Özel yetkiye müdahalenin getireceği kaos-3
Suç ve ceza, birbirinden asla ayrılmaması gereken iki sevgilidir.
Asuman, Zeycan'dan ayrı düşerse üzülen belki onlar olur.
Ama suç ve ceza birbirinden ayrı düşerse insanlık ağlamaya başlar.
Öyle bir sevgilidir ki onlar, biri olmadan diğeri her daim cinneti temsil eder.
Suç ve cezanın vuslatları
adalet, hicranları felakettir.
Suçsuz ceza bir zulüm olduğu gibi ve cezasız kalan suçlar da felaketin ta kendisidir.
Tek başına kaldıklarında her daim şeytanın ve fitnenin hayat kaynağıdır bu sevgililer.
Kavuştuklarında adalet doğar.
Suç ve cezanın çocuğu olan adaleti, dünyanın kuruluşundan bu yana herkes hasretle bekler.
Bekir
Bozdağ CMK 250 değişikliği için "suçlar duruyor, cezalar da duruyor" diyerek "no panic" sinyali veriyor.
Suç ve cezalar duruyor olabilir.
Ama suç ve cezanın birbirine kavuşmaması için aralarına aşılmaz dağlar dikerseniz fitneyi uyandırırsınız.
2- Görev alanında kısıtlama
Star'ın haberine göre hükümet, "silahlı
terör örgütü" dışında tüm bu organize suçları (cuntalar da dahil) özel yetkinin görev alanı dışına çıkartıyor.
81 ildeki savcıların ve ağır ceza mahkemelerinin bu tür organize suçlara bakmaları öngörülüyor.
Terör örgütlerinin
finans kaynağının çoğunlukla
uyuşturucu ticareti olduğu bilinen bir gerçek.
Uyuşturucu gibi kamu sağlığını yakından ilgilendiren,
PKK, DHKP/C gibi
terör örgütlerinin etki sahasındaki uyuşturucu suçlarını, terör örgütlerinden bağımsız olarak
soruşturmak mümkün değildir.
Peki, uyuşturucu kaçakçılığı özel yetkiden çıkıp illere verilince organize suçlarla terör örgütleri arasındaki bağlantıları nasıl tespit edeceksiniz?
Özellikle, uyuşturucu kaçakçılığı ve insan ticareti gibi suçlarda kullanılan şüphelilerin örgüt geçmişinin olmamasına terör örgütleri tarafından dikkat edilmektedir.
Evvelce örgütle bağlantılı bir suç işlememiş kişiler kullanılmaktadır.
Değişiklikle, hiçbir il savcısı ve mahkemesi birden fazla ilde faaliyet gösteren organize suç örgütlerinin tüm faaliyetlerine
vakıf olamayacak, suçu ve suçluları tam olarak göremeden karar verecektir.
Pek çok il savcısı ve mahkemesi organize suç örgütünün tamamını göremeyerek, aynı örgütün farklı şehirlerdeki suç haritasından habersiz olacağı için, aynı konuda belki onlarca soruşturma ve dava bulunacak, ciddi bir görev ve yetki karmaşası doğacaktır.
Asıl vahim hataları ve karmaşayı o zaman göreceksiniz.
Bunlara bir de soruşturma izni şartını ekleyin.
Bunun manası, cuntaların ve terör örgütlerinin peşini bırakmak, mafyaya hayat soluğu üflemektir.
Ya da Temiz Eller Operasyonu'nun gayretli savcısı Antonio Di Pietro'nun ifadesiyle suçluların altına
Ferrari çekmektir.
Savcılardan da suçluları kağnıyla takip etmesini beklemek.
AİHM için risk yeterli
Örgütlü/organize suçların ve bu suçları işleyen suç örgütlerinin ortaya çıkarılması ve
delil bulmaktaki zorluk sebebiyle ihtisas ve farklı soruşturma yöntemlerine gidilmiştir.
İspanya,
Fransa,
İtalya,
Almanya,
İngiltere, İrlanda'da olduğu gibi.
Cerrahi müdahale gereken bir hastaya ille de ilaç tedavisi dayatmak şifa değil cinayettir.
İHAS 15. madde olağanüstü ve millete yönelik genel
tehlike hallerinde kişi haklarına kısıtlama getirilebileceğini kabul ederek, özel soruşturma ve yargılama usullerine açıkça izin vermiştir.
Çünkü sözleşmenin 17. maddesi "özgürlükleri yok etme özgürlüğünün olmadığını" hüküm altına almıştır.
AİHM bu şekilde hakların kısıtlanması, özel soruşturma ve yargılama usulleri için terör ve darbe gibi genel tehlikelerin gerçekleşmesini şart koşmaz.
Riski yeterli görür.
Hükümetse bırakın riski, terörün ve cuntaların tam bağrında olmamızı bile yeterli görmüyor.
AİHM riski yeterli görürken, her gün şehitlerimize ağladığımız, birilerinin "analarını ağlatacağız" yeminleri ettiği bu ülkede cuntalar ve terör örgütlerinin panzehiri konumundaki özel yetki kaldırılıyor.
Sorular
Özel yetkideki 1.
sınıf savcı ve hâkimler yerine bu konuda pratisyen sayılabilecek hâkim ve savcılardan koca koca illegal örgütleri aydınlatmasını mı bekliyorsunuz?
Bölge veya ülke çapında faaliyet gösteren suç örgütlerinin ve cuntaların bir tek ilde yaptığı ama çok sayıda il örgütlenmesiyle bağlantılı eylem ve faaliyetlerini bir ilin savcılık ve mahkemeleri nasıl çözecek?
Birden fazla ilde faaliyet gösteren suç örgütlerine kuşbakışı bakma iktidarı olan özel yetki görev
bölgesindeki her ilde süratle yakalama/
arama/el koyma yapabilirken,
Antalya savcısı İstanbul'dan suç emri veren bir organize suç örgütüne nasıl müdahale edecek?
Bırakın bölgeyi, uluslararası bir görüntü arz eden uyuşturucu/kara para/mafya trafiğini il bazında anahtar deliğinden mi gözleyeceksiniz?
İskenderun'da, Gemlik'te
iç savaş provası yapanların faillerini sadece İskenderun ve Gemlik'te mi arıyorsunuz?
Özel yetkinin bile zorlandığı Danıştay, Hrant Dink, Rahip Santoro, Zirve Yayınevi gibi suikastlar olursa, suç yeri savcısı ve polisinin olayı aydınlatmasını mı bekleyeceksiniz?
Değişimle KCK'nın ve Ergenekon'un devlet içindeki uzantıları asla ortaya çıkarılamayacaktır.
Düşünün...
Meclis Susurluk Komisyonu'nun çağrısını dikkate bile almayan Teoman Koman ve Veli Küçük'ün ifadesini alarak parlamentonun yapamadığını yapan bir özel yetki...
AİHM'nin
Tuncay Özkan'ın tutukluluğa itirazını "serbest bırakılması halinde organize suçlarla mücadele eden güvenlik güçlerinin işi zorlaşır" gerekçesiyle yerinde görmemesi...
AİHM rahat, toplum özel yetkinin arkasında ama hükümet rahatsız...
Demek ki mesele hukuk değil.
Avrupa'da terör ve cuntalar olmadığı halde özel yetki işliyor.
Bizde terör ve cuntalar cirit attığı halde özel yetkiyi kaldırıyoruz.
Terör ve cuntalar karşısında Avrupa'dan daha liberal olma fantezisinin sonu felakettir.