2 Temmuz 1993'te
Sivas'ta 37 kişinin ölümüne, yüzlerce masum insanın hiçbir somut delile dayanmadan tutuklanıp zindanlarda çürütülmesine neden olan planlı provokasyon deşifre olmaya devam ediyor. Duyduğu vicdan azabıyla şok itiraflarda bulunan Astsubay Galip Deniz,
2 Temmuz 1993'te Ankara GATA'dan çok gizli timin Sivas'a götürüldüğünü, aralarında sağlık görevlileri ve doktorların da bulunduğu bu ekibin otel içerisinde bulunan provokatörler tarafından öldürülen kişilerin vücudundaki mermi çekirdeklerini çıkardığını belirtmişti. Sivas Numune Hastanesi Başhekimi'nin imzalamaya yanaşmadığı
otopsi raporlarının da kendileri tarafından hazırlandığını vurgulayan Deniz, düzmece raporlarla provokatörlerin kollandığına değinmişti. Galip Deniz'in yıllar sonra gelen şok açıklamalarının doğruluğunu ortaya koyan çok özel fotoğraflar ortaya çıktı.
İŞTE OTEL İÇERİSİNDE İŞLENEN CİNAYETLERİN BELGESİ
Fotoğrafların 2 Temmuz gecesi
hastane morgunda çekildiği belirtildi. Sivas
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü ilk tahkikat kapsamında çekilen fotoğraflar, Galip Deniz'in yıllar sonra gelen itirafının belgesi niteliğinde. Sivas Emniyeti tarafından ‘28 nolu resim' ibaresiyle kodlanan ilk resimde,
mermer otopsi masası üzerine konulmuş, gözleri yarım açık, kulağında küpe bulunan, esmer, orta boylu, 20'li yaşlarda
genç bir kızın, üstü beyaz bir çarşafla örtülmüş halde yattığı görülüyor. Resme dikkatli bakıldığında genç kızın cesedinin bulunduğu masanın kenarlarında
taşıma esnasında bulaşmış kanlı bir yüzey olduğu anlaşılırken,
27 numaralı resim ise “Yanarak öldü” raporunun nasıl bir kurmaca olduğunu izah ediyor.
GENÇ KIZ TAM KALBİNDEN VURULMUŞ
27 numaralı resimde aynı genç kızın cesedinin mermer zemin üzerinde bulunduğu, cesedin beyaz tişörtlü olduğu, başka bir erkeğe ait cesedin ise aynı otopsi masasında bulunduğu görülüyor. Üzerinde çarşaf bulunmayan
cesedin sol göğüs bölgesinde ateşli silahla açılmış delik açıkça görülüyor. Alınan bilgiye göre kalbin hemen üzerinde ateşli silahla açılan yaradan bir miktar kanın baş bölgesine doğru sızdığı, muhtemelen genç kızın otel içerisinde merdiven gibi bir yerden çıkarken karşı istikametten açılan ateşle vurulduğu, sırt üstü düşmesi sonucu yer çekiminin etkisiyle kanın yukarı doğru akıp resimdeki ok hizasını oluşturduğu vurgulanıyor.
CESETLERİN HİÇBİRİNDE YANIK İZİ YOK
19 numaralı resimde ise cesetlerin henüz morga taşınmadığı anlaşılıyor. Hastanenin girişi katında bulunan odalardan birinin toplama alanına dönüştürüldüğü ifade edilirken, yatakların birleştirilmesi sonucu oluşan geniş alana dizilen
cesetlerden hiçbirinde birinci derece ve ikinci derece yanık olmadığı belirtiliyor. Resimlerde görülen 6 cesetten 5'i erkek, birisi kadın. Cesetlerin
burun bölgelerinde içerideki
dumanın solunması sonucu oluşmuş siyahlıklar ve hafif
deri döküntüleri bulunuyor.
DİĞER İKİ CESETTE DUMAN ZEHİRLENMESİ
29 numaralı resminde 26 ve 27 numaralı resimler gibi zemin katta bulunan morgda çekildiği ifade edildi. Resimde aynı mermer otopsi masası üzerinde konulmuş, yarı gözleri açık bir kadın ve bir erkek bulunuyor. Dikkatli bakıldığını bu iki cesedin de diğer cesetler gibi burun bölgelerinde akıntı ve deri döküntüleri olduğu anlaşılıyor.
FOTOĞRAFLAR SİVAS EMNİYETİNDE KAYBEDİLDİ
Çekilen 100'den fazla fotoğraf ve ayrıca video kayıtlarının da bulunduğu belirtilirken, bu kayıtlarda
kurşun yarası bulunan cesetlere ait görüntülerin soruşturma dosyasından çıkartıldığı ifade edildi. Sivas
Cumhuriyet Başsavcılığı,
Kayseri Ağır
Ceza, Ankara 1 Nolu DGM ve Yargıtay'da bulunan dosyalarda otel içerisinde korkunç vahşeti ortaya koyan resimler bulunmuyor. Bu deliler, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı'na hiç ulaşmadı. Görüntülerin Sivas Emniyet Müdürlüğü'nde
tab edildikten sonra ortadan kaybedildiği ve bir kısmının müdahil avukatlarının arşivinde saklandığı iddia edildi.
YENİ AKİT