Esat Uluumay,
Osmanlı coğrafyasında 50 yılda 10 bin parçalık
ürün toplayarak
Bursa'nın ilk özel
etnografya müzesini kuran isim. Kafkasya'dan Macaristan'a Irak'tan Yemen'e kadar tüm Osmanlı
halk kıyafetlerini inceleyip bir araya getiren ve Türkiye'nin ilk Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takıları
Müzesi'ni kuran Uluumay, şimdilerde müzesini koruma çabasında.
Geniş bir koleksiyona sahip olan Uluumay, kendisi
vefat ettikten sonra tarihî ürünler çocukları veya torunları tarafından satılmasın diye müzeyi vakfa dönüştürüyor.
"Benden sonra geleceklere büyük paralar teklif edebilirler, insandır, maddiyata kanabilir. Ancak vakıf olursa satılamaz, atılamaz. Evlatlarım ve torunlarım inşallah bunu devam ettirecek." şeklinde konuşan koleksiyoncu, vakıf için şu anda noter tasdiki yaptırdığını aktarıyor.
'Esat Uluumay Osmanlı Müzesi' isimli vakfın devam ettirilmemesi halinde ilgili kurumlara devredileceğini anlatan Uluumay, şöyle konuşuyor: "Müze vakıf olarak devam ettirilmemesi halinde
aile efradımdan oluşan
yönetim kurulunun kararı ile
Vakıflar Genel Müdürlüğü veya
Turizm Bakanlığı gibi ilgili kurumlara devredilecek."
Muradiye semtindeki Ahmet Paşa Medresesi'nde 2004 yılında açılan müzede, Türkiye'de örneği olmayan 200'e yakın Osmanlı giysisi ve 500 parça etnografya takı ile yaklaşık 10 bin ürün sergileniyor. 1960 yılından beri tarihî eserleri topladığını anlatan Uluumay, "İşler 1985 yılına kadar kolay gitti. O dönemde kimse bu eserlerin kıymetini bilmiyor ve antikacılara satıyordu. Ben de antikacılardan tek tek toplayarak yaklaşık 10 bin parçalık müzeyi kurdum." diyor.
6 AYRI MÜZELİK ÜRÜN VAR
Müzeyi İstanbul'a taşımayı düşünen ancak bu konuda yetkililerin yardımını bekleyen Esat Uluumay'a göre, müze tarihe kaynaklık edebilir. Müzedeki ürünlerin görsel ve plastik sanatlar, sinema ve tiyatro ile
tekstil ve moda gibi alanlara fayda sağlayabileceğini ve 6 ayrı müze için kullanılabileceğini kaydeden Uluumay,
Amerika ve
Avustralya ile Avrupa'nın birçok ülkesinde moda ve stilizm konusunda çalışan öğrenci ve profesörlerin gelip müzeyi gezdiklerini anlatıyor. Türkiye'den ise
Faruk Saraç dışında kimsenin gelmemesi Uluumay'ı üzüyor.