Gazeteci Mehmet
Baransu'nun ''Karargah'' adlı kitabında ''
yasaklanan bilgileri açıkladığı'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği'' iddiasıyla yargılandığı
davada
beraatine karar verildi.
İstanbul 12. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz
sanık Mehmet Baransu katılmadı. Duruşmada Baransu'yu avukatı Veysel Ok temsil etti.
Duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan İstanbul
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali
Uysal, sanık hakkında ''
yetkili makamların açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklamak'' suçundan TCK 336. maddesi 1. fıkrası gereğince cezalandırılması istemiyle, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen
görevsizlik kararı sonucu yargılama yapıldığını hatırlattı.
Yargılama sonucunda sanığın mahkumiyetine yetecek nitelikte ve yeterlilikte
delil elde edilmediğini belirten savcı Uysal, Baransu'nun beraatine karar verilmesini istedi.
Baransu'nun avukatı Ok da, esas hakkındaki görüşe katıldığını belirterek, ''Zira müvekkilimin bildirdiği hususlarla ilgili birçok dava açılmıştır, bu nedenle suç unsuru yoktur. Müvekkilimin beraatine karar verilmesini talep ediyorum'' dedi.
Sanık
Mehmet Baransu hakkında, ''
soruşturmanın gizliliğini ihlal etmek'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından cezalandırılması istemiyle dava açıldığını hatırlatan
mahkeme heyeti, sanığın mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine karar verdi.
-Davanın geçmişi-
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın iddianamesinde, Karakutu Yayınları tarafından piyasa sürülen ''Karargah'' isimli kitabın içeriğinde yer alan bilgilerin, soruşturmayı yürüten ilgili cumhuriyet savcılarına verildiği, ancak kitabın piyasaya sürüldüğü tarihte, bu bilgileri, öğrenmemesi gereken kişilerin öğrendiği ifade ediliyordu.
Söz konusu bu bilgiler ile adil yargılamanın da etkilenmesinin mümkün olacağı belirtilen iddianamede, soruşturma sürerken, bu kitabın çıkması sonrasında kamuoyunda büyük tartışmaların çıktığı ve kişilerin yargılanmadan bir kesim tarafından mahkum edildiği, diğer kesim tarafından da farklı düşüncelerin ortaya atıldığı öne sürülüyordu.
Yasa koyucunun, soruşturma sürerken, soruşturma ile ilgili hiçbir bilginin bu kadar detaylı olarak kamuoyuna aktarılmasını engellemek için ceza kanununda
düzenleme yaptığı ve
yaptırım getirdiği ifade edilen iddianamede, söz konusu kitapta, bunların göz ardı edildiği belirtiliyordu.
İddianamede, Mehmet Baransu'nun ''gizliliği ihlal'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs'' suçlarından 1,5 ile 6 yılar arasında
hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyordu.
Yargılama aşamasında İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın eyleminin TCK 336. maddesi 1. fıkrasında
tarif edilen ''açıklanmasının yasaklandığını, niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklamak' şeklinde oluşabileceğinden, delillerin değerlendirilmesi ile bu maddedeki suçlara bakma yetki ve görevinin özel yetkili mahkemelere ait olduğunu belirterek, mahkemenin görevsizliğine karar vermişti.
Mahkeme, sanığın, 4 ile 8 yıl arasında
hapis cezası öngören ''yasaklanan bilgileri açıklamak'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından cezalandırılması istemiyle, dosyanın İstanbul Özel Yetkili
Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmetmişti.