TİB kayıtlarını inceleyen
savcılık, tutuklanan
Hacı Başkurt'un saldırıdan bir saat sonra
Jandarma Genel Komutanlığı'nda görevli bir
komutana ait
telefonu arayarak dakikalarca görüştüğü tespit edildi. Başkurt'un
muhbir olma olasılığını soruşturan savcılığa, Jandarma'dan gelen 'Muhbirimiz yok' cevabı da kuşkuları güçlendirdi
Siirt'in
Pervari ilçesine bağlı bağlı Belenoluk
Jandarma Karakolu, 24
Eylül 2011'de
PKK'lı teröristlerin saldırısına uğradı. Baskında 6
Mehmetçik şehit düşerken 11'i de yaralandı.
Saldırının ardından Jandarma ve Emniyet güçlerinin Belenoluk Köyü'nde gerçekleştirdiği operasyonda gözaltına alınan 19 kişiden 3'ü tutuklanmıştı. Gizli
tanık ifadeleriyle birlikte savcılığın talimatıyla soruşturmayı derinleştiren güvenlik güçleri,
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na (TİB) yazı göndererek şüphelilerin son bir aylık telefon görüşmelerinin kayıtlarını istedi. TİB'den gelen kayıtlarda gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderilen Hacı Başkurt'un
karakol baskınından bir saat sonra
Ankara'daki Jandarma Genel Komutanlığı'nda görevli bir komutan ait bir cep telefonuyla görüşme yaptığı ortaya çıktı.
JANDARMA: MUHBİRİMİZ DEĞİL
Soruşturmanın seyrini değiştirecek nitelikteki TİB kayıtlarının gelmesi üzerine, saldırının ardından Jandarma Genel Komutanlığı ile görüşen
tutuklu sanık Hacı Başkurt'un muhbir olabileceği şüphesi üzerinde duruldu. Ardından Siirt Jandarma
Alay Komutanlığı'yla
iletişime geçen polis ve savcılık, "Hacı Başkurt sizin muhbiriniz miydi" diye sordu. Siirt ve Pervari Jandarma'dan gelen yanıtta ise "Hacı Başkurt bu bölgede bizim muhbirimiz değil. Bize çalışmadı. Haberimiz yok. Jandarmada muhbir olsaydı Ankara telefon görüşmesiyle ilgili olarak bizi haberdar ederdi. Bize herhangi bir bilgi vermediler" ifadeleri yer aldı.
GİZLİ TANIK ELE VERDİ
Belenoluk baskınının soruşturmasında yer alan
gizli tanık karakol baskının ayrıntıları ve kimler tarafından gerçekleştirildiğini anlattı. Gizli tanığın ifadesinde Hacı Başkurt'un karakol baskının ardından
yardım gelmesi durumunda karakola giden yollara
mayın döşemesinde bizzat görev aldığını anlattı. Ayrıca Gizli tanık Başkurt'un kendi aracıyla saldırıyı gerçekleştiren teröristleri de bölgeye kendi aracıyla getirdiğini ve köyden de teröristlere
destek atışı yaptıklarını belirtti. Gizli tanık ifadesinin devamındaysa Başkurt ve beraberinde tutuklanan sanıkların kırsaldan gelen teröristlerle birlikte karakolun iletişimini kesmek için telefon direğini patlattıklarını da
itiraf etti. Belenoluk Karakolu baskını dosyası TİB kayıtlarıyla birlikte
görevsizlik kararıyla
Diyarbakır Ağır
Ceza Mahkemesine gönderildi.
BİRÇOK SALDIRIDA YER ALMIŞ
Gİzli Tanık, PKK'nın daha önceden düzenlediği Pervari İlçe Jandarma Karakoluna ve Narlı Jandarma Karakoluna gerçekleştirilen saldırının arkasındaki grubun da aynı kişiler olduğunu itiraf etti.
Çatışmada şehit düşen Belenoluk Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş
Erdal Canbulat'ın saldırı öncesinde teröristlere ait
telsiz görüşmelerine ulaştığı iddia edilmişti. Görüşmelerde saldırı hazırlığı yaptığı net şekilde anlaşılan PKK'lıların bu konuşmalarının Canbulat aracılıyla İlçe Jandarma Komutanlığı'na 'karakola saldıracaklar' diye bildirildi. Ancak bu bilginin 'arazinin uygun olmaması ve yolların PKK'lılarca mayınlarla döşenmesi' nedeniyle kara yoluyla takviye birlik gönderilmesini geciktirmişti. Bölgeye gönderilen helikopterlerin ise yoğun ateş nedeniyle birlikleri araziye indirememiş, bölgede herhangi bir termal
kamera olmamasının da teröristlerin işini kolaylaştırmıştı.
Öğretmenleri kalkan yapmışlardı
Teröristler karakol baskınında 80 metre uzaklıkta bulunan Belenoluk İlköğretim
Okulu'nun
lojmanındaki öğretmenleri de kalkan olarak kullanmıştı. Çatışma boyunca arada kalan
ilköğretim okulu lojmanındaki 16 öğretmen ve 2 çocuk yer alıyordu. Teröristler okul binası ile lojman giriş katına girerek karakolu yoğun ateş altına almıştı. Karakoldaki askerler ise öğretmenlere zarar gelmemesi için bir süre buradaki teröristlere ateş açamamıştı. İlköğretim okulu lojmanında bulunan öğretmenlerden biri, dehşet saatlerini şöyle anlatmıştı: "İki katlı lojmanda hep birlikte tuvalete ve banyolara saklandık. Okulun kapılarını kırıp içeriye giren teröristler buradan da ateş etti. Karakoldaki askerler lojmandaki öğretmenleri korumak için kendilerine buradan ateş eden teröristlere uzun süre karşılık vermedi. Bunu sadece bizleri korumak için yaptılar. Çok zor bir geceydi. Ölümle
burun buruna geldik." YENİŞAFAK