Türk Kızılayı,
Diyanet İşleri Başkanlığı,
Milli Eğitim Bakanlığı ve
İçişleri Bakanlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen 2015 yılına kadar Türkiye'nin 81 iline yayılması planlanan "Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma
Projesi" kapsamında Sakarya'da proje paydaşı kuruluşların temsilcilerine seslenen Türk Kızılayı Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet
Mete Işıkara, "
Afet Zararlarını Azaltma Programı" çerçevesinde bilgi verdi.
Projenin amacının özetle olası afet zararlarını azaltmak olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ahmet
Mete Işıkara, "Afetler olmadan önce afetin zararlarını en aza nasıl çekerim çalışmasını yapmak gerekir. Biz bugüne kadar bunu hep afet sonrasına ne kadar hazırlıklıyız diye baktık. Afetlere karşı ne kadar bilinçli olursak bunu en az hasarla atlatmamız da o kadar mümkün olur. Projemizin hedefi de
toplum liderleri aracılığı ile halkı yaşadıkları bölgedeki afet
tehlikeleri ve riskler hakkında bilinçlendirmek ve bu yolla zarar azaltma kültürünü oluşturmaktır" dedi.
Türkiye'nin risk
yönetimi maddelerinden biri olan müdahale ve iyileştirme konularında başarılı olduğunu anlatan Işıkara, açıklamasına şöyle devam etti: "Örneğin Van
depremi sonrasında kış şartlarına rağmen müdahale konusunda başarılı idik.
Van depreminde en büyük şanssızlığımız orada kışın çok ağır geçmesi idi. Bu ağır şartlara rağmen devletin yaptıklarını eleştirmek yerine teşekkür etmek gerekir. Şunu önemle vurgulamak istiyorum ki bizim Afet Yönetiminden Risk Yönetimine geçmemizin zamanı gelmiştir."
Risk yönetiminin daha etkin ve zararları azaltan bir
sistem olduğunun altını çizen Işıkara, şöyle konuştu: "Risk yönetimi tehlike ile riskin belirlenmesi ve analizi ile imkan, kaynak ve önceliklerin dikkate alınarak idare edilen bir süreçtir. Afet senaryolarının hazırlanması,
uygulama önceliklerinin belirlenmesi ve riskin azaltılabilmesi için genel
politika ve stratejik planlarla, uygulama planlarının hayata geçirilmesi bu süreç kapsamındadır. Buna keza
kriz yönetimi ise kriz halinde şartları normale döndürmeyi hedefleyen geçici bir yönetim biçimidir. Afet (risk) yönetiminden farklı olarak sürekliliği yoktur ve belirli bir sürede uygulanarak krizin geçtiği sürenin ardından uygulamadan kalkmasıdır. Türkiye'de uygulanan kriz yönetimi geçici çözümler bulmakta ve kriz zamanı geçtikten sonra sorumluluklar yine unutulmaktadır"
Sakarya'nın 1999 yılında yaşadığı depremden de bahseden Türk Kızılayı Başdanışmanı Işıkara, Sakarya'nın
Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer aldığını ve bu bölgede fazlaca bir hareketliliğin yaşandığını ifade etti. Işıkara, Sakarya'nın 100 yılda iki büyük deprem yaşadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunlardan biri 1967 yılında diğeri ise 1999 yılında meydana geldi. Ancak, Sakarya'da başka bir risk daha var. Bu da
Geyve'den başlayarak Mekece'ye kadar giden bir kırık. Bu kırıkta 300 yıldır deprem olmadı. Bu kol Sakarya'ya çok yakın bir yerde. Burada er ya da geç bir deprem olacaktır. Bunun için deprem güvenliğini asla elden bırakmamak gerekir."
İHA