TBMM Darbe ve Muhtıraları
Araştırma Komisyonu'na bilgi veren Kandoğan, '367 krizi'nin Meclis'e dayatma olduğunu, buna en başından karşı çıktığını dile getirdi ve dönemin DYP Genel Başkanı
Mehmet Ağar'ın da aynı fikirde olduğunu ancak sonradan düşüncesinin değiştiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Meclis'e girmemesi için cep telefonlarına
ölüm mesajları geldiğini aktaran Kandoğan, "O dönemde
ANAP ve DYP bu konuda birlikte hareket etme kararı aldılar. Bu, görülmüş bir şey değil" dedi.
Mehmet Ağar ile
Anavatan Partisi Genel Başkanı
Erkan Mumcu üzerinde askerin müthiş bir
baskısı olduğunu belirten Kandoğan, Süleyman Demirel'in de DYP GİK üyeleri üzerinde parlamentoya girilmemesi yönünde baskı yaptığını öne sürdü.
Askerlerin Ağar ile Mumcu'ya "Eğer Meclis'te bulunursanız biz yönetime el koyacağız ve bunun sorumlusu da sizler olacaksınız" mesajı verdiğini söyleyen Kandoğan,
"Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar öyle korkutuldular, öyle tehdit edildiler ki ihtilal olacağına inandılar ve ödüllendirileceklerini söylediler. 'İkiniz de bizim dönemimizde önemli görevler alacaksınız' dediler" ifadelerini kullandı.
Meclis'e girmesinin ardından savunması bile alınmadan DYP'den
ihraç edildiğini anımsatan Kandoğan, "27
Nisan muhtırasına karşı AKP ertesi günü o bildiriyi yayımlamasaydı,
Türkiye, 28 Şubat'tan daha karanlık bir noktaya giderdi" diye konuştu.