Eski başbakanlardan
Çiller, ''birtakım yanlış anlaşılmaları önlemek amacıyla''
yaptığı yazılı açıklamada, ''28 Şubat bir darbedir'' ifadesini kullandı.
28 Şubat'ın
''ezber bozan bir darbe'' olduğunu savunan Çiller, 28 Şubat'ta tankla, tüfekle darbe yapılmadığını ancak darbe yapılacağı korkusunun bilinçli biçimde egemen kılındığını ifade etti.
Çiller, ''Bir kesit değil bir süreç'' olarak tanımladığı dönem için ''
Millet iradesinin Meclis'e gönderdiği çoğunluğun, bir başka iradeye teslim edilerek azınlığa dönüştürülmesi sürecidir'' değerlendirmesinde bulundu.
Çiller, açıklamasında şunları kaydetti:
''Özel Yetkili Savcı'nın kapsamlı çalışmalarında elde edilen Batı Çalışma Grubu'nun faaliyetlerine ilişkin
imzalı belgelerde ana
hedefin
Tansu Çiller'in örtülü ve doğrudan yıpratılarak siyaseten bitirilmesi ve Doğru Yol Partisi'nin parçalanması olduğu açıkça görülmektedir.
Eğer DYP ve RP milletvekilleri'nin 278 imzası, daha sonra BBP milletvekillerinin katılımıyla 282 imza, hükümeti kurmak için Cumhurbaşkanı'na sunuluyor ve buna rağmen görev
azınlık temsilcisine veriliyorsa ve eğer DYP milletvekilleri otellerin arka odalarında, ikna odalarında
şantaj, korku, ikbal, menfaat vaatleriyle partiden kopartılıyorsa ve çoğunluk azınlık, azınlık çoğunluk haline getirilinceye kadar beklenip güvenoyu ancak öyle sağlanıyorsa böyle kurulan bir hükümetin artık gerçek milli iradeyi temsil ettiği söylenemez.
Görülüyor ki Çiller siyaseten bitirilmek üzere ana hedef seçilmiş, DYP parçalanmış böylece Refahyol Hükümeti düşürülmüş, partiler kapatılmış, yasaklar konulmuş,
hapis cezaları verilmiş ancak her darbede olduğu gibi en büyük bedel millete ödetilmiştir.
Sonuçta yine görülüyor ki yakın tarih yanlış yazılmış.
Milli birlik ve beraberliğe her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde ve
sivil bir anayasanın yazılması sürecinde, sorumluluğu sadece Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yüklemeden,
her kesimin kendi öz eleştirisini yaptığı bir ortamda, yeni ayrışmalara ve hesaplaşmalara yol açmayan, tersine evrensel demokratik değerlerin asgari müştereklerinde birleştiren bir duruşla çıkartılacak dersler, milletin siyasetten beklediği ve bizim gelecek nesillere olan borcumuzdur.''