Diyarbakır nüfusuna kayıtlı 'Denktav' kod adlı N.D. ile
İran nüfusuna kayıtlı 'Asur' kod adlı P.R.,
terör örgütüne katıldıklarından dolayı pişman olduklarını söyledi. N.D., İstanbul'da öğrenciyken kandırılarak örgüte katıldığını belirterek,
Cudi Dağı'ndaki
komutanla arasındaki konuşmayı hatırlattı.
N.D., "Propagandadan etkilenip dağa çıktım. Bana 'kendi sistemimizi kuracağız' dediler. Örgüte katılan korkudan bir daha kaçamıyor. Cudi
operasyonu benim için bir fırsat oldu. Komutanın 'teslim olun' demesindeki ses tonu bana güven verdi ve teslim oldum. Ailemin yanına gitmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
"İSTANBUL'DA ÜNİVERSİTE OKURKEN KANDIRILDIM"
Terör örgütüne İstanbul'da mimarlık fakültesi okurken, yapılan
propaganda ve
arkadaş çevresinin yönlendirilmesiyle katıldığını anlatan N.D., "Birkaç kez
PKK'dan kaçma girişimlerim oldu. Korkudan kaçamadım.
Askerin son operasyonu benim için fırsat oldu. Ben güvenlik güçlerine tek bir kurşun sıkmadım. Etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istiyorum" diye konuştu. Terör örgütünün
arşiv işleriyle ilgilendiğini belirten N.D., "Bu yüzden hiçbir eyleme katılmadım.
Bilgisayar ortamında belgeleri düzenliyordum. Arşivleri düzenliyordum" ifadesini kullandı.
"ARKADAŞLARIM BANA ATEŞ ETTİ"
Mağaradan, teslim olmak için çıkmaya karar verdikten sonra 5 yıldır birlikte dağda kaldıkları arkadaşlarının kendisine ateş ettiğini belirten N.D, teslim olmak isteyenlere hayat hakkı tanınmadığını söyledi. N.D., "Mağaradaki PKK'lılar bana ateş etti. Dışarıda da asker bekliyordu. Teslim olduktan sonra bir komutanla yaptığımız konuşma basında yer aldı. Beni aileme götüreceğini söyledi. Ben pişmanım. Tahliyemi istiyorum" şeklinde konuştu.
"ÖRGÜT BENİ AVRUPA DİYE ŞIRNAK'A GÖNDERDİ"
Sanıklardan İran uyruklu P.R. ise örgütün kendisini,
Avrupa'ya götüreceği yönünde söz verdiğini, buna kanarak PKK'ya katıldığını belirtti. P.R., "Avrupa yerine beni Şırnak'a gönderdiler. O dağlara çıkan bir daha dönemiyor" dedi. Cudi'de çıkan çatışmada mayıncı olarak bildikleri 'Bager' kod adlı örgüt mensubunun öldürüldüğünü anlatan P.R, "Çıkan çatışmada 2 örgüt mensubu, kaldığımız mağaraya kaçtı. Asker mağaranın etrafını sardı ve teslim olun çağrısında bulundu. İki gün boyunca bizim teslim olmamızı bekledi. Botan bölgesinin komutan yardımcısı teslim olmamıza izin vermiyordu. Mağaraya çok
gaz bombası atılınca çatışma çıktı" ifadelerini kullandı.
"PKK'NIN CUDİ'DE DOÇKALARI VAR"
Terör örgütü PKK'nın,
Cudi Dağı'ndaki Liçka bölgesinde ağır makineli doçkalara sahip olduğunu kaydeden P.R., ifadesinde Cudi'deki
teröristlerden 53 tanesinin ismini güvenlik güçlerine verdiğini söyledi.
Sanıkların avukatı Cavit Torun ise müvekkillerinin güvenlik güçlerinin 'teslim ol' çağrılarına uyarak teslim olduğunu hatırlattı. Torun, "Dağ bir
ölüm çukurudur, bu insanlar o çukurdan kurtuldukları için kendilerini çok şanslı hissediyorlar. Habur'dan gelenlerle mukayese edildiğinde tutuklanmalarını bile beklemiyordum. Çünkü 'pişmanız' lafı onların ağızlarından cımbızla alındı. Ancak müvekkillerim açık açık 'Biz yaptığımızdan çok pişmanız' diyorlar. Devletin vermiş olduğu söz var. Ve bu söz müvekkillerim için de geçerlidir. Çünkü ikisi de pişman olduklarını açık ve net şekilde beyan ediyorlar. Ayrıca, tek bir eylemleri de bulunmuyor. Yapılan incelemelerde bir erkek örgüt mensubunun dağda
yaşam süresi 4-5 yıl, kadın için ise 3-4 yıldır. Müvekkillerim 5-6 yıldır dağda olup sağ kalıyorlarsa çatışmaya katılmadıkları ve geri hizmette kaldıklarını gösteriyor" diye konuştu.
Mahkeme heyeti, etkin pişmanlık talebini değerlendirmek üzere duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.