamuoyuna açıklanan ve karar altına alınan Hakkâri ve Şırnak kapılarının açılması kaçınılmaz görünüyor. Burada amaç, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi olacak! Ne kadar ekonomi o kadar siyasi ilişki anlayışı ile hareket edilecek!
YENİŞAFAK