Terörle mücadele kapsamında hem devlette hem de TSK'da çok ciddi bir değişim yaşandığını ifade eden
Sedat Laçiner, güvenlik güçlerinin tamamının sahada mücadeleye
destek verdiğini belirterek
"İlk defa belki de PKK ile hem demokratik hukuk devleti sınırları içerisinde kalarak hem de etkili bir ordu, polis, jandarma, istihbarat sistematiği içerisinde mücadele ediliyor" şeklinde konuştu.
"PKK perişan olmuş vaziyette, sahadaki durumunun başka bir kelimeyle izahı yok" diyen Laçiner,
örgütün sahadaki perişanlığını
açlık grevleri gibi olaylarla kamufle etmeye çalıştığını ancak kışa bitik şekilde girdiklerini açıkladı.
Terör örgütünün Arap Baharı'nı fırsat olarak gördüğünü belirten Laçiner,
"Kandil ve İmralı birbirlerinden istifade etmeye çalışıyorlar. Abdullah Öcalan olaya şöyle bakıyor; 'Biz silah bırakmamalıyız, ölene kadar çarpışmalıyız ama kendi silahlarımızla başaramayız, İran'la, Amerika'yla, İsrail'le ittifak yapmalıyız. Hükümeti müzakereyle oyalayalım, diğer taraftan eylemlerimize de devam edelim' böyle düşünüyor. Abdullah Öcalan'ın hedefi bu sürecin sonunda ev hapsine alınması ve sonra da serbest bırakılması, bütün PKK'lılara af çıkarılması ve PKK'nın meşru bir silahlı yapı olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kurulacak siyasi yapının silahlı gücü haline getirilmesi. Ortada müzakere edilebilecek, diyalog kurulabilecek bir örgüt mevcut değil" dedi.