Detayları ise davetliler arasında bulunan ORSAM Başkanı Kanbolat, internet üzerinden paylaştı. Buna göre
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 'Günümüzde anlık tasvirlere dayalı
analizler yapılıyor. Bunun yerine süreç analizi yapmalıyız' dedi.
MİT Müsteşarı Fidan'ın sözlerini ise şöyle aktardı:
Türkiye, düzen kurucu rolde
Milli
İstihbarat Teşkilatı'ndan (MİT) bir ilk... 4-5 Haziran tarihlerinde MİT Karargahı'nda 'ICINTA12' başlıklı uluslararası bir konferans düzenlendi. Açılışını
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve
MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın yaptığı konferansın detaylarını
Ortadoğu Stratejik
Araştırmalar Merkezi Başkanı (ORSAM) Prof. Hasan Kanbolat açıkladı. Kendisi de davetliler arasında bulunan Kanbolat, ORSAM'ın internet sitesinde yayımladığı analizde, şu bilgileri verdi:
- MİT, yeni bir yeniliğe imza attı. Türk ve
yabancı akademisyenlerin, uzmanların, düşünce merkezlerinin,
sivil ve askeri bürokrasinin katılımıyla 'ICINTA12' International Conference on Intelligence Analysis 2012. From Intelligence to Policy-Making: Intelligence Analysis for Policy Executives' adıyla uluslararası bir konferans düzenledi.
Konferansın açılışını MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gerçekleştirdi.
TÜRKİYE, DÜZEN KURUCU
- Kanbolat, Fidan'ın konuşmasını şöyle aktardı: Fidan konuşmasında, söz konusu uluslararası toplantıyla bir ilki gerçekleştirdiklerini vurguladı. İki yıldır büyük reformlar yaptıklarını belirtti. Fidan, özetle şunları söyledi: 'Dış
politika konusunda dinamik bir süreçteyiz. Türkiye, düzen kurucu roldedir. Bilgi çağının getirdiği yeni tehdit alanları vardır. Bilgi toplama ve bilginin karar vericiler için analizi önemlidir.
Tehditler, boyut değiştiriyor.
Ulusal ve uluslararası düzlemde tehditler vardır.
ORSAM Başkanı, Davutoğlu'nun konuşmasıyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:
ANLIK DEĞİL, SÜREÇ ANALİZİ
- 'Davutoğlu, konuşmasına istihbarat analizinin, karar verme mekanizmasının en önemli boyutu olduğunu söyleyerek başladı. Bilgi ve
eylem arasındaki ilişkiyle istihbarat ve politika arasındaki ilişki üzerinde durdu. Davutoğlu'nun konuşmasında öne çıkan noktalar: 'Tek bir istihbarata bağlı kalınmamalı. Günümüzde anlık tasvirlere dayalı analizler yapılıyor. Anlık analiz yerine süreç analizi yapmalıyız. Arap Baharı'nın Tunus'la sınırlı olmadığını, büyük depremin işareti olduğunu, Soğuk
Savaş yapılarının Balkanlar'dan sonra Ortadoğu'da da çöktüğünü gördük. Anlama ve anlamlandırma farklı kavramlardır. Tehdide dayalı istihbarat yaparsanız intibak süreciniz olmaz. Resmi yalın çekmek gerek. Vizyoner istihbarat gereklidir. Türkiye, ekonomisiyle ve
dış politikasıyla ölçek büyütüyor. İstihbaratıyla da ölçek büyütmelidir.'
Erken uyarı sistemine vurgu
Prof. Kanbolat, analizinde kendi görüşlerine de yer verdi: Türkiye'de iç ve dış istihbaratın ayrılması zor. Ancak, genişleyen Türk dış politikasını destekleyici dış istihbarat analizlerinin güçlendirilmesi tartışılmaz bir gerekliliktir. Aslında, 21. yüzyılda bütün dünyada istihbarat kurumları dönüşüme girmiş durumda. İstihbarat kurumları çalışma prensiplerini
demokrasi, şeffaflık ve
insan hakları kavramlarına göre yeniden tanımlıyorlar. Teknolojik altyapılarını yeniliyorlar. Kriz çıkmadan başarılı tahminlere dönük
erken uyarı sistemi, tehdidin algılanması, stratejik istihbarat, anlık ve günlük bilgi parçacıklarının birleştirilerek hızlı ve doğru kullanımı, sistem analizi, başarısızlığın analizi gibi kavramlar öne çıkmaya başlıyor.
Uzmanlar İHA'ları anlattı
Açılış konuşmalarının ardından dünyanın önde gelen uzmanları tarafından sunumlar yapıldığını belirten Kanbolat, öne çıkan başlıkları saydı:
- Akademi, araştırma merkezleri ve güvenlik kuruluşları arasında kalıcı
işbirliği sağlanmalı, geçişkenlik artmalıdır.
- İnsansız hava araçlarının istihbarat faaliyetlerinde kullanımı, tehditlerle mücadelede devlete büyük faydalar sağlamaktadır. Bu araçlar, istihbarat toplamanın ötesinde artık doğrudan tehdidi ortadan kaldırma aracına dönüşmektedir.
AKŞAM