Kürt meselesiyle ilgili gelişmeleri,
terörle mücadele ve demokratik
açılım süreçlerini yakından takip eden Bilge Adamlar Stratejik
Araştırmalar Merkezi (
BİLGESAM), önemli bir araştırmaya
imza attı. 'Terörle Mücadelede Toplumsal Algılar' başlıklı çalışmada, Türklerle
Kürtlerin beraber yaşama isteğinden KCK tutuklamalarına kadar birçok konuya yer verildi. Ülke genelinde 2 bin 922 kişi ile görüşülerek yapılan araştırmaya göre Türklerle Kürtlerin görüşleri önemli oranda örtüşüyor. Büyük bir kesim,
PKK eylemlerini bölgede
kalkınma ve
özgürlüklerin önündeki temel engel olarak görüyor.
'Türklerle Kürtlerin beraber yaşama isteği'nin sonuçları dikkat çekiyor. Ortak bir geleceği paylaşma konusunda Türkler arasında inanç yüzde 70, Kürtler arasında ise yüzde 90. Türklerle akraba ve komşu olmak isteyen Kürtlerin oranı yüzde 78. KCK tutuklamalarının
desteklenmesi konusunda Kürtler arasında da önemli bir mutabakat var. Bölgede yürütülen operasyonları Türklerin yüzde 94'ü, Kürtlerin ise yüzde 64'ü destekliyor.
Bilge Adamlar Stratejik
Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Başkanı Doç. Dr. Atilla Sandıklı'ya göre
PKK'nın son dönemdeki eylemleri, Kürtlerden daha çok Türklerdeki ayrışma düşüncesini yükseltmeyi ve Türkleri bu konuda tahrik etmeyi hedefliyor. Tüm bu veriler,
Kürt meselesi, BDP ve PKK hakkında yazan bazı yazarların
Kürtlerde ayrışma duygusunun yüksek olduğu yönündeki yorumlarının bilimsel bir çalışmaya dayanmadığını gösteriyor. Ayrıca Kürtler arasında ayrılıkçı düşüncenin iddia edilenin aksine zayıf olduğunu ve Kürtlerin Türklerle birlikte yaşamaya olan teveccühünün oldukça güçlü olduğunu ortaya koyuyor.
Ankette katılımcılara sorulan önemli bir soru da bölgede yürütülen operasyonlarla ilgili. 'Operasyonlar, halkın güvenliği için gereklidir ve devam ettirilmelidir' görüşüne destek oranı Türkler arasında yüzde 94 iken Kürtler arasında bu rakam yüzde 64'lerde. "Uludere'de
kaçakçılık yapan köylülerin bombalanması, devlet ve güvenlik birimleri için bir zafiyet göstergesidir" ifadesine Kürtler arasında her üç kişiden ikisi katılıyor. Türkler arasında her üç kişiden ikisi Kürtlerin aksine bu olayı bir zafiyet olarak görmüyor.
KCK tutuklamaları konusundaki toplumsal algılar ise çalışmada iki farklı soru ile ölçülüyor. 'KCK'dan tutuklananlar, KCK ve PKK amaçları için çalışan kişilerdir' görüşü Türkler arasında yüzde 88 iken bu sayı Kürtler arasında yüzde 71 düzeyinde. KCK tutuklamalarını destekleme oranı ise Türkler arasında yüzde 83, Kürtler arasında yüzde 61 seviyesinde.
Bulgular, KCK tutuklamalarının desteklenmesi konusunda sadece Türkler arasında değil Kürtler arasında da önemli bir mutabakatın olduğunu gösteriyor. 'Demokratik açılım süreci ile birlikte farklı etnik grupların hak ve özgürlüklerinde önemli gelişmeler sağlandı' görüşü ise Türk ve Kürtler arasında yüzde 40 düzeyinde. Demokratik açılımın gerekliliğine inanç, Kürtler arasında yüzde 75, Türkler arasında yüzde 36. Demokratik açılımın gerekliliği ve etkinliğini sorgulayan bu sorular, genel olarak değerlendirildiğinde ise şu sonuç çıkıyor:
Kürtler bu sürecin gerekliliğine inanıyor. Ayrıca Kürtler sorunun çözümü noktasında devleti Türklere göre daha kararlı ve yetkin görüyor.
'Terörün Dış Desteği' başlığı altında sorulan sorularda Türkler, Kürtlere göre örgütün dış destek aldığına daha fazla inanıyor. Bunun yanında hem Türklerin hem Kürtlerin örgüte en çok destek veren
ülkeler sıralaması büyük oranda örtüşüyor.
İsrail, ABD ve
Kuzey Irak bölgesel yönetimi, hem Türkler hem de Kürtler tarafından, yüzde 71-82 düzeyinde bir mutabakatla terörü en çok destekleyen yönetimler olarak ifade ediliyor. Esed yönetiminin PKK'yı desteklediği görüşü, her iki taraf arasında da yüzde 65-70 oranında destek buluyor.
Araştırma, terör eylemlerinin bölgede
ekonomik gelişme, kalkınma ve özgürlüklere nasıl yansıdığını da ölçüyor. PKK eylemlerinin bölgenin kalkınmasını engellediği görüşü Türkler arasında yüzde 95, Kürtler arasında yüzde 88 oranında. Eylemlerin Kürtlerin özgürlük alanlarını sınırladığı görüşü de benzer şekilde Türklerde yüzde 85, Kürtlerde yüzde 83. Bu iki soruda da Türklerle Kürtlerin görüşleri önemli oranda örtüşmekte ve çok büyük bir kesim PKK eylemlerini bölgede kalkınma ve özgürlüklerin önündeki temel engel olarak görmekte. BİLGESAM Başkanı Doç. Dr. Atilla Sandıklı'ya göre bu veriler,
PKK'nın artık Kürt sorununun bir uzantısından ziyade farklı hedefler istikametinde hareket eden taşeron nitelikli bir örgüte dönüştüğünün Kürtler tarafından da tescili anlamına geliyor. Verilerle ortaya konulan tepkiler, terör örgütünün Kürtler üzerinde KCK yapılanması çerçevesinde
Baas rejimleri benzeri siyasi bir tahakküm kurma stratejisinin halktaki yansıması şeklinde yorumlanabilir. Bu kapsamda, PKK terör örgütünün Kürt meselesinden farklılaşan ve tamamen ayrışan bir sorun haline geldiği de ifade edilebilir.