Peki,
Ankara ve Sam arasında uzun süredir devam eden gerginlik de göz önüne alındığında, şimdi ne olur?
Öncelikle;
Ankara, uçağın
Suriye tarafından düşürüldüğünü açıklamakla birlikte, henüz Suriye'ye karşı sert bir açıklama/ tavır gösterilmedi.
Başbakan Erdoğan liderliğindeki
güvenlik zirvesi sonrasında yayınlanan
bildiri Ankara'nın 'itidalli' bir tavır
izleme kararı aldığını gösteriyor.
Açıklamanın en dikkat çeken unsurlarından biri de, uçağın Suriye tarafından düşürüldüğünün, 'Suriye ile yapılan ortak
arama sonunda belirlendiği' ifade edildi, Bu da Ankara'nın 'bekle ve gör' tavrıyla topu Suriye'nin tarafına attığını, Suriye'nin resmi tepkisini beklediğini gösteriyor.
Peki Suriye ne yapabilir?
UÇAK NEREDE VURULDU?
Burada
kilit nokta,
Türk uçağının tam olarak nerede düşürüldüğü. Ankara'nın açıklamasında bu konuda bir ayrıntı verilmiyor.
Eğer
uçak Suriye hava sahasını ihlal etmiş ve burada vurulmuşsa, bu durum Suriye'nin elini güçlendirir, Suriye'nin 'egemenliğinin Türk uçağı tarafından ihlal edildiği' anlamına gelir. Uluslararası sularda vurulmuşsa, bu durum 'Suriye tarafından Türk egemenliğinin ihlali' olur.
PİLOTLARIN DURUMU NE?
İkinci kilit nokta Türk pilotlarının akibetleri. Eğer pilotlar sağ olarak kurtarılabilirse, konunun bir
kaza olarak algılanması, özür ve tazminat ile aşılması daha kolay olur. Can kaybı halinde ise durum daha gerginleşir.
SAM ÖZÜR DİLEYECEK Mİ?
Uçağı düşürülen taraf
Türkiye olduğundan, daha
mağdur taraf Türkiye'dir. Çünkü, Suriye egemenliği ihlal edilmiş de olsa, komşu bir
ülkenin uçağına ateş açmak yerine, hava sahasını terketmeye zorlamalı ya da inişe zorlamalıydı. Ancak bu önlemler yerine, doğrudan uçağın vurulması, Suriye'nin durumunu güçleştirir.
Nitekim benzer bir olay 1989 yılında gerçekleşmişti. Türkiye'ye ait bir tapu
kadastro uçağı, hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle, Suriye tarafindan düşürülmüştü. Baba Esad'ın döneminde gerçekleşen bu olay tam da Ankara ve Sam'in hem
Hatay, hem de
PKK konusunda ciddi gerginlik yaşadığı döneminde olmuştu. Sonuçta Suriye hem özür dilemiş, hem de tazminat ödemişti.
TÜRKİYE NATO'YU DEVREYE SOKABİLİR
Sam yönetiminin gerginliği tırmandırması halinde, Türkiye'nin bu olayı 'egemenliğine saldırı' olarak yorumlayıp,NATO'yu devreye sokması da mümkün olabilir. Çünkü NATO antlaşmasının 5. Maddesi, bir NATO üyesine hasmane tavrın, tüm NATO üyelerine yapılmış sayılmasını öngörüyor. Ankara,
teknik bilgiler eline ulaştığında büyük ihtimalle NATO'yu, durumu görüşmek üzere toplantıya davet edecektir. Aynı şekilde Türkiye, uluslararası haklarını kullanabilmek için mutlaka BM'ye de resmen bilgi verecektir.
Kısacası, iki komşu ülke arasında sıcak çatışma çıkmaması tamamen Suriye'nin tavrına bağlı.