Hocaefendi, "vatan evladı şehit düştüğünde ağlamanın kalbin soluklanması olduğunu" söylüyor.
"Genelkurmay başkanı da ağlar mıymış?... Evet bir asker mukavemetli olmalı, en ciğersuz hadiseler karşısında dahi dayanmalı acz ve zaaf ifade eden tavırlara girmemeli.
Ama vatan evladı öldüğü zaman orada da ağlamasını bilmeli. Zaten iradi olmaz, kalbi varsa ağlayacaktır.
A be birader, bir insan kalbinin gereği olan, kalbinin gereği solukluyorken, niye onu tan u teşniye tabi tutuyorsun? Neden yadırgıyorsun onu?"
8 askerimizin şehit düşmesinden sonra
Genelkurmay Başkanı Org.neral Necdet Özel'in gözyaşları içinde kaldığını gösteren bir fotoğraf gazetelere yansımıştı. Bunu eleştirenler çıktı.
"
Vatan evladının sahibi, velisi, mütevellisi vasisi olan bir insan orada insan olmanın gereği olarak
kalbinin soluklarını gözyaşları şeklinde dışarıya döküyorsa o bir kere insan olmanın gereğidir. O mevzuda hala kaskatı davranıyorsa bir insan, o kendi
insanlığını bir kere daha gözden geçirmesi lazım."
Hocaefendi, Peygamber Efendimiz'in hadis-i şerifini hatırlattı.
"Ve daha da incelerek diyeceğim ki,
'A be birader, sen anan baban öldüğü zaman hiç üzülmedin mi, gözyaşı dökmedin mi? Evlatların öldüğü zaman hiç üzülmedin mi? Gözyaşı dökmedin mi?' Vatan evladı ölürken yani niye kaskatı davranacaksın?"
"Vatana olan ihanetler karşısında, millet abidesinin devrilmesi karşısında, tarihi değerlerimizin hak ile yeksan olması karşısında gözyaşı döken insanlara neden sulugöz diyeceksin? Evet tekrar ediyorum nezahet-i lisaniyem bana vize verseydi, burada ona
"A be densiz" diyecektim. Esas ağlamadığından gözünün yaşarmadığından dolayı, levm edilecek birisi varsa o da sensin, sensin. Senin gözlerin için Peygamber (S.A.S) 'ağlamayan yaşarmayan gözden Allah'ım sana sığınırım, şeytandan sığındığım gibi' diyor.