Duran Akbulut, 1996'dan bu yana Büyük
Kulüp'ün başında. 7 bin 300 üyesi bulunan, asker üyelerinin fazlalığıyla dikkat çeken
Büyük Kulüp, bir zamanlar hükümetlerin kurulup yıkıldığı yerdi. Bu geleneği yıktığını anlatan Akbulut, kulübe üye 5-6
paşanın da cezaevinde olduğunu söylüyor.
1882 yılında
İngiltere Büyükelçisi Sir Alfred Sandison tarafından kurulan Cercle a'Pera, başlangıçta
Osmanlı İmparatorluğu'nda görev yapan
yabancı elçiler ve ataşelerin üye olduğu bir kulüptü. İttihat ve Terakki döneminde önemli sayıda Türk üye kabul eden yapı, 1944'te Büyük Kulüp adını aldı. Bu yıllarda iktidarla da yakınlaşan Büyük Kulüp, 27
Mayıs darbesiyle birlikte
darbeci kadroyla yakın ilişki içine girdi. Hazine'ye para bağışlandı, kulüp yöneticileri askerî iktidarı hoşnut edecek şekilde seçildi. Üyeler içindeki asker ağırlığının da bundaki payı kaçınılmazdı. Ağırlıkları bugüne uzanan bir zaman diliminde giderek arttı. Neredeyse üyesi olmayan
Genelkurmay başkanı kalmadı! '
Askerî kulüp' yorumları dahi yapıldı hakkında...
1950'lerde,
Demokrat Parti döneminde
bürokrasi ve diplomasi dünyasının yanında iş ve sanat dünyasından katılımlarla genişleyen Büyük Kulüp, 'seçkinler kulübü' imajını da sağlamlaştırdı. Türkiye'deki iktidarlar üzerinde bir güç merkezi haline geldi. Büyük Kulüp'ün 16 yıldır başkanı olan Duran Akbulut'a göre 1970'lere kadar da hükümetlerin kurulup yıkıldığı bir yerdi burası. Ta ki yerini Encümen-i Daniş gibi daha 'seçkin' yapılar alana kadar... Biz de geçtiğimiz haftaki seçimlerde, rakibi Gündüz Kaptanoğlu'nu 301 oyla geride bırakarak yeniden başkan olan Duran Akbulut'un ağzından, bugün 7300 civarında üyesi bulunan Büyük Kulüp'ün ve kendisinin hikâyesini dinledik. Röportajımız
Necati Özgen Paşa'nın
tebrik ziyareti ve telefonlarla kesildi. İşimizi bitirip çıkarken selamlaştığımız isimse eski
Adalet Bakanı Mehmet Moğultay'dı.
1996'dan bu yana Büyük Kulüp'ün başkanısınız. Geçtiğimiz haftaki seçimde kaçıncı zaferinizi kazandınız?
1978'de rahmetli Raif Dinçkök'le
yönetim kuruluna girdim. 1994'te
vefat edince, Bülend Ulusu Paşa başkan, ben de ikinci başkan oldum. 1996'da Bülend Ulusu Paşa, "Duran, sen üyeleri tanıyorsun, listeyi yap. Ben yine başkan olacağım." dedi. 1992'de bu binayı, paramız olmadığı için, 100 bin dolara, Sheraton'un gazinosunu işleten şahsa kiralamıştık. O arada Temiz Eller programını yapan bir gazeteci ve
Emin Çölaşan da "
Başbakanlık,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapmış bir şahıs,
kumar oynatan bir kulübün başkanlığını yapamaz." diye
kampanya yürüttü. Bülend Bey, çok üzülmüş. Böyle olunca, 1996 seçimlerinde, arkadaşlar ısrarla
aday olmamı istediler. Rakiplerim
Seyfi Basa ve Orhan Yüce'nin toplamından fazla oy alıp başkan oldum. 18 senedir yönetim kurulundayım, 16 senedir
başkanlık yapıyorum.
2002'de yarıştığınız Mehmet Kuriş'in listesinde 28 Şubat'ın aktörlerinden Çevik Bir vardı. Devletin sizi devirmek için harekete geçtiği, sebebinin de Türkbank dosyası olduğu iddia edildi...
Emin
Cankurtaran'la o senelerde ayrılıyoruz. Yapı Kredi'ye 3-5 milyon dolar borcumuz var. Mehmet Emin
Karamehmet'in ikinci adamı Osman Berkmen'den randevu aldık. "Bu borcu üzerime alıyorum. Emin Bey'i işin içinden çıkaralım." dedim. Esem'i alıyordum, Adidas'ı ona bırakıyordum.
