Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
terör saldırıları sonunda hayatını kaybeden
sivillerin de şehit sayılmasını sağlayan
yasa değişikliği konusundaki açıklamalarını hatırlatan Türker, “Doğrusu bu açıklama, hala resmen şehit sayılmayan
Tuzla gemi yangınında en yakın arkadaşlarını kaybetmiş biri olarak beni bir hayli heyecanlandırdı.” dedi.
“Terör nedeniyle haksız yere ölen veya
sakat kalan vatandaşların tek suçu o gün o
otobüs,
tren,
uçak veya sokakta bulunmuş olmasıdır.” diyen Türker, İstanbul'da
İETT otobüsüne atılan
molotof ile yanarak can veren Serap Eser’in görüntülerinin hala belleklerde silinmediğini vurguladı.
Güngören'de patlatılan iki ayrı
bomba ile katledilen 18 kişi ve ülkenin muhtelif yerlerinde
terör saldırıları neticesinde hayatını kaybeden binlerce masum sivil insanın artık şehit sayılacağını anlatan Türker, “Bu durum yüreği yanmış şehit yakınlarının, yaralanmış gazilerin bir nebze olsun yaralarının sarılması anlamına gelir ki; elbette çok doğru ve geç kalmış bir karardır.” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde Tuzla’da gemi yangınında ölen İbrahim Koray ve Celil Dağ’ın cenaze töreninde gözyaşlarını tutamayıp itfaiyecilerin şehit olduğunu açıkladığına işaret eden Süleyman Türker, şunları söyledi: “Oysa halkın gönlünde görevi başında ölen itfaiyeciler zaten şehit olarak kabul ediliyor. Yangında ölen ve şimdiye kadar resmen şehit sayılmayan itfaiyecilerin yakınları, dul ve yetimlerinin de yasa kapsamına alınması zamanı gelmiştir.”