Dünyaca ünlü piyanist
Fazıl Say’dan dünya kamuoyuna duyuru...
Fazıl Say,
Facebook sayfasında yayınlanan yazısında dünya kamuoyuna şöyle seslendi:
Hakkımda ikinci bir
soruşturma daha açıldı.
"Saçma sapan mahkeme" dediğim için 3 yıl. "İt-kopuk" dediğim için 2 yıl. Toplam 5 yıl.
Hakkımda açılan ilk
dava ise
Şubat ayında devam edecek.
"Dini değerleri aşağılamak" (!) suçu. Onunla beraber altı buçuk yıl.
Yıllardır internette yüzbinlerce kişi tarafından paylaşılan herkesçe bilinen, Hayyam’ın bir dörtlüğünü internette "retweet" ettiğim için açılmıştı bu dava.
Önce herkes bunu
şaka zannetti bu soruşturmayı. Dava açıldı. Bütün dünya bunu "çok saçma ve çok haksız" buldu. Dünya medyası ayağa kalktı.
Türkiye rezil oldu. Dava Şubat’a , 2. Celseye kaldı.
Ama ben bir tv programında herkes gibi "saçma sapan" dediğim için bir 2 yıl daha… "İt-kopuk" kelimesini ise, internette, küfürler,
hakaretler, tehtitler yağdıranlar için demiştim. Programı seyredebilirsiniz. Bize edilen ana avrat küfürler, bin çeşit hakaret ve tehditlere hiç kızmayalım, ama "it-kopuk" dersek
hapis? Bilmiyorum.
Merak ettiğim şey; Amaçları ne? Ben hapise girince başarılı mı oluyorlar? Evet oluyorlar! Onların amacı yıkmak.
Onlar insan olamıyorlar. Farklılıkları, hapis ile cezalandırmak istiyorlar. Türk medyası ise, beni düşman ilan etti, manipüle ettiği sebep ise, Türkiye’deki bir ticari müziğin değersizliğini söylemiş olmam, bu yüzden her gün, ama her gün aleyhimde yeni bir şey yazmaktalar, utanmadan, sıkılmadan, bunalmadan.
Ne yapacağımı pek bilmiyorum. Bir piyanist hapis yatamaz. Hayatı biter. Daha iyisi gitmektir. 12 yaşımdaki kızımı bırakıp gitmenin ise planını henüz yapmadım. Ama yapabilirim. Ya da onu da beraberimde götürmeyi düşünebilirim. Daha fazla cezalandırılmak isteniyorum.
Bu faşizme karşı susmam isteniyor ve sanırım bunu da her tür
manipülasyon eşliğinde başarırlar. Ama başardıkları ne olacak? Yıkmak mı? Yaratmak varken yıkmak mı? Buyrun… Alkışlayın onları. Alkışlayın..."