Mehmet Emin Karamehmet de geldi toplantıya. O günün konusu, 'Türkbank'ın satışında
Alaattin Çakıcı kimi
destekliyor?' idi. Ben Hayyam Garipoğlu'nu biliyordum. Osman Berkmen de "
Hayır, Korkmaz Yiğit'i destekliyor." dedi. "Duyum aldığınıza göre, siz
teklif verecek misiniz?" diye sordum. O da, "Bize rantabl değil ama
Güneş Taner ısrar ettiği için teklif vereceğiz." dedi. O arada Osman Berkmen ve Karamehmet de
Güneş Taner'le yemek yemişler. Taner'e de bizim için 'Alaattin Çakıcı'nın adamları' demişler. O da Mesut Yılmaz'a söylüyor. Yılmaz da DGM savcısı Aykut
Cengiz Engin'e şikâyette bulunuyor. Biz de gidip ifade verdik. Mesut Bey de bu konuda bizimle birlikte yargılandı. Ama sonuçta
beraat ettik.
2002'de rakip listede olan Çevik Bir, 2006'da sizin listenize nasıl girdi?
2002'de, Büyükelçi İlter
Türkmen de rakibimdi. Burası bir
aile kulübü. Son rakibim Gündüz Kaptanoğlu da benim aile dostum. 8 sene yönetimimde çalıştı. Onun listesindeki 5-6 kişi de öyle... 'O listedeydi, bu listedeydi' yok bizde. Kimseyi ayırmam. Gece yatarken, sabah kalkarken dua ederim, itikadım sağlamdır ama ne oruç tutarım, ne namaz kılarım.
2002'deki yarış, derin devletin sizi devirme operasyonu muydu?
Hayır, öyle bir şey olamaz. Ben Başbakan'ın annesi öldü, gittim. Daha Başbakan değilken, hapishaneden çıktı, burada yemeğe geldi. Benim onlara
bakanlık, milletvekillik yapmış üyelerim var.
Kimler mesela?
Abdülkadir Aksu, Dengir Mir Mehmet
Fırat, Cengiz Kaptanoğlu... Aklıma gelmeyen isimler de var.
5-6 tane asker üyemiz tutuklu yargılanıyor
Büyük Kulüp, darbe dönemlerinde ilginç bir
profil çiziyor.
27 Mayısçılarla iyi geçinmek için Hüsnü Çakır başkan yapılıyor. 28 Şubat sürecinde de üyelerden, o zamanın parasıyla 1 trilyon 100 milyar lira toplanıyor.
Yalnız o
yardımı buradaki işadamları yaptı. Kulüp olarak öyle bir yardım yapamayız.
O yardımı asker üyeleriniz mi istedi?
8 yıllık eğitim için bir gece tertip etmiştik. İşadamlarına yemek verdik. O arada 8 yıllık eğitim için okul yapmak amacıyla, işadamlarımız seferber oldu. Sonra Süleyman
Demirel Beyefendi geldi, bir gece tertip ettik.
O geceden sonra buraya magazin gazetecileri giremedi, değil mi?
Yahu bir gazeteci bile o kadar okulu gündeme getirmediği gibi, "Süleyman Bey,
Sibel Can'ın göğüslerine bakıyor." dediler. Ben de "Magazinciler buraya giremez." diye tüzüğe koydurttum.
Bu kadar kapalı olmanızın insanları şüphelendirdiğini düşünüyor musunuz?
Bir dakika! Bizde ayırım yok. Düğün yapıyorlar, buraya başı bağlı da giriyor. Buraya herkes girebilir. O kadar çok başörtülü geldi ki! Burada sevgi, saygı ayrımı yok. Kim olursa olsun! Bir üyemden bile daha "Başörtülüler buraya nasıl giriyor?" sözünü duymadım. Asker de dâhil olmak üzere.
2000'li yıllarda Büyük Kulüp'ün siyasî etkisi azalırken, Encümen-i Daniş öne çıktı...
Bizim Encümen-i Daniş'le bir bağımız yok. Ha, Encümen-i Daniş'ten,
mason localarından üyelerimiz olabilir. Fakat burada daha çok toplananlar, Lions kulüpleridir. Sürekli salonlarımızı veririz. Üyelerimizin nerelere üye olduğunu irdelemeyiz! Adnan Hoca'nın (Oktar) da çocukları buraya gelip yemek yemiştir. Bizim bir siyasi görüşümüz yok.
Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmalar kapsamında tutuklu yargılanan kaç asker üyeniz var?
Geçenlerde merak ettim, sordum. Avukatımız "Ya beş, ya altı tane." diyor.
Onları ziyarete gidiyor musunuz?
Hayır. Ben o tip işlere girmem. Ama benim isteğim, bir an önce yargılansınlar, boşu boşuna yatmasınlar.
Cezaları varsa da çeksinler.
Türkiye'de darbe planlarının deşifre edilmesi ve cezalandırılması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hiç olmazsa herkesin bir yerde hizaya gelmesi lazım! Bundan sonra kimse darbeye teşebbüs edemez. Bunların ayıklanması, ceza görmesi gerekir; ama suçluyla suçsuzu ayırmak lazım. Yoksa hükümetin icraatlarının yüzde 80'ini destekliyorum.
