28
Şubat döneminin medya patronları
Aydın Doğan,
Dinç Bilgin, Turgay Ciner ve Mehmet
Emin Karamehmet'in bilgisine başvuracak olan
Meclis Darbeleri
Araştırma Komisyonu, eski
Başbakan Tansu Çiller'i de salı günü dinleyecek. 28 Şubat sürecinin hedefindeki Refah-Yol hükümetinin
Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ise postmodern
darbe günlerini Meclis
Darbeleri Araştırma Komisyonu'na anlatacak. Çiller'in danışmanı Nevin Soylu, 'Tansu Çiller'in 28 Şubat sürecine ilişkin görüşüne başvurulacağı zaten biliniyor. Ama bunun dışında bir gelişme olursa zaten kamuoyuyla paylaşırız' derken, Çiller'in ifade vermeye gideceği yönündeki bilgiyi yalanlamadı.
BARLAS TEYİT ETTİ
Aynı gün sürecin
mağdur gazetecilerinden
Mehmet Barlas ve eşi Canan Barlas da
komisyon tarafından dinlenecek. Başbakan Erdoğan'ın, 'Patronların, gizli kalan gerçekleri söylemeleri lazım. Bugün söylemezlerse yarın muhakkak yine söyleyecekler, yine önlerine gelecek. Çünkü bu defter açıldı, kolay kolay kapanmaz. Bu gerçekler önümüze gelecek ki aydınlık geleceğimizi görelim' sözlerine katıldığını belirten gazeteci Canan Barlas, 'Zaten hemen akabinde eşim Mehmet Barlas ile birlikte çağrıldık. Önümüzdeki salı günü Ankara'da 28 Şubat'ta yaşadığımız mağduriyeti bir bir anlatacağız. Salı günü bizimle birlikte Tansu Çiller de ifade vermeye gidecek' dedi. 28 Şubat döneminde
Doğan Grubu'nda çalıştığını söyleyen Barlas o dönemde
Ertuğrul Özkök ile Emin Çölaşan'ın askerlerle oynaşmaya başladığını iddia ederek, 'Bir zaman çalıştığım gazeteyi kapattılar, yazılarımı kestiler ve telefonlarıma da çıkmadılar. Bütün bu manipülasyonu önce
Ertuğrul Özkök sonrasında
Zafer Mutlu yaptı' diye konuştu.
PAY ALMAK İÇİN YARIŞTILAR
Doğan Grubu'ndan ayrılıp eşi Mehmet Barlas ile birlikte
Dinç Bilgin'le çalışmaya başladıklarını belirten Canan Barlas, şu iddialarda bulundu: 'O dönemde kartel medyası kurulmuş oldu. Dinç Bilgin ile Aydın Doğan yan yana geldiler.
Mehmet Emin Karamehmet,
Cavit Çağlar,
Ferit Şahenk,
Erol Aksoy gibi bütün
sermaye grupları enerji ihalelerinden pay almak için sıraya girdiler. Bu isimlere
darbeci demek istemiyorum ama baktılar ki Doğan Grubu paşalarla
işbirliği yaparak ihaleler alıyor, Dinç Bilgin bankalar açıyor diğer sermaye grupları da bu nedenle kolay yolu
tercih ettiler. 28 Şubat'ta ipi Aydın doğan, Zafer Mutlu, Ertuğrul Özkök çekti. ifademde de bunları anlatacağım.'
Askerle işbirliği yapan medya konuşmalı
28 Şubat sürecinin mağdur gazetecilerinden biri olan
Nazlı Ilıcak ise sürecin aydınlatılması adına mutlaka medya patronlarının ve köşe yazarlarının da bildiklerini anlatması gerektiğini söyledi.
Medya patronları ile köşe yazarlarının, o gün nelere muhatap kaldıklarını, nasıl bir
baskı ile karşılaştıklarını ve kendilerine haber servisi yapıldı mı? şeklinde bildiklerini komisyona anlatmaları gerektiğini belirten Ilıcak 'Sanırım da anlatacaklardır. Ama bu onların
tanık olarak yargılanmasını gerektirmez diye düşünüyorum. Ama mutlaka ifadelerine tanıklıklarına başvurulması gerekir. Bildiklerini anlatmalarında çok fayda var. Çünkü dönemin yakın tanıklarının bildiklerini anlatmasıyla 28 Şubat sürecinde tam bir resim ortaya çıkmış olur. 28 Şubat sürecinde elbette medyanın bir rolü oldu. Çünkü askerle işbirliği yaptılar. Netice itibariyle 'silahsız kuvvetler kazandı' gibi sözler söylendi. Bu silahsız kuvvetlerin içinde
sivil toplum kuruşluları ve meydanın büyük rolü vardı' dedi.
28 Şubat'ın belgelerini paylaşacağım
Gazeteci Mehmet Ali
Birand ise perşembe günü görüş bildirmek üzere Ankara'da olacağını ve bildiklerini anlatacağını söyledi. Birand, 'Bugüne kadar ki bütün darbelerin belgeselini yapmış olan biriyim. Dolayısıyla genel bir
özet çok rahatlıkla yapabilirim. Elimdeki bilgi ve belgeleri paylaşacağım, bilmediğim teorileri ortaya koymaya çalışmayacağım. Sivillerin askeri nasıl kışkırttıklarını özellikle anlatmak istiyorum. Bu işin sadece asker değil, sivil bacağının da olduğunu belirteceğim' ifadelerini kullandı. 28 Şubat döneminin güçlü medya patronlarından olan Dinç Bilgin ise komisyon tarafından ifadeye çağrıldığını ve
Cuma günü Ankara'ya gideceğini belirterek şöyle konuştu: 'Bu konuda esasında söyleyeceğim her şeyi söyledim. Ama bana sorulan sorulara samimiyetle
cevap vereceğim. 'Asker mi siviller mi suçlu' tartışmasına girmek istemiyorum. Aradan 15 yıl geçti kimin ne kadar suçlu olduğuna artık yargı karar verecek. Ben görevimi yerine getirerek ifademi vereceğim.'