Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan,
''Bir yandan terörle kararlı şekilde mücadele etmeye, diğer yandan, Doğu Akdeniz'de,13 mil açıkta, uluslararası sularda uçağımıza yönelik saldırının hesabını sormaya devam edeceğiz. İtidali, soğukkanlılığı, sağduyuyu elden bırakmayacağız. Hukukun dışına asla çıkmayacağız. Savaş çığırtkanlarına kulak asmayacağız. Ancak, korkuya, pısırıklığa, çekingenliğe de asla teslim olamayacağız'' dedi.
Sözlerine, ''
Türkiye, son 9,5 yılda her alanda çok büyük başarılara
imza attı'' diyerek başlayan Erdoğan, ekonomide, demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesinde, sosyal politikalarda, iç ve dış politikada
2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlediklerini ifade etti.
Türkiye'nin ''çok zor bir coğrafyada'' yer aldığına dikkati çeken
Başbakan Erdoğan, Orta
doğu Kafkasya,
Balkanlar,
Akdeniz ve
Kuzey Afrika'da zaman zaman olumsuzluklar yaşanabildiğini kaydetti. Türkiye'nin bu
bölgelerin en ortasında yer alan bir
ülke olarak, bütün olumsuzluklara rağmen, ''bir istikrar adası, bir huzur ve güvenlik adası olma'' vasfını muhafaza ettiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Biz, bölgemizdeki birçok ülkenin tersine, kökleri çok eskiye uzanan, kadim bir devlet geleneğine sahibiz.
Millet olarak bizler, merkezinde bulunduğumuz bu coğrafyada, bin yılı aşkın bir süredir sağduyunun, soğukkanlılığın, itidalin, en önemlisi de hakkın, hukukun, adaletin yanında olduk. Ecdadımızdan aldığımız mirasla, atalarımızdan, kadim devlet geleneğimizden, zengin medeniyetimizden aldığımız ilhamla, biz her zaman büyük devlet refleksi gösterdik. İşte bu vasfımızdan dolayı, biz, içinde bulunduğumuz zor coğrafyada, bağımsız, özgür, istikrarlı bir devlet olarak yolumuzda kararlılıkla ilerliyoruz'' diye konuştu.
''Bu coğrafyada yer alan halklar, tarihin birbirine kardeş eylediği halklardır''
Komşu ülkelerin de büyümesi, huzur ve istikrara kavuşması, bölgesel sorunların bir an önce çözülmesi için çok yoğun gayret sarfettiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''İçinde bulunduğumuz coğrafya, maalesef bin yılı aşkın bir süredir kan ve gözyaşıyla yıkanan bir coğrafya. 13 asır önce, Kerbela'da, Hazreti Peygamberimizin mübarek torunu Hazreti Hüseyin ve ailesi, son derece acımasız bir savaşta katledilmişti. O tarihten itibaren, ne yazık ki bu coğrafyada kan ve gözyaşı hiç dinmedi. Yaşanan bu acı hadiseye rağmen, ihanetler, kardeş kavgaları, mezhep çekişmeleri, terör, yoksulluk maalesef sona ermedi. Biz, Türkler olarak, Kürt kardeşlerimizle, Arap kardeşlerimizle, bu coğrafyadaki tüm etnik gruplarla, her zaman istikrarı, huzuru, güvenliği tesis etmenin mücadelesi içinde olduk. Dikkatinizi çekiyorum: Büyük Selçuklu Devleti'nden bugüne kadar, millet olarak biz her zaman barışın, uzlaşmanın, kucaklaşmanın, bir ve beraber olmanın, kardeş olmanın bayraktarlığını üstlendik. Bağdat, Basra, Aden Körfezi, Kahire, Kudüs, Şam, özellikle de Mekke ve Medine tehdit edildiğinde, tamamen insani duygularla, vicdani duygularla, medeniyetimizin bize yüklediği sorumlulukla, tehditlere karşı kimi zaman tek başımıza göğüs gerdik. Bütün bu coğrafyada yer alan halklar, tarihin birbirine kardeş eylediği halklardır. Bu coğrafyada, biz bin yılı aşkın bir süredir aynı kaderi paylaşıyoruz. Bu bölgede, hüznümüz bir oldu, kederimiz bir oldu, sevincimiz, coşkumuz, heyecanımız bir oldu. Bugün de aynı şekilde, çok geniş bir bölge içinde, tüm halkların kalpleri ortak atıyor.''