Desteklemediğiniz yüzde 20'de neler var?
Her vatandaşın aynı haklara sahip olmasını istiyorum. 'Benden-benden değil' ayrımı istemiyorum. Yoksa Başbakan hastalandı, dua ettim; "
Allah başımızdan eksik etmesin." diye.
İsmail Hakkı Karadayı'dan İlker Başbuğ'a kadar gelen Genelkurmay başkanları üyeniz mi?
Evet.
Yaşar Paşa (
Büyükanıt) ayda bir gelir. İlker Paşa da 15 günde bir gelirdi. Bülend Ulusu da arada gelip briç oynar.
Burada hükûmetler yıkılıp kurulurdu, tüzük değişikliğiyle siyasî toplantıları kaldırdım
Büyük Kulüp, gücünü nereden alıyor?
Burada her sektörden insan var. Aşağı yukarı 2 binin üzerinde serbest meslek sahibi var. 700 sanayici var. 600 eski parlamenter, vali,
emniyet müdürü, müsteşar var. 100'e yakın asker var. 80'e yakın
büyükelçi var. 1700 tane de 18-35 yaş arası gencimiz var ki, en az iki lisan bilen, pırıl pırıl çocuklar.
Büyük Kulüp'ün siyasî bir gücü var mı?
Çok eskiden burada, hükûmetler yıkılıp kurulurmuş, parti kongreleri yapılırmış. Ben bir, iki parti yemeğine şahit oldum. Seçildiğim yıl (1996) tüzük değişikliği yapıp 'Burada parti yemekleri, siyasî kongreler yapılamaz' dedim. 1994'te 900 kişilik bir yemeği oldu MHP'nin burada. Ben bayrakları indirtiyorum, geliyorum tekrar asılmış... O gün kafama koydum, tüzük değişikliğini. 1996'dan sonra burada hiçbir siyasî toplantı yapılmadı.
Bu nedenle baskı gelmedi mi?
Geldi ama buraya her partiden siyasetçi geliyor. Geçen yönetimimde MHP'den
Doğan Cansızlar vardı. Daha önce ANAP'tan
Yüksel Yalova da yönetimimdeydi.
Hükümet kurulup yıkıldığı dönem, ne zaman?
70'ler... Hatta 60'lara kadar gidiyor. Mesela
Celal Bayar buradan çıkmazdı, ki burayı kızı
Nilüfer Hanım'dan aldık.
Büyük Kulüp üyesi olmak, insana neler katar?
ABD'de bir laf vardır: "İnsanlar bir yaşa geldikten sonra, yalnız kalmasınlar diye kulüplere üye olurlar." Burada da diyelim bir
avukat lazım oldu, arkadaşlarımıza üyelerimizden bir öneride bulunuyoruz. Burada bir
dayanışma var. 1998'de 43 tane okul yaptırdık.
28 Şubat sürecinde 8 yıllık kesintisiz eğitime destek olmak için...
Evet, neler yaptığımız var listede. Bir iftarda Başbakan'ımız Somali'ye yardım edilmesini istediği için 100 bin dolar yardım yaptık. Van depreminde 3 bin
battaniye gönderdik.
Buraya üye olmanın şartları neler?
Devlete
hizmet edenleri ve üçlü
kararnameye tabi olanları, dörtte bir ücretle alıyoruz. Giriş, 50 bin lira. Dörtte biri, 12 bin 500 lira. Bunu takside bağlıyoruz. Bir vali,
emniyet müdürü emekli olunca kahveye mi gidecek? Ben kahveye mi gidecektim?
Maddî olarak da çok güçlü bir kulüpsünüz...
Bugün bu kulübün değeri, en kötü 150-200 milyon dolardır. Kasamızda da 11 milyon lira var.
Kulübünüzde doğal üyelik uygulaması var mı?
Üçlü kararname çerçevesinde yer alan müsteşarlar, emniyet müdürleri, valiler bir de orgeneraller ve korgeneraller üyemiz olabiliyor.
Komutanlara gidip üyelik teklifi yapar mısınız?
Kulübe prestij kazandırmak için bu teklifi yaparız.
İstanbul Valisi'ne (Hüseyin
Avni Mutlu) birkaç defa söyledim. "Durancığım, zaten ben vali olduğum sürece, tüzüğünüze göre onur üyesiyim." dedi. Valilere teklif ettik. Büyükelçilere teklif ettik.
Başbakan Erdoğan'a teklif götürdünüz mü?
Başbakan zaten şeref üyemiz. Ona teklif olur mu? Buraya
düğüne, davetlere geliyor, karşıdan selamlaşıyorduk. Rahmetli Emin Cankurtaran da çok iyi dostuydu. Babası Lokman amca da Başbakan'ımızı çok severdi. Ben de o vasıtayla tanıştım.