Terör örgütü
PKK/KCK ile bağlantılı sınav çetesinin yüksek
lisans ve doktora programlarına girmek isteyenlere sahte sonuç belgesi hazırladığı iddiaları öğrenci alımlarını olumsuz etkiliyor. Bu duruma dikkat çeken Doğu ve Güney
doğu Anadolu'daki
rektörler,
ÖSYM'ye şu çağrıda bulundu: "
Sınav sonuçları bizimle paylaşılırsa örgütün sahte evrakla üniversitelere adam yerleştirmesinin önüne geçmek kolaylaşır."
Terör örgütünün özellikle üniversitelerdeki bazı bölümlere adam yerleştirmek ve para kazanmak maksadıyla başta lisans diploması olmak üzere ÖSYM'nin bütün
sınav sonuçlarıyla ilgili her türlü sahte evrakı düzenlediği iddialarını değerlendiren rektörler, kurumlar arası bilgi paylaşımının bu tarz durumları ortadan kaldıracağını vurguluyor. Bölgede eğitim gören öğrencilerin anlattıkları ise durumun hangi noktaya geldiğini gözler önüne seriyor. Lisans mezunu olan O.D., isimli öğrenci UDS'den istediği puanı alamayınca kendisine sahte sonuç belgesi hazırlanması şeklinde
teklif geldiğini söylüyor. A.G. isimli öğrenci de konuyla ilgili şu uyarıyı yapıyor: "Bu insanlar sınav sonuç belgelerini bir tarafa bırakın üniversite karnesi dediğimiz transkriptin dahi sahtesini yapıyor. Şu an bölgedeki birçok üniversite
mülakat için binlerce öğrenci aldı. Çok yakında sonuçları açıklayacaklar. Yetkililerin acil önlem alması gerekiyor."
Bitlis Eren
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Doğru, ÖSYM'nin üniversiteyi kazananların listesini rektörlüklere gönderdiğini ancak
ALES ve ÜDS gibi sınav sonuçlarıyla ilgili bilgileri paylaşmadığını söylüyor. Rektör Doğru, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Lisans mezunu bir şahıs, fotokopi belgelerle 4-5 ayrı yere
yüksek lisans veya doktora programına başvurabiliyor.
Üniversiteler gelen evraklara göre başvuruyu kabul eder. Daha sonra o şahıs aranan şartları ve mülakatı geçtiğinde ıslak imzalı belgeler istenir. Sonra da kaydı yapılır. Eğer herhangi bir ihbar veya kuşku olmadığı sürece hiçbir üniversite mevcut evrakları ÖSYM'den veya bir başka kurumdan istemez, sorgulamaz. İşte burada suistimale açık bir boşluk doğuyor."
Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş da bu tür sahtekârlıkların olabildiğine dikkat çekerek, bazı bölümlere yoğun talep olduğu için araştırılmasının zaman aldığını aktarıyor. Baydaş, lisans sonrası hatta KPSS'den memur olarak gelenlerde bile diploması sahte olanların çıktığını anlatıyor.
Herhangi bir şüphe ve ihbar yoksa öğrencinin getirdiği ıslak imzalı belgeleri başvuru ve
kayıtta geçerli saydıklarını belirten
Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim
Halil Mutlu ise ÖSYM'nin sınav sonuçlarını görebilecekleri bir
sistem altyapısı oluşturması gerektiğini vurguluyor.
Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Oflaz yaşadıkları bir olayı şöyle aktarıyor: "Van'da bir öğrencimiz, yüksek lisans programına girebilmek için transkriptinde oynama yapmış. Daha sonra bunu tespit ettik ve çocuk ağır cezada yargılandı." Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim
Özdemir de, bu tarz olayların önüne geçebilmek için kurumlar arasında bilgi paylaşımının çok iyi sağlanması gerektiğini söylüyor. Bu tarz sorunların nüfusu büyük üniversitelerde daha çok yaşanabileceğini ifade eden
Zirve Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Adnan Kısa, ÖSYM'nin mutlaka bilgi paylaşımı konusunda üniversitelere
destek olması gerektiğini aktarıyor.