Emniyet Genel Müdürlüğü, polis teşkilatında görev yapan memurların sorunlarını araştırmak için bir anket yapmaya karar verdi. Genel müdürlük tarafından ankette her polise sorulan "En büyük sorununuz nedir?" sorusuna polislerin yüzde 51,9'u "çalışma şartları" cevabını verdi. Bunun üzerine genel müdürlük polislerin çalışma saatlerinden neden şikayet ettiğini araştırmak üzere akademisyenlerle araştırma başlattı. 6 yıl süren akademik çalışma 2010 yılında sonuçlandı.
Araştırmaya göre 12/24 çalışan polisin gece saat 22.00 ile 03.00 arasında uyumadığı için bu saatte salgılanan "melatonin" hormonunu salgılamadığı belirlendi. Araştırmada melatonin hormonunun sindirim sistemine
destek sağladığı,
kanser semptomlarını iyileştirdiği,
tümör gelişimini engellediği,
vücut ısısını dengelediği, uyuma düzenini ayarladığı,
kalp-kan dolaşımı işleyişini düzenlediği, kemiği koruduğu, bağışıklık sistemine doğrudan etki ettiği, bakteriyel ve viral enfeksiyonlarda terapik etki yaptığı, yaşlanmayı geciktirici etkisi olduğu ve migrene karşı koruyucu özelliği olduğu belirlendi. Gece sabaha kadar çalışan polislerde melatonin hormonu salgılanmadığı için bu hormonun sağladığı faydalardan yararlanamadığı ortaya çıktı. Vardiyalı çalışan ve uykusuz kalan polislerin stres ve tükenmişlik hissine kapıldığı, sabaha karşı 100 promil
alkol almış bir vatandaş gibi olduğu belirlendi. Ayrıca araştırmalarda büyük felaketlerin gece yarısı olduğuna dikkat çekilirken, 100 yılın en büyük felaketi olan
Çernobil kazasının da gece yarısı olması örnek gösterildi.
Araştırmada tüm bu sebeplerden dolayı polislerin diğer çalışanlara göre
intihar oranının fazla olduğu belirlendi. Normal vatandaşın intihar etme oranı yüzde 1 olmasına karşın, polislerin yüzde 3.75 olduğu ortaya çıktı. Araştırmada en çarpıcı sonuç ise polisin ortalama yaş sınırı oldu.
Polisin meslek gereği çok yıprandığı için
emekli olduktan sonra sadece 6.4 yıl yaşayabildiği belirlendi. Normal bir çalışan 73.2 yıl yaşarken, polisin 55.9 yıl yaşayarak diğer meslekte çalışanlardan 17.2 yıl az yaşadığı görüldü.
Araştırma sonucunda poliste 12/24 çalışan sisteminin
aile yaşam kalitesini, iş tatminini düşürdüğü, tükenmişlik hissi oluşturduğu, psikolojiyi en alt seviyeye indirdiği, verimi düşürdüğü, bu nedenle insan fizyolojisine, psikolojisine ve iş verimliliğine daha uygun olan 8 saat çalışma sistemi olduğuna karar verildi. Çalışma saatinin 8 saate inmesiyle birlikte polislerden tekrar görüş alan araştırma ekibi, "İnsan olduğumu anladım. Biyolojik saat yeniden kuruldu.
Uyku ve beslenme düzeni normale döndü.
Emeklilik dilekçesini geri alıyorum. Tayin ve atamada
tercih değişikliği yapacağım" yanıtlarını aldı.
Genel müdürlük, araştırmada bu tür problemlerin sadece polise has olmadığını, gece saat 22.00 ile 03.00 arasında uykusuz kalarak çalışan gazeteci, doktor, asker, hemşire gibi mesleklerde çalışanların da tehdit altında olduğunu vurguladı. Araştırmanın sonunda amacın 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' mantığı olduğuna da dikkat çekildi.