Musevi cemaati
faili meçhul cinayetler ve sır
intiharla sarsılırken, savcılığa ulaşan ihbar mektuplarında çarpıcı iddialara yer verildi.
Ailelerin 'çocuklarınızı öldürürüz' diye tehdit edildikleri için açılan davaya müdahil olamadıkları belirtilirken, "Dosyalar aydınlatılamadan kapandı" denildi. Özel Yetkili Savcılık inceleme başlattı.
Türkiye'de Musevi asıllı işadamlarının sır
ölümleriyle ilgili çarpıcı bir gelişme yaşandı. Cinayetlerin aydınlatılmamasına ilişkin savcılığa yapılan ihbarda, ailelerin tehdit edildikleri için yetkililere bildiklerini anlatamadıkları ileri sürüldü.
İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na en son geçtiğimiz haziran ayında yapılan ihbarda, 1997'de ofisinde 3 çalışanı ile birlikte öldürülen tekstilci Josef Behar'dan intiharının şüpheli olduğu ve halen soruşturması devam eden İsrail El Al Havayolları Genel Müdürü Moşe Kohen'e kadar yaşanan ölümlerle ilgili inceleme başlatıldı.
Musevi cemaatinemensup kişilerin şüpheli intihar ölümleri ve
cinayetlerle ilgili İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na 2008 yılından beri dilekçeli ihbarlarda bulunuldu. Son olarak geçtiğimiz
26 Haziran'da yapılan ihbarda Musevi vatandaşların sır ölümlerinde yakınları ve dostlarının bildiklerini savcılıklara anlatamadıkları ileri sürüldü. Anlatmaları halinde birinci derece çocukları ve en yakınlarının ölümle tehdit edilmelerinden dolayı büyük tehditler aldıkları iddia edildi. İhbarlarda, öldürülen Musevi işadamlarının perde arkasında 28 Şubat ile Ergenekon terör örgütü olabileceğine işaret edildi.
ÖLÜMLER BENZERLİK TAŞIYOR
İhbarda, ölüm olaylarının birbirleriyle benzer yönleri bulunduğu belirtildi. Soruşturma dosyalarında müdahil tarafın etkin katılımının sağlanmamış, olayların aydınlatılmamış olması konularındaki benzerliklere yer verildi. Olayların organize cinayetler olduğuna ilişkin şüpheleri giderecek bir yargılama faaliyetinin yapılamadığı belirtildi.
MUSEVİ CEMAATİ TEDİRGİN
Musevi asıllı işadamlarının ölüm olaylarında şüpheli bazı durumlar tespit edildiği ancak olayların aydınlatılmadan dosyaları kapandığı ifade edildi.Musevi cemaati içerisinde hiç kimsenin ölüm olaylarına bir anlam veremediği, olayların tam olarak aydınlatılmaması karşısında sonderece tedirgin oldukları dile getirildi.
BAZI ÇEVRELER ENGELLEDİ
İhbarda, "Ölen kişilerin yakınları bilinçli bir şekilde soruşturma ve kovuşturmalarda dışarıda tutuldu. Dosyalaramüdahil olmaları ve olayın araştırılması yönünde talepte bulunmaları bazı çevrelerce engellendi. Halen de bu engel devam ediyor. Ölenlerden bazılarının yakınları olayın çözülmesi için
avukat görevlendirdi ancak daha sonra birdenbire bu davranışlarından vazgeçti" denildi. Olayın üzerine gitmemeleri, soruşturmayı oluruna bırakmaları yönünde bazı şahıslarca tehditlerde bulunulduğu ileri sürüldü. Hatta aldıkları tehditleri savcılığa bildiremedikleri kaydedildi. İhbarda, ölümlerinMusevi cemaati içersinde korku ve kaygı yaratarak, cemaatmensuplarının sindirilmek istendiği savunuldu.
GERÇEKLER ORTAYA ÇIKARILMALI
İhbar dilekçesinde, şüpheli intihar ve cinayetlerde ölen Musevi cemaatine mensup işadamlarının isimlerine tek tek yer verildi.
Josef Behar: 1997 yılında İstanbul Şişli'de tekstilci olan Josef Behar iş yerinde çalışanları Tuna Elişah, Zübeyde Uçar, Kirkor Zarciyan öldürüldü. Halen cinayet fail ya da failleri bulunamadı. 28 Şubat sürecine işaret edildi.
Nesim Malki: Piyasada "İplikçi" olarak tanınan ve tekstilcilik yapan Nesim Malki 1995 yılında Bursa'da öldürüldü. Cinayeti işleyenler yakalanmış, yargılandıkları davada ömür boyu hapse çaptırılmıştı. Ancak olayın bir bütün olarak etraflıca araştırılması için tekrar ele alınması gerektiği belirtildi. 28 Şubat finansörü olduğu öne sürüldü.
Üzeyir Garih: 2001 yılında
Eyüp Mezarlığı'nda Yener Yermez tarafından 10
bıçak darbesiyle öldürüldü. Ancak cinayetin tam olarak çözülmediği öne sürüldü. Ergenekon bağlantılarının araştırılması talep edildi. Behor Roziya: Musevi
kuyumcu olan Roziya İzmir'de Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda 3 kurşunla öldürüldü. Fail yada faillerinin izine rastlanmadı.
Kemal Gülman: İş adamı Kemal Gülman'a 2003 yılında yapılan
şantaj ile Gülman ve pek çok Musevi iş adamından yapılan fidye tahsilatlarının arkasındaki kişilerin tespit edilmesi talep edildi.
Yasef Yahya: 2003 yılı
Ağustos ayında Şişli'deki muayehanesinde öldürülen
diş doktoru Yasef Yahya'nın katilleri bir yıl sonra bulundu. Yasef Yahya elleri arkadan
çamaşır ipiyle bağlanıp kafası küvete eğdirilip öldürülmüştü. Mason locasına saldırı soruşturması kapsamında Yasef Yahya'yı öldürdüğünü
itiraf eden Adem Çetinkaya tutuklanmıştı. Ancak cinayet failinin bulunması ile olayın ört bas edildiği belirtildi. Gerçeğin ortaya çıkarılması talep edildi.
Moiz Konur: 2003'te İstanbul Kartal'da ormanlık alanda elleri arkadan çamaşır ipiyle bağlanarak ensesinden tek kurşunla öldürüldü. Cinayeti itiraf eden Selim Yılgı'nın evinin bahçesinde gömülü 2
el bombası bulundu. Cinayetin ‘
gasp' gibi gösterildiği araştırılması istendi.
Moşe Kohen: 2010 yılında İsrail El- Al
Hava Yolları Türkiye Genel Müdürü Moşe Kohen,
Belgrad Ormanı'nda ölü olarak bulundu. Otomobilinin içersinde kendi silahı ile intihar ettiği şeklinde kayıtlara geçse de halen soruşturması devam ediyor. Belgrad Ormanı'nda bulunan Natura Park'taki olaya gününe ait 09.14-00.36 arasındaki güvenlik
kamera kayıtlarının silinmesi kafalarda soru işareti bıraktı.
Abidin Cevher Özden: 'Banker Kastelli' olarak biliniyordu. 2008 yılında İstanbul Kadıköy'deki ofisinde intihar etti. Diğer Musevi işadamları gibi para trafiği konusunda önemli bir kişiydi. İntihara mecbur edilebileceğine dikkat çekildi.
BUGÜN GAZETESİ