Bir dönem
JİTEM'in
sorgu merkezi olarak da kullanılan binanın bahçesindeki kazılarda
işçilerin kazma
kürek bırakmasının altında bir dram yatıyor. Aralarında yakınları ortadan kaybolanların bulunduğu işçilerden birinin
kemik çıkarırken bağırarak bayıldığı ortaya çıktı.
Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki tarihi İçkale'de bir dönem ceza ve tevkifevi olarak kullanılan yapının yanındaki çevre
düzenleme çalışmaları sırasında insan kemiklerinin bulunması üzerine
savcılık kontrolünde sürdürülen kazılar 24 Ocak'ta aniden durmuştu. Aralarında yakınları
faili meçhul cinayete
kurban giden ya da 1990'lı yıllardan beri kayıp olanların da bulunduğu işçilerin yaşadıkları derin
psikolojik sarsıntı nedeniyle çalışamaz duruma geldikleri öğrenildi.
DERİN SARSINTI YAŞADILAR
Diyarbakır Özel yetkili
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen kazılarda ilk olarak Diyarbakır İl Özel İdaresi'ne bağlı işçiler görev aldı. Bu işçilerin büyük kısmı sağlık durumlarını gerekçe göstererek 24 Ocak'ta iş bırakmıştı. Bunun üzerine savcılığın talebiyle valilikten gönderilen 20 yeni işçi ile kazılara 25 Ocak'tan itibaren devam edilebilmişti. Birçoğunun 50 yaş ve üzeri olması nedeniyle yoğun çalışma temposuna dayanamadığı belirtilirken bazı işçilerin derin psikolojik sarsıntı
yaşaması nedeniyle çalışamaz duruma geldiği kaydedildi.
KEMİK BULUNCA BAYILDI
İçkale'deki
kazı çalışmaları sırasında yakını JİTEM karargâhına götürüldükten sonra kaybolan işçilerden birinin kemik parçalarının bulunması sırasında bağırdıktan sonra baygınlık geçirdiği öğrenildi.Bu türden gerilimlerin yaşanması üzerine işçiler, kazı yapmaya ara verdi.
KURUL KABUL ETTİ İŞ MAKİNASI GİRDİ
Şu ana kadar
bölgede 26 kişiye ait kemik ve kafatasını ortaya çıkaran kazılar dün yeniden başladı. Kazılarda iş makinelerinin kullanılması yönünde savcılığın yaptığı ikinci başvuru ise Diyarbakır
Kültür Varlıklarını Koruma
Kurulu tarafından kabul edildi. Kurul'un daha önce bölgenin SİT alanı olması nedeniyle reddettiği başvurunun kabul edilmesiyle birlikte kazılara iş makineleri yardımıyla devam edilecek. Savcılığın iş makineleri ile kazı yapılması için başvurduğu Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, bölgenin birinci derece SİT alanı olması ve iş makinelerinin arkeolojik buluntulara da zarar verebileceği gerekçesiyle reddetmişti. Savcılık, bölgede insan gücüyle yapılacak çalışmanın uzun sürmesi ve
delil toplamada zamanlamanın önemli olmasını gerekçe göstererek Kurul'a yeniden başvurdu. Başvuruyu değerlendiren kurul, kazılarda insan gücüne
destek amaçlı makinelerin kullanılmasına izin verdi. Kurul izni sonrası geçtiğimiz
Cuma günü olumsuz hava koşulları nedeniyle ara verilen kazılar dün iş makineleri eşliğinde yeniden başladı.
ÖMÜR BOYU UNUTULMAZ
Kazı çalışmalarını yakından takip eden Doğu Batı kardeşlik platformu Diyarbakır Sözcüsü Ahmet Ay, yakını JİTEM tarafından kaybedilmiş işçilerin yaşadığı psikolojik travmayı şöyle anlattı: "Kazmalarını toprağa vururken yıllar önce JİTEM tarafından derdest edildikten sonra bu mekâna getirilip insanlığı yerin yedi kat dibine
batıran işkencelerine dayanamayıp can veren ağabeylerinin, amcalarının, dayılarının ya da bir yakınlarının, arkadaşlarının çocuklarına ait kafataslarını bulunca neler hissedecekler? Doğrusu düşününce tüylerimi -bütün zerrelerimi- diken diken ve dimdik eden bu tevafuk, kişiyi ömrünün sonuna kadar etkileyecek bir psikolojiye sokacaktır."
JİTEM DAVASI AÇILSIN
AK Parti iktidarıyla birlikte bölge halkının faili meçhul
cinayetlerin aydınlatılması adına beklentisinin yükseldiğini aktaran Ay, bölge halkının talebini şu sözlerle aktardı: "JİTEM,
PKK ya da kontrgerilla tarafından işlenmiş tüm cinayetler ortaya çıkarılmalı. Bugüne kadar
doğu ve güneydoğuda JİTEM ya da
Ergenekon aleyhine açılmış ciddi bir tek
dava yoktur. Bölge halkının beklentisi JİTEM'le ilgili toplu bir davanın açılması" dedi.
Kafa karışıklığı giderilsin
Sağlık-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Aziz Aslan, 1989-1996 yılları arasında bölge halkının büyük bir travma yaşadığını ifade ederek "JİTEM,
örgüt ya da kim olursa olsun. O dönemde yaşanmış tüm cinayetler ortaya çıkarılmalı" şeklinde konuştu. Aslan, cinayetlerin failleri açısından kafalarda yaşanan karışıklığı ise şu örnekle anlattı: "Yaşam Parkı var burada.
Cumartesi Anneleri orada toplanırlardı.
Basın açıklaması yaparlardı. Bomba patladı orda.
Çocuk kadın 10 kişi hayatını kaybetti. Başta bu vahşeti Türk
İntikam Tugayı'nın (TİT) yaptığı söylendi. Daha sonra bu
bombanın PKK'ya ait olduğu söylendi. Bir taraftan da bu bombanın devlet tarafından patlatıldığına dair orda haftalardır
basın açıklaması yapılıyor. Bunun faili kimdir? İşte bu meseleler açıklığa kavuşmalı ki güven ortamı oluşsun."