Seçim döneminde "Biz
Dersim'de resmen,
PKK terörü altında
kampanya yürüttük." diyen
CHP'li
vekil Hüseyin
Aygün, uzun süredir
örgütün
hedefindeydi. Aygün'ü gözaltına aldıklarını belirten örgütün "İdari ve hukuki işlemlerden sonra serbest bırakacağız." açıklaması
KCK yapılanmasını
gündeme getirdi.
CHP
Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün'ün
kaçırılmasının sebepleri
12 Haziran 2011
seçimlerine kadar gidiyor.
Örgüt, BDP'nin Tunceli'den bağımsız aday gösterdiği Ferhat Tunç'u destekleme kararı alıyor. Böylece Tunceli'den bir milletvekili çıkarma hesapları yapıyor. Ancak bu plan CHP'nin son anda listeye koyduğu Aygün'le bozuluyor. Kureyşan aşiretinin mensubu Aygün, Kamer Genç'le birlikte Meclis'e giriyor. Bunun üzerine CHP'nin seçim merkezleri tahrip ediliyor. PKK dün, Aygün'ün kaçırma sebebini açıklarken halktan şikayetler geldiğini gerekçe gösterdi. Bu gerekçe CHP'li vekilin halk üzerindeki etkisini ortaya koyuyor. Aygün bir röportajda PKK'yı şöyle eleştirmişti: "Biz Dersim'de resmen, PKK terörü altında bir seçim kampanyası yürüttük, BDP terörü altında... PKK'yı da eleştiren bir noktadan bakmalıyız. Türkiye'deki aydınlar uzun süredir, PKK'nın kuyruğuna takılmış durumda."
Bu eleştiriler hafızalarda sıcaklığını korurken Hüseyin Aygün, önceki gün PKK'lı teröristlerce kaçırıldı. Bu
eylem Ankara'nın öncelikli gündem maddesi oldu. Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül ve
Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu'nu arayarak Aygün'ün sağ salim serbest bırakılması için devletin tüm imkânlarının seferber edildiğini söyledi.
Önce tehditkâr açıklamalar yapan terör örgütü ise daha sonra CHP'li vekilin kısa süre içerisinde serbest bırakılacağını bildirdi. Güvenlik birimleri, Aygün'ü kaçıran 2 PKK'lıdan birinin Munzur Dersim kod adlı Cihan Söylemez olduğunu tespit etti.
CHP Tunceli
Milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılması haberi üzerine alarma geçen CHP'de, önceki gece ve dün gün boyu gelişmeler yakından izlendi. Sık sık Tunceli Valisi, yerel kaynaklar ve hükümet yetkilileriyle görüşen CHP'li yöneticiler, aldıkları her bilgiyi Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile paylaştı. Kurmaylarıyla sayısız toplantı gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, dün olağan
Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında da gelişmeleri değerlendirdi. Toplantı devam ederken, MYK adına bir yazılı açıklama yapıldı. CHP'nin, Türkiye'de terörün sona erdirilerek toplumun huzur ve güvenliğe kavuşturulması yolundaki mücadelesini yılmadan ve kararlılıkla sürdüreceği belirtilen açıklamada,
"Bu eylem, parlamenter demokrasimizi, onun temel organı olan, halkımızın iradesini temsil eden TBMM'yi ve o iradeyi sorunlarımızın çözümü için tek yol olarak gösteren CHP'yi hedef alan bir meydan okumadır. Bu pervasız saldırı, CHP'nin ve tüm toplumumuzun terörle mücadelesine sadece güç katacak ve kararlılığımızı pekiştirecektir." denildi.
Hükümete düşen ilk görevin, Aygün'ü bir an önce sağlıklı bir şekilde özgürlüğüne kavuşturmak olduğu belirtildi. Son gelişmelerin, terörün nitelik değiştirdiği anlamına geldiği belirtilen açıklamada, bu çerçevede konunun bugün TBMM'de olağanüstü bir oturumla değerlendirilmesi gerektiği savunuldu:
"Daha önce ortaya koyduğumuz gerekçelerle, CHP TBMM'nin olağanüstü toplanabilmesi için bir kez daha tüm milletvekillerimizi Genel Kurul'da görev başına çağırmaktadır. TBMM'nin toplanmasının teröristlerin amaçlarına hizmet edeceği usanç ve utanç verici safsata ve bağnazlığına hükümet ve yandaşları derhal son vermelidir."
