''
İrtica ile Mücadele
Eylem Planı'' ve birinci ''
Ergenekon'' davalarının ikinci ''Ergenekon'' davasıyla birleştirilmesinin ardından, eski
Genelkurmay Başkanı
emekli Orgeneral İlker Başbuğ,
CHP milletvekilleri Mustafa
Balbay ve Mehmet
Haberal ile emekli
Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 61'i
tutuklu 256
sanıklı davanın 180. duruşması başladı.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nce
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP
İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, emekli Tuğgeneral
Veli Küçük, eski Özel
Harekat Dairesi
Başkanvekili İbrahim
Şahin, gazeteci
Tuncay Özkan ve emekli
Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in de aralarında bulunduğu 38 tutuklu sanık katıldı.
Eski
Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral
İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hurşit
Tolon, CHP
Zonguldak Milletvekili ve
Başkent Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr.
Mehmet Haberal, emekli Orgeneral
Hasan Iğsız, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, emekli
Albay Dursun Çiçek ve
Sedat Peker ile duruşmalardan
men cezası verilen
İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı
Doğu Perinçek ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 23 tutuklu sanık katılmadı.
''
Odatv'' davası kapsamında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı
Yalçın Küçük ile tutuksuz yargılanan
Hayri Bildik ve Erkut
Ersoy da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, dinlenilen ''gizli
tanık Gurbet''
MLKP terör örgütünün kurucularından olduğunu belirterek, 12
Mart 1995 yılında
Gazi Mahallesi'nde meydana gelen olaylarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Gizli tanık, 30 yıldır örgütsel faaliyetlerde bulunduğunu, 1994 yılında MLKP'yi kurduklarını, 1998 yılında da örgütten ayrılarak
yurt dışına yerleştiğini anlattı.
-''Gazi'de kahvehanenin taranacağı biliniyordu''
Gazi Mahallesi'nde kahvehanenin taranmasıyla meydana gelen olayların kontr-gerilla
eylemi olduğunu düşündüğünü ifade eden
gizli tanık, ''Gazi olaylarından sonra MLKP olarak yaptığımız değerlendirmelerde bazı karanlık noktaların olduğu ortaya çıkmıştı. Kahvenin taranacağının önceden MLKP Gazi örgütlenmesi tarafından bilinmesine rağmen, Gazi dışındaki hiçbir üst düzey yöneticinin bu durumdan haberdar edilmemiş olması, bu karanlık noktalardan en belirginiydi'' dedi.
Gizli tanık ''Gurbet'',
Gazi olaylarının ardından 17 yıl önce cesedi kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak'ın MLKP'nin il yönetiminde olduğunu belirterek, Gazi Mahallesi örgütlenmesinden sorumlu olan Ocak'ın, olayların hemen ardından örgütün üst düzey sorumlularını bilgilendirdiğini anlattı.
Ocak'ın, Gazi Mahallesi'ne saldırı olacağı duyumunu aldıktan sonra acil müdahale için
bildiri kaleme aldığını ifade eden gizli tanık, partinin merkez komitesi adına bunu dağıttığını, bu bilgiyi örgütün üst yönetimiyle paylaşmadığını kaydetti.
O dönemde örgütün elinde askeri güç olarak 40'ın üzerinde kaleşnikof, yüzlerce kilo TNT ve el bombaları olduğunu belirten gizli tanık, ''Askeri olarak her türlü mühimmatları var.
Kızıl müfreze denilen Bekaa'da
Filistin tarafından eğitilmiş elemanları var. Bunların Gazi'de mevzilendirilmemesi dikkat
çekici. MLKP Gazi olaylarını maniple etti. Hasan Ocak sorguya gelmedi. Cesedi kimsesizler mezarlığında bulundu. Ocak'ın katillerini 'Ergenekon'un içinde aramak gerekir.
Osman Gürbüz ile MLKP arasında kesişme oldu. Ya Hasan bunu fark etti, konuşmaması için öldürüldü ya da MLKP'de Hasan'ın üstünde insanlar vardı. Açığa çıkmaması için Hasan öldürüldü. Gazi olayları davası da
Karadeniz Bölgesi'nde Trabzon'da görüldü. O dönemde
Giresun Jandarma
Alay Komutanı Veli Küçük'tü. Veli Küçük nerede görev yapmışsa sol örgütler orada güçlenmiştir. MLKP Türkiye'de o kadar dağ varken neden Samanlı Dağları'na sığınak yaptı. Küçük o dönemde
Sakarya,
Bilecik bölgesinde görevliydi. Pamukova'da Türkiye'nin en büyük askeri sığınağı vardı. Amaç o sığınağı havaya uçurmaktı.''
Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi.