Ruşen Çakır ve Hizmet Hareketi
Biliyorsunuz Ruşen Çakır
Fenerbahçe-
Galatasaray arasında oynanan ve sonrasında olayların çıktığı
şampiyonluk maçının ardından bir hafta süren yazı dizisi yaptı.
Bu yazı dizisinin konusu Fenerbahçe ve
hizmet hareketiydi.
Uzun süredir devam eden bir toplumsal mühendisliğin doruk noktaya tırmandığı şampiyonluk maçı sonrası çıkan olaylar, tehlikeli bir operasyonun yapıldığının ispatıydı.
Özellikle Fenerbahçe camiasına yönelik,
Cemaatin Fenerbahçe'yi ele geçirmeye çalıştığı ve
şike soruşturmasının arkasında cemaatin olduğu algısı pompalanıyordu.
Bir Galatasaraylı olan Ruşen Çakır'ın büyük olayların çıktığı günün ertesi, Fenerbahçe
taraftarına sorup “cemaat takımınızı ele mi geçirmek istiyor” diye bir yazı dizisi başlatması son derece manidardı.
Ruşen Çakır yazılarının arasına öyle ustaca algılar yerleştiriyordu ki; Fenerbahçe-cemaat ekseninde başlamış gibi görünen yazılarda konu dönüp dolaşıp
Ahmet Şık&Nedim Şener'e geliyordu.
Ruşen Çakır Fenerbahçe-cemaat üzerinden bir konuyu ele alıyormuş gibi yapıp aslında Cemaat-Emniyet-yargı algılarını tartışıyordu.
Kendi görüşlerini taraftarın düşünceleriymiş gibi sunup “ben demiyorum taraftar diyor” taktiği uyguluyordu.
Cemaat-Fenerbahçe yazısının içine
Ergenekon-
Balyoz'dan tutun da MİT krizini, Türkan Saylan'dan tutun da Şık&Şener'i özenle yerleştirdi.
Bütün bunları ortaya koyduktan sonra Fenerbahçeliler arasındaki “Cemaat kulübümüzü ele geçirmek istiyor” duygusunun her geçen gün daha da güçlendiğini yazdı.
Sonra da bunun ciddi bir sorun olduğunu ve bu sorunun Aziz
Yıldırım özgürlüğüne kavuşmadan çözülebileceğine ihtimal vermediğini ifade etti.
Ruşen Çakır sonra Fenerbahçe taraftarına ve medyadaki Fenerbahçelilere yol göstermeye soyundu.
Medyadaki Fenerbahçe taraftarlarının ezici bir çoğunluğunun, şike olayında
Gülen cemaati bağlantısı olduğuna inandığını ifade etti ve açıkça onları harekete geçmeye çağırdı.
Medyadaki Fenerbahçelileri cesaretlendirmek içinse taraftarın bu konuda çok dolu olduğunu yazdı.
Ve onlara şöyle seslendi:
”Bir yandan 'cemaat kulübümüzü ele geçirmek istiyor' diye sağda solda dert yanıp, diğer yandan suya sabuna dokunmadan gazeteciliklerini sürdürenler anlaşılan bizim Ahmet Şık'ın o meşhur 'dokunan yanar' sözünün fazlasıyla etkisinde kalmışlar. Halbuki Ahmet ve Nedim'in arkadaşları olarak çok güzel ikinci bir slogan bulmuştuk: Yansak da dokunacağız! Dokunduk ve sonunda arkadaşlarımız özgür kaldı.”
Fenerbahçe-Cemaat yazı dizisi bu satırlardaki çağrıyla bir anda çok farklı bir noktaya taşındı. Ruşen Çakır
Aziz Yıldırım'ın cezaevinden çıkması için herkesi cemaate dokunmaya davet ediyordu.
Ruşen Çakır bütün bunları yazıp algıları son derece ustaca işledikten sonra taraftara çağrıda bulundu. Bu konuda ne düşündüklerini kendisine yazmalarını, tartışmayı köşesinde sürdüreceğini ilan etti.
Ülkenin, hatta dünyanın dört bir tarafından Fenerbahçe taraftarlarının yolladığı çok sayıda mesajdan derlediklerini yayınladı.
Bu arada Çakır, tarafsızmış ve demokratmış gibi göründüğüne dair cümleleri de yazılarında sıkça kullanıyordu.
Acaba Ruşen Çakır; şike soruşturması ve Fenerbahçe ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir camiayı, ısrarla bütün bu yaşananlarla ilişkilendirmeye mi çalışıyordu ?
Büyük oranda cemaatin Fenerbahçe aleyhinde durduğu, cemaatin yayın organlarında Fenerbahçe düşmanlığı yapıldığı algısını oluşturacak mesajlar dikkat çekti.
Hatta Kadıköy'de yaşanan olaylardan sorumlu tutulan polisin, cemaatin direktiflerini uyguladığı görüşleri bile yer aldı bu mesajlarda.
Yazı dizisinde şike soruşturmasının güvenirliği konusunda da olumsuz algılara yer veriliyordu.
Ruşen Çakır yazı dizisinin sonunda da cemaatin şeffaf olmadığını, Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmalara dahil olduğunu, Fenerbahçe olayında da durumun aynı olduğunu açıkça yazdı.
Ve Çakır yazı dizisinin sonucunda “Gülen cemaati Fenerbahçe'yi ele geçirmek istiyor” algısının dar bir zümrenin ya da hizmet hareketine karşı hasmane duygulara sahip bir avuç Beyaz Türk'ün algısıyla sınırlı olmadığı sonucuna vardığını açıkladı.
Ruşen Çakır bu durumdan cemaate yakın medyayı v
e devlet içinde cemaate yakın dediği görevlileri sorumlu tuttu. Cemaatin insanları
mahkeme kararı olmadan suçlu ilan etmeyi terk etmesi gerektiğini yazarak bu süreçte faturayı açıkça cemaate kesti.
Kendisine gösterdiğimiz tepkiye "gazetecilik yaptığını" söyleyerek
cevap veren Ruşen Çakır'ın yazı dizisi konusunda şimdi aynı mantıkla gazetecilik yapıyorum.
Twitter ve e-
mail yoluyla vatandaşlara Ruşen Çakır'ın bu yazı dizisiyle ne yapmaya çalıştığını sordum.
Ruşen Çakır'in aslında Hizmet Hareketi'ni
hedef alıp almadığı konusunda ne düşündüklerini sordum.
Gelen cevapları tarafsız bir şekilde bu köşeden yarından itibaren yayınlayacağım.
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER
[email protected]
twitter.com/aakadiroglu