''Dış ticaretteki artış, komşularımızla kucaklaşmanın eseridir''
AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılı sonunda Türkiye'nin
dış ticaret hacminin 88 milyar dolar seviyesinde olduğunu hatırlatan Erdoğan, 2011 sonunda, bu rakamın 4 kattan fazla artarak 376 milyar dolara ulaştığını belirterek, ''İşte bu büyük artış, bizim yüz yıldır sırtımızı döndüğümüz komşularımızla kucaklaşmanın bir eseridir. Türkiye'nin bu oranda büyümesi, dış ticaretini, turizm gelirlerini,
turist sayısını, yatırımlarını artırması, bizim aktif dış politikamızın eseridir. İşte 2002 yılının sonunda göreve geldiğimizde bizim ülkemize gelen turist sayısı 13 milyondu gelirimiz 8,5 milyar dolardı. Ama şimdi ülkemize gelen turist sayısı 31,5 milyon seviyesine çıktı, gelirimiz de 23 milyar dolara ulaştı. Bu dünya ile kucaklaşmanın dünya ile aramızdaki ilişkileri artırmanın bir neticesidir'' diye konuştu.
''Bu milletin tarihinde hiçbir zaman pısırıklık, korkaklık olmadı''
''Dünyanın hemen her başkentine ulaştık, bazı başkentlere defalarca gittik, sorunları
masaya yatırdık, çözdük, çözüm yoluna koyduk'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
'' İşbirliğini kat kat artırdık. Sadece ben değil tüm bakan arkadaşlarım aynı şekilde dolaştılar. Giderken yanımıza iş adamlarımızı da aldık. Onlarla beraber tüm dünyayı dolaştık. Açıkçası, Türkiye için başka bir yol, başka bir çare, başka bir yöntem yoktur. Biz, içimize kapanarak değil, olabildiğince çevremizi kucaklayarak büyüyebiliriz. On yıllar
boyunca içine kapanan Türkiye büyüyemedi, gelişemedi, sorunlarına çözüm üretemedi. Kendisini on yıllar boyunca dış dünyaya, komşularına, dost ve kardeş halklara kapatan Türkiye, darbelerle, çete faaliyetleriyle, yasaklarla, kısıtlamalarla, her alanda geriye gitti, yoksullaştı. Biz, ayağımıza çelme takacaklar, yolumuzu kesecekler diyerek yola çıkmaktan korkan bir millet değiliz. Biz, tehditlere boyun eğecek bir millet, böyle bir devlet, böyle bir ülke hiç değiliz. Bu milletin tarihinde hiçbir zaman pısırıklık, korkaklık olmadı. Bizim Milli Marşımızın,
İstiklal Marşımızın ilk kelimesi, dikkatinizi çekiyorum, 'korkma' kelimesidir. Bizim ve milletimizin lügatinde korku yoktur.''
''Savaş çığırtkanlarına kulak asmayacağız''
Başbakan Erdoğan, konuşmasında
Suriye'nin uluslararası sularda Türk jetini düşürmesine de değinerek,
''Ne terör tehdidine ne de kukla diktatörlerin kışkırtmalarına da asla ve asla boyun eğmeyecek, 2023 hedeflerimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Türkiye'nin büyümesi karşısında ortaya konan bu tür alçakça eylem ve saldırılara karşı kesinlikle kesin tavırlı olacak aldırış etmeyeceğiz. Bu aziz millet, eşkıyanın, çapulcuların, çetelerin, kuklaların tehdit ve kışkırtmalarına eyvallah edecek bir millet değildir. Bu aziz millet, haince, alçakça saldırılar karşısında geri adım atacak bir millet asla değildir'' dedi.
''Bir yandan terörle kararlı şekilde mücadele etmeye, diğer yandan, Doğu Akdeniz'de, 13 mil açıkta, uluslararası sularda uçağımıza yönelik saldırının hesabını sormaya devam edeceğiz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü :
''İtidali, soğukkanlılığı, sağduyuyu elden bırakmayacağız. Hukukun dışına asla çıkmayacağız. Savaş çığırtkanlarına kulak asmayacağız. Ancak, korkuya, pısırıklığa, çekingenliğe de asla teslim olamayacağız. Ecdadımızdan aldığımız ruhla, cesaretle, onlardan devraldığımız mirasla, biz hem ülkemizi büyütmeye, hem de bölgemizde hakkı, hukuku savunmaya devam edeceğiz. Göreceksiniz, kazanan her şekilde Türkiye olacaktır. Türkiye'nin büyümesinden rahatsız olanlar, Türkiye'nin huzur ve istikrarına, kardeşliğine kastedenler, milletimizin birliği ve dayanışması karşısında göreceksiniz eriyip gidecekler.''
Terör saldırılarında şehit olan asker ve polislere Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, ''Akdeniz'de, uluslararası sularda namert bir saldırıyla düşürülen uçağımızın pilotlarıyla ilgili umutlarımızı da muhafaza ediyoruz. Umutlarımızı halen koruduğumuz bu süreçte pilotlarımızın ailelerine de
sabır ve metanet diliyorum'' dedi.
''Terör örgütü hiçbir zaman hak mücadelesi vermedi ve vermiyor''
Türkiye'nin büyüyüp
kalkınmasının bazı çevreleri rahatsız ettiğini söyleyen Erdoğan, ''Türkiye'nin güçlü bir ekonomiyle, aktif bir dış politikayla, bölgesinde ve dünyada etkin bir güç olmasını bazı çevreler hazmedemiyorlar. İşte bu çevreler, kimi zaman terör örgütlerini, kimi zaman da kukla diktatörleri maşa olarak kullanarak Türkiye'yi yürüyüşünden alı koymaya çalışıyorlar. Biz, yaklaşık 30 yıldır,
terör örgütünün ihanet içinde olduğunu ifade ediyoruz. Evet terör örgütü ihanet içindedir. Sadece Türkiye'ye, sadece Türklere karşı değil, bizim Kürt kardeşlerimize karşı da tam bir ihanet içindedir'' ifadelerini kullandı.
''Terör örgütü, bugün, Türkiye'nin hasmı çevrelerin maşası olduğunu, onların taşeronu olduğunu artık çok daha net biçimde göstermiştir'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti :
''Terör örgütü hiçbir zaman hak mücadelesi vermedi ve vermiyor. Terör örgütünün saldırıları, benim Kürt kökenli vatandaşlarıma 30 yıl boyunca hiçbir hak sağlamamış, tam tersine onları acıya, kana ve gözyaşına boğmuştur. Türkiye, en uzun sınırı paylaştığı Suriye ile çok ciddi ve milli bir meseleyle uğraşırken, terör örgütünün Doğu ve Güneydoğuda alçakça eylemlerini artırmış olması, altı mutlaka ve mutlaka çizilecek bir husustur.
Askerimize ve polisimize yönelik son saldırılar, terör örgütünün nasıl bir ihanet içinde olduğunun en somut delilidir. Bu örgüt, Kürt olmadığını,
Müslüman hiç olmadığını, Türkiyeli de olmadığını artık bu son saldırılarla tartışmaya mahal bırakmayacak derecede açıklığa kavuşturmuştur. Terör örgütünün yegâne amacı ve yegâne işi, Türkiye düşmanı, Türklerin, Kürtlerin, Arapların, diğer tüm kardeş halkların düşmanı olan çevrelere taşeronluk yapmaktır.''
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti iktidarlarından önceki Türkiye ile bugünün Türkiyesi arasında ciddi fark bulunduğunu belirterek, ''9,5 yıl önceki Türkiye, bütün dünya tarafından krizler ülkesi olarak görülüyordu. Bugün hamdolsun, hükümetimizin rasyonel politikalarıyla, hükümetimizin gerçekleştirdiği yatırımlarla, milletimizin coşkusu ve katılımıyla Türkiye tam bir fırsatlar ülkesi haline geldi'' dedi.
Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında,
gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dış politikada çok boyutlu, barışçı, uzlaşmacı, iş birliği arayışlarına yönelik pozitif gündem oluşturma gayretlerine devam ettiklerini belirten Erdoğan, haziran ayında önemli diplomatik temaslarda bulunduğunu anlattı.
Meksika'da düzenlenen G-20 Zirvesi'nde ABD Başkanı
Barack Obama,
Rusya Devlet Başkanı Vladamir Putin,
Fransa Cumhurbaşkanı
François Hollande başta olmak üzere zirveye katılan dünya liderleriyle görüştüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, Meksika'dan
Brezilya'ya geçerek, BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı'na katıldığını hatırlattı.
Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi
Brezilya dönüşünde İstanbul'da
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Zirvesi'ne ev sahipliği yaptıklarını belirten Erdoğan, zirvenin gerçekleştirildiği gün
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham
Aliyev ile Trans Anadolu
Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin (
TANAP) imza törenini gerçekleştirdiklerini söyledi.
