Bem-Bir-Sen Şube Başkanı Gökdemir, yaptığı yazılı açıklamada,
Kürtlerin toplumun geleneksel bir
yaşam ürünü olan
Nevruz'u hiçbir zaman dini yaşam biçimine alternatif olarak görmediğini belirtti. Gökdemir, "Hatta kutlamaları yaparken dini hassasiyetleri gözeterek, dine halel gelebilecek bir pozisyona girmekten sakınmışlardır. Bu durum onların
İslami hassasiyetlerindeki titizliği ve bağlılıktaki kararlılığını göstermektedir.
Kürtler bu yönü ile
Ortadoğu halkları içerisinde namus ve iffetlerine bağlılıkları ile nam salmışlardır. Yüzyıllardır Nevruz etkinlikleri Kürt halkı arasında geleneksel olarak coşkulu bir hava içerisinde dini hassasiyetler gözetilerek haya ve iffet ölçülerinde kadın-erkek ayrı ayrı mekanlarda kutlanmaktaydı. Kürt ulusal ve sosyalist hareketleri halkın bu milli coşkusunu kendi siyasi emellerine
rant olarak kullanmaktadırlar. Bu hareket gencecik
Müslüman Kürt erkek ve kızlarını iffet, edep ve hayâ değerlerinden uzaklaştırmak istemektedir. Halkın sahip olduğu milli değerleri siyasi emellerine çiğnetmektedir." diye konuştu.
Terör örgütü
PKK gibi hareketlerin Nevruz kutlamalarını amacı dışına taşıyarak Kürt halkının sevinç ve mutluluğunu paylaştığı bir günden, Türk halkına karşı kin ve nefrete dönüştürmesi ile esas manasından uzaklaştırdığının altını çizen Gökdemir şunları söyledi:
"Türk ve Kürt halkları arasındaki mesafeyi gittikçe açarak birbirinden ayrıştıran, kin ve
öfke tohumlarını ekmeye çalışmaktadır. Kutlamalarda 'mutluluk, coşku ve paylaşma' gibi ortak değerleri sembolize edilirken, ne yazık son Nevruz bir bayram olmaktan çok 'öfke günü' gibi kutlanmaya başlandı.
Sevgi ve kardeşlik yerine savaş ve düşmanlık tohumları serpilmek istenmektedir. Efsaneye göre demirci Kawa, Dehak zulmüne son verdiğini ilan için ateşi
haberleşme aracı olarak kullanmışken Nevruz etkinliklerinde ateşe adeta kutsiyet kazandırarak, ateşperestliğe özlem duyulmakta ve halk buna özendirilmeye çalışılmaktadır. Bu gibi günlerin Müslüman halkımızın birlik ve beraberliğine, kardeşliğin pekiştirilmesine, huzur, barış ve esenliğe kavuşturmayı diliyor ve İslam dünyasında yeni bir dönemin
doğum sancıları yaşanırken, Müslüman halkların baharının gelişi ile birlikte, Yüce Allah'ın kendilerine müjdelediği İlahi adalete dayalı yönetime ulaşmalarını temenni ediyoruz.
(CİHAN)