Görülmemiş ayrımcılık geliyor

CMK 250'nin kaldırılmasıyla ilgili kamuoyuna yansıyan bilgilerin gerçek olması halinde, örgütlü suçları yargılamaya ayrımcılık gelecek.

Görülmemiş ayrımcılık geliyor

Zaman Muhabiri Büşra Erdal, CMK 250'nin kaldırılması ile ortaya çıkacak ayrımcılığı kaleme aldı. [Haber Yorum] Örgütlü suçlarda ayrımcılık dönemi Türkiye'nin en büyük yargı sorunlarından biri de 'devletin memurunu' yargılayamamaktı. Kamuoyunu sarsan bir çok cinayet, suç eylemlerinin devletle bağlantılı failleri ya yakalanamadı ya da yakalansa da az ceza alarak kurtuldu. Bu durumun en büyük sebebi savcıların, hakimlerin bu olaylara bir türlü el koyamaması, el koysa da önlerine gelen 'bürokratik' engelleri aşamamasıydı. 2005'te yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, devlet içinde, devletin güvencelerinin ardına sığınmış 'memurlar'ın önündeki perdeyi çekti. Bundan sonra zaten Ergenekon, Balyoz, faili meçhuller gibi davalarda önündeki perde çekilen memurların dört bir yana kaçıştığını gördük. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, şimdi bu madde kanundan çıkarılıyor. Özellikle kritik ve büyük suç oluşumlarına dahil olan memurları kanun önünde eşit kılan madde yerine daha dar kapsamlı yeni bir düzenleme olacağı konuşuluyor. CMK 250'nin kaldırılmasıyla ilgili kamuoyuna yansıyan bilgilerin gerçek olması halinde, örgütlü suçları yargılamaya ayrımcılık gelecek. İlk bilgilere göre, CMK 250'nin kaldırılmasıyla hukuk sistemine vurulan en büyük darbe, aynı maddenin 'sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun bu kanunla görevlendirilmiş ağır ceza mahkemelerinde yargılanır' kısmının artık olmayacağı. Ancak yeni düzenlemede, devletin güvenliğine ilişkin 'darbe ve terör' suçlarında kamu görevlileri hakkında yargılama iznine gerek olmayacağı ifade ediliyor. Yargılamalarının bölgesel mahkemelerde olacağı belirtiliyor. Bu konuda büyük bir çelişkili durum var. CMK 250 ile birlikte bu özel yetkili mahkemelerin işleyişini, soruşturma ve yargı safhasını düzenleyen 251 ve 252 de kaldırılıyor. 251'in 1'inci fıkrasındaki terör ve darbe, suç örgütü eylemleriyle ilgili 'bu suçlar görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır' düzenlemesi de tarih oluyor. Bu durum özellikle darbe suçları açısında sorun teşkil edecek. Çünkü, özellikle internet andıcı, Ergenekon ve Balyoz davalarında görev sırasında işlendiği iddia edilen suçlar var. Bu durumda, bu suçlar için de, izin istenmesi kuralı kalksa bile, görevi sırasında işlenen bir suç olduğu için askeri mahkemeler ve Yüce Divan gündeme gelebilir. Yani 'izin sistemi olmayacak' denilmesi bu düzenlemeleri kaldırmak büyük çelişkili bir durum arz ediyor. Öte yandan, bölgesel mahkemelerin kapsamından çıkarılıp illerdeki ağır ceza mahkemelerinin görevine girecek olan 'suç örgütü, uyuşturucu çeteleri' gibi suçlarda ise kamu görevlilerinin yargılanmasında izin sistemi gelecek. Bu şekilde, suç örgütlerine ilişkin iki ayrı sistem ve yargılamada da ayrımcılık olacak. Eğer konuşulduğu şekilde 3. yargı paketine ilaveler yapılırsa, artık büyük suç örgütlerine ilişkin dosyalar fezleke halinde idari amire gönderilecek, amir bunlarla ilgili yargılama izni verecek. İzin şartı, bu tip suçların doğasına aykırı en başta. Görevle ilgili suçlarda, idari amir görevin niteliğini bilir ve kanaat bildirir, bu soruşturmaya artı katabilir ama bir kaymakam ya da valinin suç örgütlerine ilişkin nasıl bir uzmanlığı olabilir? Bunu ancak uzman savcılar bilebilir. BÜŞRA ERDAL - Zaman
<< Önceki Haber Görülmemiş ayrımcılık geliyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER