Edinilen bilgilere göre
Ankara,
Esad yönetiminin Türkiye'ye karşı düşmanca tutuma tek başına cesaret edemeyeceği tespitini yaptı ve bazı ülkelere dikkat çekildi. Başkentteki sıcak saatler önce
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu'nun
"Kimse Türkiye'nin kapasitesi test etme cüretini gösteremez" uyarısı ve olayın arka planını anlatan açıklamaları ile başladı. Aynı saatlerde Arap ülkelerinin büyükelçileri,
Birleşmiş Milletler (BM)
Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin diplomatları, AB ve NATO üyesinin temsilcileri Dışişleri'ne davet edildi. Diplomatlara saldırının bütün ayrıntıları belgeleriyle anlatıldı ve başkentlerini bilgilendirmeleri istendi. Eş zamanlı olarak
Suriye İstanbul Başkonsolosluğu'na yazılı nota verildi. NATO Konseyi de yarın olağanüstü toplantıya çağrıldı.
RUSYA VE İRAN...
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın muhalefet partilerin liderleri ile gerçekleştirdiği "devlet oturumu"nun ise Türkiye'nin yol haritasının ipuçları verildi. Değerlendirmelere göre Ankara, Esad yönetiminin Türkiye'ye karşı düşmanca tutuma tek başına cesaret edemeyeceği tespitini yaptı.
Özellikle Rusya ve İran'ın Şam yönetimine sağladığı askeri ve diplomatik desteğe dikkat çekildi. "Bizim için özür ve tazminat dahi yetmez. Bu
hesap ancak Esad'ın gitmesiyle kapanır. Bu nedenle BM ve NATO sonuna kadar devrede olmalı" denildi.
KONTROLLÜ GERİLİM
Krizin derin olmasına rağmen
operasyon seçeneğinin öncelikli düşünülmediği, olası askeri karşılığın
Ortadoğu ve
İslam ülkelerinde son dönemde Türkiye'nin yükselen imajını zedeleyebileceği görüşü ağır bastı. Bu nedenle Esad'ın biran önce yönetimden uzaklaşmasını sağlamaya yönelik uluslararası baskının artırılması kararlaştırıldı. Ankara, "kontrollü gerilim" stratejisine uygun olarak NATO, AB, BM ve Arap Ligi'nin olayın tarafı haline gelmesini hedefledi. Bu amaçla ilk olarak NATO Konseyi,
ittifak anlaşmasının 4. madde uyarınca yarın toplantıya çağrıldı. Müttefik ülkeye tek taraflı ve uluslararası hukuka aykırı saldırı durumunun kayda geçirilmesi planlandı. Bu durumun ileride atılabilecek adımlara uluslararası meşruiyet kazandırması öngörüldü.