KILIÇDAROĞLU: İÇİŞLERİ BAKANI, AYGÜN'ÜN KISA SÜREDE BIRAKILACAĞINI SÖYLEDİ
CHP lideri Kılıçdaroğlu, esnaf ile yapılan iftarın ardından gazetecilerin konuyla ilgili sorularını cevapladı. Kılıçdaroğlu, "İçişleri Bakanı ile görüştüm. Sayın Aygün'ün kısa süre içinde bırakılacağını ifade etti." dedi. Bir milletvekilinin kaçırılmasının çok büyük bir olay olduğunu söyleyen CHP lideri, milli iradeye karşı bir hareket olduğunu dile getirdi. Kılıçdaroğlu, CHP milletvekilllerinin bölgede olduğunu belirterek, "Önümüzdeki günlerde
Kadın Kollarımız Tunceli'ye gidecek. Sayın Aygün'ün annesi ve eşiyle beraber olacaklar. Umuyorum bu olay iktidara bir
ders olur." ifadelerini kullandı. Resmi kaynaklardan kendilerine bilgi akışı olup olmadığı sorusuna, kendilerine sağlıklı bir bilgi akışı gelmediği karşılığını verdi. Bu arada, Başbakan Tayyip Erdoğan, Hüseyin Aygün'ün kaçırılması olayıyla ilgili olarak dün öğle saatlerinde CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu aradı. 'Geçmiş olsun' dileklerini ileten ve ilgili bakanlarla süreci takip ettiklerini belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na "Olayı şiddetle kınıyorum." mesajı iletti. Erdoğan ayrıca güvenlik birimleri ile ilgililerin de gelişmeleri takip ettiğini kaydetti.
PKK'dan önce şantaj, sonra geri adım
Fırat Haber Ajansı'nda dün PKK'ya ait iki yazılı açıklamaya yer verildi.
İlk açıklamada, Aygün'ün gerillalar tarafından 'gözaltına alındığı' aktarıldı. Olayın ardından başlatılan operasyonların 'Aygün'ün can güvenliğini tehlikeye attığı' belirtildi. İkinci açıklamada ise 'gerekli idari ve hukuki işlemlerin tamamlanması ardından serbest bırakılacağını' bildirdi. Şöyle denildi: "Hüseyin Aygün,
Kürdistan halkına ve gerillaya yönelik devletin özel savaş politikalarının bir yürütücüsü olduğu yönlü halkımızdan gelen yoğun şikayetler göz önünde bulundurularak, bu kirli politikaların hizmetine girmemesi gerekliliğini hatırlatmak amacıyla göz altına alınmıştır."
TEPKİ YAĞDI
Gül: Millî iradeye saldırıdır
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasını 'milli iradeye yapılmış bir saldırı' olarak değerlendirdi.
İslam İşbirliği Teşkilatı'nın toplantısına katılmak üzere Suudi Arabistan'a gitmeden önce soruları cevaplayan Gül, "Bir milletvekilinin kaçırılması çok ciddi bir olaydır. Milletvekili, sadece milleti değil, tüm Türkiye'yi temsil eder. İnanıyorum ki en kısa zamanda sayın milletvekili kurtarılacaktır. Nasıl olacağıyla ilgili kararı güvenlik birimlerinin uzmanları verecektir. En önemli olan şey sayın milletvekilinin hayatıdır." dedi. Gül, ayrıca katılacağı toplantıda Suriye'nin üyeliğinin askıya alınabileceğini söyledi.
Neden Tunceli, neden Hüseyin Aygün?
Meclis Başkanı Cemil Çiçek: Tunceli Valimizle dün ve bugün görüştüm. Sayın Aygün'ün eşi de oradaydı, eşiyle görüştüm. Aldığım bilgileri Sayın Kılıçdaroğlu'yla, Sayın
Adnan Keskin ile paylaştım. Elbette üzücüdür, düşündürücüdür. Aynı zamanda da kınanması gereken bir husustur, kınıyorum. Millet iradesine, demokrasiye, Meclis'imize karşı saygısızlıktır. Neden Tunceli, neden Sayın Aygün? Neden milletvekiline karşı böylesine saygısızca bir eylem gerçekleşmiş oluyor? Ayrıntılar belli olunca daha detaylı bir değerlendirme yaparım.
Olay, bütün imkânlarımızla takip ediliyor
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Olay bütün imkânlarla takip ediliyor. Üzüntülüyüm. Çok çirkin ve terörün hangi boyutlara ulaşacağını göstermesi açısından vahim. Seçilmiş vekil bir
akşam özgürlüğünden mahkûm edilmiştir. Şiddetle kınıyoruz. Bu şekilde bir muameleye maruz kalmasından dolayı hükümetimiz açısından büyük üzüntü duyuyoruz. Sayın Başbakan'ımız ve İçişleri Bakanı'mız, Bakanlar Kurulu'nda bilgi sundular. En kısa sürede özgürlüğüne kavuşması amaçlanmaktadır. Bir an önce bu tür olayların kesinlikle sonlanması için bütün çalışmalarımızı yaptığımızı ve tedbirlerimizi aldığımızı belirtmek isterim.
CHP, Meclis'i toplama girişiminden vazgeçmeli
MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli: Bu eylem açıkça Türk milletinin iradesine ve saygınlığına
darbe ve hakarettir. Bölücü terör örgütü PKK ne yaparsa yapsın, millet egemenliğinin somutlaştığı Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni yönlendiremeyecek ve yozlaştıramayacaktır. İnsan,
silah ve uyuşturucu kaçakçısı bölücü terör örgütünün, millet iradesini tutsak alması ve yaralaması kesinlikle mümkün olmayacaktır. Bu itibarla CHP'nin, PKK'nın bu canice ve haince girişiminden sonra Meclis'i toplantıya davet eden yaklaşımından vazgeçmesi hem bir zorunluluk hem de millet iradesinin eşkıyalara peşkeş çekilmemesi için atılacak doğru bir adım olarak değerlendirilmelidir.
Sansasyonel amaçlı
İçişleri Bakanı İdris Naim
Şahin: Terör örgütünün bir eylemidir. Sansasyonel amaçlı olduğunu ve bunu hedeflediklerini tahmin ediyoruz. Yani kaçırılan milletvekilimizdir, milletvekili sıfatını önemseyerek bu eyleme başvurduklarını değerlendirebiliriz. Gerek istihbarat gerekse operasyon planlamaları açısından konu takibimizdedir. Bölücü terör örgütünün kötü niyetli ve hiç olmaması gereken eylemlerinden bir tanesini daha görmüş olduk. Ama güvenlik güçlerimiz olayı takip ediyor.
Derhal serbest bırakılmalı
BDP Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş: Her şeyden önce böylesi bir eylemi kabul edilemez buluyor, tasvip etmediğimizi belirtiyoruz. Sayın Aygün'ün zaman geçirilmeksizin derhal serbest bırakılmasını bekliyoruz. Yaşanan olaydan dolayı Sayın Aygün'ün ailesi başta olmak üzere
Cumhuriyet Halk Partisi'ne 'geçmiş olsun' dileklerimizi iletiyoruz. Dünden bu yana hükümet partisinden yapılan açıklamaları ibretle izlemekteyiz. Ancak biz
Barış ve Demokrasi Partisi olarak Sayın Aygün'ün serbest kalması ve sağ salim geri dönebilmesi için elimizden gelen insani desteği sunmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.
Avrupa Dersim Dernekleri: Halk iradesine müdahaledir
Hüseyin Aygün'ün kaçırılması Dersim halkının iradesine yapılmış bir müdahaledir. Şiddetle kınıyoruz. Dersimlilerle
Kürt halkı kardeştir. Aygün'ün Dersim kimliğinin savunucusudur. Hüseyin Aygün'ün derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Halkımızı tepkilerini sağduyulu bir biçimde dile getirmeye, provokasyonlardan ve Dersim halkı ile kardeş Kürt halkı karşı karşıya getirmek isteyen davranıştan uzak durmaya çağırıyoruz.