Uğur Mumcu ile ilgili ortaya çıkan şok rapor!

24 Ocak 1993'te aracına bomba konularak öldürülen gazeteci yazar Uğur Mumcu ile ilgili 19 yıl önce hazırlanan rapor ortaya çıktı.

Uğur Mumcu ile ilgili ortaya çıkan şok rapor!

24 Ocak 1993'te aracına bomba konularak öldürülen gazeteci yazar Uğur Mumcu ile ilgili 19 yıl sonra ortaya çıkan bir rapor, “Mumcu'yu şeriatçılar katletti”, “irticai örgütlerin işi” şeklindeki iddiaların yalan olduğunu, kamuoyunun yıllarca kandırıldığını ortaya koydu. Kanlı Sivas tezgahına ilişkin davadaki rolü deşifre olan dönemin Adalet Bakanı Seyfi Oktay'a gönderilen 4 Ekim 1993 tarihli gizli ibareli bir raporda, Mumcu suikastıyla İslami Hareket Örgütünün en ufak bağlantısının tespit edilemediği belirtildi. 21 sayfalık raporda başını Cumhuriyet gazetesinin çektiği bir kısım medyada yayınlanan haberlerinde gerçeği yansıtmadığı, İslami örgütle ilgili bağlantıya rastlanılamadığı ifade edildi. Raporda soruşturma kapsamında ifade veren Ayhan Aydın isimli tanığın suçladığı kişilerin ise suikasttan bir gün önce başka bir suçtan İstanbul'da gözaltına alındıkları, İstanbul Emniyeti nezaretinde sorguda olan şüphelilerin Ankara'da olmasının imkansız olduğu kaydedildi. CUMHURİYET VE DİĞER MEDYA YALAN YAZIYOR Uğur Mumcu suikastından 4 ay sonra Ankara DGM Başsavcılığının Adalet Bakanlığı'na gönderdiği gizli ibareli bir rapor, suikastın arkasındaki karanlık güçlerin deşifre olmaması için gerçekleştirilen dezenformasyonu açıkça ortaya koyuyor. Dönemin Adalet Bakanı Seyfi Oktay'a gönderilen 21 sayfalık raporda, basında yer alan iddiaların aksine İslami Hareket Örgütünün Uğur Mumcu suikastı ile ilişkisinin saptanamadığı vurgulanıyor. Yazarı öldürülen Cumhuriyet gazetesinin yalan yazdığını belirten DGM Başsavcılığı, olaylardan hemen sonra daha istihbarat ve emniyetin dahi malumatı yokken mütedeyyin kesim adres gösterip, “yobaz saldırı”, “İslam'i Hareket Örgütü gerçekleştirdi”, “Örgüt üyeleri İstanbul'da silahlarıyla birlikte yakalandı”, “failler korunuyor”, “suçlarını itiraf ettiler” şeklinde çıkan haberlerin yalan olduğu ifade edildi. Raporda “Cumhuriyet gazetesinde ve bazı yayın organlarında İslami Hareket örgütü mensubu sanıkların Uğur Mumcu suikastı ile ilgilerinin olduğu ve bu konuda ikrarlarda bulundukları ancak savcılığımızca bu kişilerin sorgu sırasında baskıya maruz kalmaları nedeniyle bu ifadelerin geçerli kabul edilmeyip ifadelerinin alınmadığına dair haberler çıktığı, bu hususların hiçbir şekilde doğru olmadığı” ifadesine yer verildi. Tanıklık yapan Ayhan Aydın'ın beyanlarıyla ilgili ise, “İstanbul'dan getirilen 7 erkek sanık şahit Ayhan Aydın'a gösterilmiş ve şahit Ayhan Aydın 13.02.1993 günü yapılan teşhis ve yüzleştirmede olay günü yani 24.01.1993 Pazar günü saat 13.00 sıralarında Uğur Mumcu'nun otosunun yanında duran ve arka lastiği inik Doğan marka otoyu kullanan şahsın İslami Hareket Örgütünden Mehmet Ali Şeker olduğunu ve otonun lastiğinin değiştirilmesi sırasında Uğur Mumcu'nun otosunun altında tekerlek somunu almak için girip 1 dakika kadar araç altında kalan kişinin Ayhan Usta olduğunu teşhis ettiği, İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nin ise Mumcu'nun öldürüldüğü gün ve saatten önce Mehmet Ali Şeker ve Ayhan Usta'nın İstanbul'da yakalandıklarını ve Uğur Mumcu'nun öldürüldüğü gün ve saatte İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Müdürlüğü gözetiminde bulunduğu bildirildi. Yapılan çalışma sonucu şahit Ayhan Aydın'ın beyanlarının doğru olmadığı kanaatine Cumhuriyet Başsavcılığımızca varıldı” denildi. MUMCU SUİKASTI İLE HERHANGİ BİR BAĞLANTI SAĞLANAMADI İddiaların aksine Mumcu suikastı ile irticai örgüt arasında herhangi bir bağlantı saptanamadığı belirten başsavcılık raporunda, “Uğur Mumcu suikastı ile ilgili İslami Hareket örgütü soruşturmasında hiçbir delil elde edilemedi. Sadece İstanbul'da örgütün hücre evlerinde Uğur Mumcu'nun öldürülmesinde kullanılan plastik patlayıcı madde benzeri C-4'lerin ele geçirildi. Örgütle ilgili sanıkların gerek İstanbul gerekse Ankara Emniyetinde son derece ciddi bir sorgulama ve soruşturmaya tabi tutuldukları buna rağmen bu konuda delil elde edilemediği belirtilmektedir” denildi. SİVAS OLAYLARI DÂVÂSINI DA SABOTE ETMİŞLERDİ Dönemin Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın 4 Ekim 1993'te gönderilen rapora rağmen olayın gerçek faillerini aramak yerine irtica korkusu pompalamaya devam ettiği vurgulanıyor. Raporu gizlediği iddia edilen Oktay, aynı yıl gerçekleşen Sivas provokasyonuna ilişkin davaya etki ettiği kaydedilmişti. Kayseri DGM'de görülmeye başlanan Sivas davası Oktay'ın başkanlığında toplanan bir heyetin dayatmasıyla Ankara'ya alınmış, olayları arka planda bulunan karanlık güçlerin deşifre edilmesinin önüne geçilmişti. Murat Alan / Yeni Akit
<< Önceki Haber Uğur Mumcu ile ilgili ortaya çıkan şok rapor! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER