Gazetedeki haberi görür görmez
BEDAŞ Genel Müdürü Abdullah Atalay'ı arayarak bilgi alan Bakan
Taner Yıldız, haciz işleminin bir an önce durdurulmasını istedi.
Bakanın talimatı üzerine BEDAŞ,
Hamdi Ateşli hakkında başlatılan haciz işlemini durdurdu. Konuyla ilgili konuşan bir
bakanlık yetkilisi "Bakan bey bu konularda çok duyarlı. Bu durumu sizlerden öğrendik. İstanbul'da 4 buçuk milyon abone var. BEDAŞ bu durumlarda sistematik olarak konuyu mahkemeye taşıyor. BEDAŞ yetkilileri de ailenin şehit ailesi olduğunu bilmediklerini söylediler. Eğer böyle bir durum olsaydı. İşlem başlatılmazdı." dedi. BEDAŞ yetkilileri de şehit ailesinin borcunun karşılanacağını belirtti.
BAKANI HAREKETE GEÇİREN O HABER
Foça'da 20 gün önce askeri aracın geçişi sırasında bombanın patlatılması sonucu şehit düşen er Özkan Ateşli'nin
baba ocağı, önceki gün de icra müdürlüğünden gelen evrakla sarsıldı.
Türkiye'yi
yasa boğan
terör saldırısında şehit düşen 2 çocuk babası Özkan Ateşli,
Esenyurt'ta Şehitler ve Gaziler Parkı'nın hemen yanındaki, devasa ve lüks sitelerin gölgesinde kalan, yağmurda çatısı akan, derme çatma barakada yaşıyordu.
Sabah erkenden kalkıyor, mahalle mahalle,
sokak sokak geziyor
hurda kağıt, plastik topluyordu. Derme çatma barakanın mutfağında yere attığı yer yatağında eşi ve iki çocuğuyla beraber yatıyordu. Askere gidene kadar hep çalıştı. Hurdacılıktan artan zamanlarında Esenyurt Belediyesi'nin bahçıvanlık işlerine gitti. Askere giderken bile yol parasını Esenyurt Belediyesi'nden aldı.
Damı akan evden protokol camiine
Özkan Ateşli o saldırıda şehit düşmeseydi
Ramazan Bayramı'nda evindeydi. Amcasının aldığı
uçak bileti cebindeydi ama o gelemeden şehit haberi daha önce eve ulaştı.
Cebinden çıkan son 50 lirası için annesine “Çocuklarıma elbise alırım” diyerek harcamamıştı. Türk bayrağına sarılı tabutu evinin önüne getirildiğinde şehit ailesinin durumunu görenlerin yüreği burkuldu. Özkan Ateşli'nin cenaze töreni için
Avrupa Yakası'nın tek protokol camii
Ataköy 5'inci Kısım Camii'ne geldi. 17 yaşındaki eş Dilara Ateşli ile 53 yaşındaki
şehit annesi Şerife Ateşli oğlunun tabutuna sarılarak uzun süre
gözyaşı döktü.
Cenazeye AB Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış olmak üzere İstanbul'un ileri gelenleri katıldı. Türkiye'nin bir çok yerinden aileye sözler verildi,
destek olunacaktı.
“Yarım ekmeğin yarısını yerdi”
Oğlu gibi hurdacılık yapan Hamdi Ateşli, şehidini tek cümleyle
“Yarım ekmeğin yarısını yer, yarısını eve getirirdi” diye anlatıyor. Oğlunu toprağa verdikten bu yana her gün mezarına gittiğini söyleyen Hamdi Ateşli “Bu acı bitmez. Hala oğlumun öldüğüne inanamıyorum” dedi.
Oğlunun acısını unutamadan bir acı daha yaşadığını söyleyen Hamdi Ateşli “Elektrik sayacım bozuktu. BEDAŞ'ı kaç kez aradım. Gelip değiştirdiler. Sonra faturalarım okunmuyordu, en son da bana bin 250 lira borç çıkardılar. Oğluma para gönderemiyordum, borcu nasıl ödeyeyim. Sonra da icradan bu kağıt geldi” dedi.
Yarın son
BEDAŞ'ın avukatları ile görüştüğünü ancak
Cuma gününe kadar ödemesi gerektiğini söyleyen Hamdi Ateşli şöyle konuştu:
“Bin 250 liralık borç, avukatlık ücreti ve faiziyle beraber olmuş bin 560 lira. Gaziosmanpaşa 5'inci İcra Müdürlüğü'nden gelen kağıtla şok oldum. Aradım konuştum. Mal beyanında bulunmamı istediler. Neyim var ki? Cuma günü son dediler. Ödeyemeyeceğimi söyledim. Dinlemediler. Ben oğlumu bu vatana şehit verdim. Gencecikti. Arkasında gözü yaşlı eş ve biri beşikte iki çocuk bıraktı. Günlük yevmiyemizi çıkartırsak şükrediyorum. Daha oğlumun bedeni mezarında soğumadı. Sokaktaki bayraklar hala dururken bana icra takibi başlatırlar. Kıymetimiz yokmuş onu anladım. Oğlum öldükten sonra İzmir'den belediye başkanları kalktı geldi. Ama ne başbakan ne
cumhurbaşkanı ne de bakan, kimse evime dahi gelmedi. Çok sözler verildi. Hepsi havada kaldı. Anlatmama gerek yok. Evimin hali zaten ortada. Yağmurda evin her yeri akıyor. Özkan'ımın 6 aylık oğlu Alper hastalandı. Her gece ateşleniyor. Evde mikrop kapmasın diye onu akrabalarıma gönderiyorum
akşamları. Eşi Dilara'nın zaten psikolojisi bozuldu. Komşuya gidiyorum diye evden çıkıyor. Akşam oldu mu dönmüyor. Onu eşinin mezarının başında buluyoruz. Sabahtan akşama kadar gidip başında oturuyor. Ben buradan yetkililere sesleniyorum. Hurdacılık yaparak, çöpten kağıt toplayarak geçimimizi sağlıyoruz. Oğluma askerde bile en fazla 50 lira para gönderdim. Onu da harcayamadan şehit düştü. Ben oğlumu şehit verdim ama
icralık oldum. Borcu ödeyemeyeceğim. Evime de haciz gelecek. Şehit ailesinin düştüğü durumu herkes görsün.”
Hürriyet