Terör
örgütü
PKK'nın kamplarından kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan
Servet A. (27) örgüte katılmak için ismini
BDP'ye yazdırdığını ve kısa süre kendisinin dağa götürüldüğünü söyledi. Şoreş A. (20) ise örgüte katılmak için
Yüksekova BDP binasına gittiğini ifade etti.
Terör örgütü PKK'nın kamplarından kaçarak,
Kuzey Irak'ta önce KDP güçlerine teslim olan ardından da
Habur Sınır Kapısı'ndan
Türkiye'ye gelen 15 örgüt mensubu, etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest kaldı.
Teslim olan PKK'lıların ifadeleri, örgütün kandırıp dağa çıkardığı gençlere yaptığı baskıları bir kez daha ortaya çıkardı. Nihat K. (22), 2009 yılında zorla dağa götürüldüğünü, 3 kez kaçma girişiminde bulunduğu için Metina kampında aylarca
mağarada tutulduğunu söyledi. Örgüt mensuplarından Kaya G. (22) ise örgütün farklı dayatmalarına tahammül edemediği için kaçtığını söyledi. Serbest bırakılan örgüt mensuplarından
Servet A. (27) da örgüte katılmak için ismini BDP'ye yazdırdığını ve kısa süre kendisinin dağa götürüldüğünü söyledi.
Yaşları
küçük olan 7 örgüt mensubu Şırnak'ta, 8 örgüt mensubu ise dün Diyarbakır'da serbest bırakıldı. Örgüt mensupları,
terör örgütü PKK'dan neden ve nasıl kaçtıklarını hem savcıya hem mahkemeye anlattı. Ahmet H. ( 22),
terör örgütüne, geçen yıl Hakkâri'nin Cilo Dağı bölgesinde yaya olarak Zap suyunu geçip katıldığını belirterek, "Örgütte Çekdar R. kod ismini kullandım. İlk önce Gare'de eğitim aldım. Sonra Bergari'ye gönderildim. Oradan da Sergele alanında mağara çalışmasına gönderildim. Ben buranın Zap bölgesine bağlı olduğunu zannediyordum. Ancak emniyette Metina'ya bağlı olduğunu öğrendim. Örgüte kaldığım süre içerisinde hiçbir silahlı eyleme katılmadım. Türkiye'ye giriş yapmadım. Şartların zorlaması,
ailemle görüşememem gibi pek çok sebeple örgütten ayrılmaya karar verdim. 19
Mayıs 2012 günü Amedye'de KDP güçlerine teslim oldum. Oradan da Türkiye'ye teslim oldum." dedi.
Terör örgütü KCK'nın, Türkiye basın yapılanmasında yer aldığını anlatan Ahmet H.,
Mart ayında özgür
halk ve demokratik modernite temsilcisi olarak Şanlıurfa'ya gittiğini ve burada çalışmalar yaptığını dile getirdi. Ahmet H.,
"Urfa'da Özgür Gündem ve Azadiya Welat ve Demokratik Toplum gazetelerin dağıtımını yapan Fırat Dağıtımın temsilcisi Mahmut Tutal ile buluştum. Urfa'da bulunduğum süre zarfında BDP ile ilişkiye geçme şansım oldu. BDP'nin örgüt adına faaliyet gösteren isimleri ile tanıştım. Basın komitesinde yer alan yani KCK'nın basın genel sorumlusu olan Mustafa Avareş kod isimli Mustafa
Karasu ve
Cemal Şerik tarafından basın komitesinin basın konferans sonucunda derlenen bir talimat gönderildi. Ben örgütün silahlı olan dağ kadrosunda kısa bir süre bulundum ancak katılmadan önce Türkiye içerisindeki KCK yapılanmasının basın ayağında yer aldım." diye konuştu.
"ÖRGÜTÜN DAYATMALARINI KABUL ETMEYİNCE BENİ TUTUKLADILAR"
Diyarbakır'da bir kadının yardımıyla terör örgütüne katıldığını belirten Ercan Ç. (27), "Örgütte kaldığım süre içerisinde Metina ve Herekol bölgelerinde kaldım. Örgütte Berhudan kod ismini kullandım. Örgüte katılmadan önce uyuşturucu madde kullanmaktan İstanbul'da gözaltına alındım. Bunun dışında başka bir eylemim olmadı. Terör örgütü lehine herhangi bir mitingde yer almadım." ifadelerini kullandı.
