Ana
yasa Mahkemesi, Türk
Ceza Kanunu'nun ''
iftira sonucunda
mağdur hakkında
hapis cezası dışında adli veya idari bir
yaptırım uygulanmışsa iftira eden kişinin, üç yıldan yedi yıla kadar
hapis cezasıyla cezalandırılacağına'' ilişkin hükmünü oy birliğiyle iptal etti.
Burhaniye Asliye Ceza Mahkemesi, gördüğü bir davada, 5237 sayılı
Türk Ceza Kanunu'nun 267. maddesinin 5, 6 ve 7 numaralı fıkralarının
Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla
Anayasa Mahkemesi'ne, söz konusu hükümlerin iptali istemiyle başvurmuştu.
İstemi esastan görüşen Yüksek Mahkeme, söz konusu yasa maddesinin 7. fıkrasında yer alan, ''İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adli veya idari bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır'' hükmünü oy birliğiyle Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti.
İptal gerekçesinde, yasa koyucunun, iftira suçunun temel şekli ve nitelikli halleriyle failin cezalandırılmasında esas alınan özellikleri düzenlerken, iftira sonucunda mağdurun uğradığı zararın ağırlığını ve mağdur hakkında uygulanan yaptırım miktarını ve türünü de dikkate alması gerektiğine işaret edildi.
''İşlemediğini bildiği halde bir suç isnat ederek mağdurun mahkum olmasına neden olan sanıklar hakkında, mağdurun hapis cezasıyla cezalandırılması halinde, Kanun'un 267. maddesinin 5 numaralı fıkrası gereğince mahkum olunan hapis cezasının üçte ikisi kadar; mağdura uygulanan bu hapis cezasının adli
para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde ise Kanun'un 267. maddesinin 7 numaralı fıkrası gereğince 3 ila 7 yıl arası hapis cezası öngörülmesi, sanıklar açısından ceza
adaletine uygun olmayan sonuçlar doğurmaktadır'' ifadelerine yer verilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
''Örneğin, iftira neticesinde mağdurun işlemediği bir suçtan yargılanıp hapis cezasıyla cezalandırılmasına neden olan kişi, Kanun'un 267. maddesinin 5 numaralı fıkrası gereğince (mahkum olunan cezanın üçte ikisi) asgari 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılacakken,
mahkemece mağdur hakkında uygulanan hapis cezasının adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmiş olması halinde ise iftira eden kişinin Kanun'un 267. maddesinin 7 numaralı fıkrası gereğince asgari 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırılması gerekecektir. İtiraz konusu fıkra uyarınca, mağdur hakkında uygulanan hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi veya seçimlik olarak hapis cezası ve adli para cezası öngörülen suçlar bakımından da adli para cezasının
tercih edilmesi hapis cezasına mahkum edilmesine oranla daha ağır bir şekilde cezalandırılma sonucunu doğurmaktadır.''
İtiraz konusu fıkrada, suç ile ceza arasında bulunması gereken adil dengenin korunamadığının ve bu haliyle de adalet duygularını zedeleyen bir durum bulunduğunun açık olduğuna dikkat çekilerek, iftira neticesinde mağdur hakkında hapis cezası uygulanması halinde öngörülen cezayla mağdur hakkında hapis cezası dışında adli yaptırım veya idari yaptırım uygulanması halinde öngörülen cezalar arasında kabul edilebilir bir orantı bulunmadığı vurgulandı.
Anayasa Mahkemesi,
itiraz konusu kuralın iptal edilmesi nedeniyle doğan boşluğun, kamu düzenini ihlal edici nitelikte gördü. Yüksek Mahkeme, iptal kararının, Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine hükmetti.