Bu projenin, Azerbaycan Şah Deniz Faz 2 kapsamında çıkartılacak
doğalgazın
transit iletimini içerdiğini belirten Erdoğan, ''Sadece Şah Deniz gazı değil
Hazar Denizi'ndeki diğer Azerbaycan gaz kaynakları da bu projenin kapsamı içinde yer alıyor. Yaklaşık 7 milyar dolarlık bu projeyle Türkiye ve Azerbaycan olarak,
Avrupa enerji arz güvenliği konusunda stratejik bir konuma gelme yolunda önemli bir adım atmış olduk. TANAP Projesi'nin şimdiden ülkemize, Azerbaycan'a ve Avrupa'ya hayırlı olmasını diliyorum'' diye konuştu.
''Halka hizmet Hakk'a hizmet''
Halka hizmeti Hakk'a hizmet olarak gördüklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''İnanıyoruz ki milletimizin kalbine, milletimizin gönlüne giden yol, millete efendilik taslamaktan değil millete hizmetten, adalete hizmetten, Hakk'a hizmetten geçer. Onun için bu millete hizmet yolunda, Hakk'a hizmet yolunda 'Durmak Yok Yola Devam' diyoruz'' şeklinde konuştu.
Konuşmasında, haziran ayında Anadolu'da yaptığı açılışları da anlatan Erdoğan, 2 Haziran'da Diyarbakır'da toplam yatırım tutarı 267 milyon lirayı geçen 39 tesisle 256 projenin yer aldığı 50
kalem hizmetin resmi açılışını gerçekleştirdiğini, 3 Haziran'da da toplam yatırım tutarı 747 milyon lira olan 101 eseri Şanlıurfa'ya kazandırma mutluluğunu yaşadığını ifade etti.
Çanakkale'de toplam yatırım tutarı 753 milyon lira olan 47 eseri
7 Haziran'da hizmete açtığını kaydeden Erdoğan, Çanakkale Şehitliği'nde yapılan düzenlemelere de değinerek, ''Tarihi Milli Park'a giriş noktalarını düzenledik, levha kirliliğine son verdik. Çanakkale'deki tüm şehitlerimizin, burada yatan 63 bin şehidimizin ismini bin 691
mermer ve camdan oluşan şahidelere yazdık'' dedi.
Ziyareti kolaylaştıran düzenlemelerle 2002 yılında 200 bin olan ziyaretçi sayısının, bugün yıllık 2 milyona ulaştığını kaydeden Erdoğan, ''Açılışını yaptığımız Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi'ni, yaklaşık 80 milyon liralık bir yatırımla gerçekleştirdik.Çanakkale Harbi, görsellerle, sunumlarla, canlandırmalarla, ziyaretçilerin tasavvurunda adeta an be an canlanmış olacak'' diye konuştu.
''Türkiye için başlattığımız büyük projeleri tamamlayacağız''
Haziranda ayrıca İzmir'de toplam yatırım bedeli 732 milyon lira olan 40 kalem eserin toplu açılışını gerçekleştirdiğini anlatan Erdoğan, yapımına 1994'te başlanan Yortanlı Barajı'nın ve yapımına 1996'da başlanan Çaltıkoru Barajı'nı tamamlamanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.
Toplam maliyeti 439 milyon lira olan 68 kalem yatırımı da Antalyalıların hizmetine sunduklarını kaydeden Erdoğan, Sakarya'da toplam yatırım bedeli 89 milyon lira olan 19 eserin açılışını yaptıklarını ifade etti.
Mersin'de de toplam yatırım bedeli 232 milyon lira olan 50 eseri hizmete sunmanın gururunu yaşadığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türkiye her an adım adım, basamak basamak hedeflerine doğru yol alıyor, hedeflerine doğru kararlılıkla ilerliyor. Eminim ki sizler de Türkiye'nin kat ettiği bu mesafeyi görüyor, şahitlik ediyorsunuz. 9,5 yıl öncesinin Türkiyesi ile bugünün Türkiyesi arasında fersah fersah fark var. 9,5 yıl önceki Türkiye, bütün dünya tarafından krizler ülkesi olarak görülüyordu. Bugün, hamdolsun, Türkiye, hükümetimizin rasyonel politikalarıyla, hükümetimizin gerçekleştirdiği yatırımlarla, milletimizin coşkusu ve katılımıyla tam bir fırsatlar ülkesi haline geldi.
Türkiye bu yükselişini sürdürmeye devam edecek. Allah'ın izniyle, milletimizin desteği ve hayır duasıyla, bizler de azimle, kararlılıkla, heyecanla çalışarak, bu süreci aynı şekilde devam ettireceğiz. Şehirlerimiz için başlattığımız projeleri inşallah bitireceğiz. Türkiye için başlattığımız büyük projeleri tamamlayacağız. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yıl dönümünde, 2023'te, inşallah çok farklı, dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri olan Türkiye'yi inşa etmeyi sürdüreceğiz.''
AA