Teslim olan örgüt mensuplarından Kaya G. (25) güvenlik güçleri tarafından iki kez haksız yere gözaltına alındığını belirterek, "İki kez haksız tutuklama oldu, bu, bende devlete karşı bir güvensizlik ve
öfke oluşturdu. Bu olaylar aile içerisinde sorgulanmama ve bir
takım huzursuzluklara sebep oldu.
Bu, geleceğim ile ilgili umutlarımı tüketti, çıkış yolu olarak örgüte katılmayı gördüm. Örgütte Şerzan Aydın kod ismini aldım. Metina bölgesinde bulundum. Türkiye'ye yönelik herhangi bir silahlı saldırıya katılmadım. Örgütün barış söylemleri ile eylemleri tutarlı olmadığını daha iyi anladım.
Sonra örgüt tarafından birtakım dayatmalar oldu. Ben bunları kabul etmeyince beni tutukladılar, 3 ay Metina'da tutuklu kaldım. Bu yaşadıklarım benim örgütten ayrılma düşüncemi kuvvetlendirdi. 10 Haziran 2012 tarihinde kendi isteğimle örgütten kaçarak KDP güçlerine teslim oldum. Oradan da Türkiye'ye teslim edildim. Bundan sonra örgütün gerçek yüzü ile bildiklerimi ulaşabildiğim insanlarla ve halk kitleleri ile paylaşacağım. Pişmanım, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum." şeklinde konuştu.
"ÖRGÜTTEN 3 KEZ KAÇTIM ÜÇÜNDE DE YAKALANDIM"
Nihat K.( 22) terör örgütüne kendi isteğiyle katılmadığını belirterek şunları söyledi: "2009 yılında Tanju Büyüksu tarafından kandırılarak Yüksekova'ya götürüldüm.
Oradan başka örgüt mensupları tarafından zorla dağa götürüldüm. Örgütte bulunduğum süre içerisinde geri dönme isteğindeydim ancak arazi şartlarını bilmediğim için cesaret edemedim. 3 sefer kaçma girişimim oldu, hepsinde yakalandım. En son kaçmayı başardım. Beraberimde Rubar kod isimli İranlı bir örgüt mensubunu da getirdim. O, İranlı olduğu için ülkesine döndü. Ben başından beri kendi rızamla örgütte bulunmuyordum. Örgütte olduğum süre içerisinde Zap bölgesinde kaldım. Mağara çalışmalarında görevlendirildim. Türkiye'ye herhangi bir silahlı saldırıda bulunmadım. Eyleme katılmadım. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum."
"ÖRGÜTE KATILMAK İÇİN İSMİMİ BDP'YE YAZDIRDIM"
Servet A. ( 25) da Doğubeyazıt'ta,
BDP binasında örgüte katılmak amacıyla ismini yazdırdığını, aynı gün akşam saatlerinde adını bilmediği bir şahsın kendisi ile birlikte 5 kişiyi BDP binasından alarak Tendürek Dağı'na götürdüğünü söyledi. Servet A., orada bir gece kaldıktan sonra İran'a geçmek üzere Van'ın İran sınırında bulunan bir köye gittiğini, burada ikişerli olarak teröristlere teslim edildiklerini anlattı. Servet A., "Burada bir evde gece kaldıktan sonra 3 kişi yaya olarak Irak'a geçtik.
Kandil kampına katıldık. Örgütte kaldığım süre içerisinde siyasi, askeri ve ideolojik eğitim aldım. Herhangi bir silahlı eyleme katılmadım." dedi.
"14 GÜN YÜRÜDÜKTEN SONRA AVAŞİN KAMPINA VARDIK"
Şoreş A. (20) ise örgüte katılmak için Yüksekova BDP binasına gittiğini, buradan da bir çocuğun yardımıyla Hakkari'ye, daha sonra Kato-Marinos dağı eteklerine kadar götürüldüğünü söyledi. Şoreş A., şunları anlattı: "Kato Dağı'na çıktık. Orada da 9 örgüt mensubu ile buluştuk. Bir köyün yakınında bulunan araçla bir buçuk saatlik bir yolculuktan sonra engebeli bir araziye vardık.
Aracı orada bırakarak yaya olarak yolumuza devam ettik. 14 günlük bir yolculuktan sonra Avaşin kampına vardık. Ben Şoreş Gever kod adını aldım. Örgütte kaldığım süre içerisinde Avaşin kampında bulundum. Başka bir yere gitmedim. Hiçbir silahlı saldırıya katılmadım. Bu süre zarfında Türkiye'ye hiç giriş yapmadım. Zaten bağlı bulunduğum timin herhangi bir silahlı eylemi olmadı. Kendi isteğimle örgütten ayrılarak güvenlik güçlerine teslim oldum."
(CİHAN)