Ertaş'ın
tedavi gördüğü hastaneden dün sabah gelen
ölüm haberi bütün Türkiye'yi
yasa boğdu. 2010 yılında
UNESCO'nun 'Yaşayan İnsan Hazinesi' olarak ilan ettiği büyük usta, vasiyeti üzerine babası
Muharrem Ertaş'ın
Kırşehir'deki mezarının bitişiğine defnedilecek
Türk Halk Müziği'nin 'Bozlak' yorumunda dünyada 1 numara olarak gösterilen ve onyıllar boyu besteleriyle gönüllerde taht kurmuş büyük usta Neşet Ertaş, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
İzmir Medikal
Park Hastanesi'nde yaklaşık bir haftadan bu yana tedavi gören 'Bozkırların tezenesi', iki yıldır mücadele ettiği
kanser hastalığına yenik düştü. Önceki gün rahatsızlığı artan Ertaş, yoğun
bakım ünitesine alınmıştı. Ünlü
sanatçının ölümüyle ilgili bilgiler veren Dr. Ahmet Uğur Yılmaz, 'Neşet Ertaş, iki hafta önce genel durumunda bir bozulma olduğu için hastanemize yatırılmıştı. Kendisi zaten iki yıldır ileri evre bir hastalık yüzünden tedavi edilmekteydi. Gereken tedaviler yapıldı fakat durumunda bir iyileşme olmaması üzerine
pazar günü
yoğun bakıma aldık. Maalesef bütün önlemlere ve tedavilere rağmen sabah 08.45'te kendisini kaybettik' dedi. Dr. Yılmaz, sanatçının ölüm sebebi hakkındaki bir soruya, 'İleri evre kanseri vardı. Bu hastalığın sonucu olarak hastanemizde yatıyordu. Genel durumu bozulunca yoğun bakım servisine almıştık. İki haftadır ben takip ediyordum' şeklinde
cevap verdi.
HEM BİZİM HEM TÜRKİYE'NİN BABASI
İzmir'de
vefat eden Neşet Ertaş'ın naaşı memleketi Kırşehir'de toprağa verilecek. Ertaş'ın menajeri Gülsüm
Sarıkaya, büyük ustayı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını belirtti. Sarıkaya, Neşet Ertaş'ın
halk ozanı olan babası Muharrem Ertaş'ın Kırşehir'deki mezarının yanına defnedilmek istediğini dile getirerek, 'Ertaş, babasının yanına defnedilmek istediğini söylemişti.
Cenaze Kırşehir'de toprağa verilecek' dedi. Ertaş'ın kardeşi
Necati Ertaş da, sanatçının naaşının, bugün sabah uçakla Ankara'ya oradan da defnedilmek üzere Kırşehir'e götürüleceğini söyledi. Ertaş'ın oğlu Hüseyin Ertaş ise babasının Türkiye'ye malolmuş bir sanatçı olduğunu kaydederek şunları dile getirdi: 'Bizim babamızdı ama Türkiye'nin abisi, babası, kardeşiydi. Cenazesini Kırşehir'e götüreceğiz. Babası Muharrem Ertaş'ın yanına defnedilmeyi istemişti' diye konuştu. Ertaş'ın hayatını kaybettiğini öğrenen sevenleri ve hemşehrileri Medical Park İzmir Hastanesi önünde toplandı. Vatandaşların hayli üzgün oldukları gözlendi.
MAHALLESİNDE HÜZÜN YAŞANIYOR
İzmir'in
Karabağlar semtinde
Yunus Emre Mahallesi 4249 Sokak'ta ikamet eden Neşet Ertaş'ın komşuları, sanatçının hayatını kaybetmesinin acısını yaşıyor. Ertaş'ın komşusu Kezban Gürsoy, Neşet Ertaş'ın türküleriyle büyüdüğünü, ailesi ve kendisiyle sürekli görüştüğünü belirtti. Neşet Ertaş'ın hayatını kaybetmesinden dolayı oldukça üzüntülü olduklarını kaydeden Gürsoy, 'Yürüyecek hali kalmamıştı. Konuşucak durumu da yoktu. Bize 'hakkınızı
helal edin' dedi. Mahallemizin babasıydı, babamızı kaybettik. Sürekli ağlıyoruz. Onun adını mahallemizde yaşatacağız' diye konuştu.
Beni babamın ayakucuna gömün
Neşet Ertaş'ın vefatı, memleketi Kırşehir'i de hüzne boğdu. Ertaş'ın 'Beni babamın ayak ucuna gömün' vasiyeti üzerine Kırşehir Belediyesi, sanatçının babası Muharrem Ertaş'ın mezarının bulunduğu Bağbaşı Mezarlığı'nda çalışma yaptı. Ünlü ozanın kardeşi Necati Ertaş, 'Sağlığında 'Babamın avucuna defnedin' diye vasiyet etmişti' açıklaması yaptı. Mezarlıkta yer hazırlandığı esnada Kırşehir sokaklarında ise belediye hoparlörlerinden Neşet Ertaş türküleri çalınması dikkat çekti. Kırşehir'de vatandaşlar gün boyu 'Bozkırın tezenesi'nin sesinden türküler dinledi. Neşet Ertaş, bugün öğle namazını müteakip Ahi Evran-ı
Veli Camisi'nde kılınacak
cenaze namazı sonrası toprağa verilecek.
BİR TEK O KALMIŞTI
Öte yandan Kırşehir Belediyesi sanatçının, Başbaşı Mahallesi'nde 16 yıl yaşadığı evde de bakım yaptı. Neşet Ertaş'ın halasının oğlu Aydın Çekiç, kendisinin mahalli sanatçı Çekiç Ali'nin oğlu olduğunu belirterek, şöyle konuştu: 'Muharrem Ertaş dayım olur. Ertaş ise dayımın oğlu. Böyle bir dev sanatçının kaybolması ülkemiz için büyük bir kayıp. Babam vardı rahmetlik oldu, babası vardı rahmetlik oldu. Yaşayan
efsane olarak bir tek Neşet Ertaş kalmıştı.'Arkadaşı Mehmet
Polat da Çiçekdağı'nın İbikli köyünde birlikte çocukluklarını geçirdikleri belirterek'Çiğdeme giderdik, beş taş oynardık' diye konuştu. Bu arada Kırşehir Belediye Başkanı
Yaşar Bahçeci, 'Cenazenin bütün aşamalarıyla sayın
Başbakanımız yakından ilgileniyor. Hastalığında da çok ilgilendiler. Buradan tüm Kırşehirliler adına sayın Başbakanımıza teşekkür ediyorum' dedi.
Gönlümüz hep seni arayacak
Büyük usta Neşet Ertaş'ın vefatı devlet erkânını da hüzne boğdu. Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, yayımladığı mesajda, 'Ertaş, her zaman sevgiyle saygıyla ve takdirle hatırlanacak; en önemli kültür değerlerimizden biri olarak gönlümüzü titreten türkü ve bozlaklarıyla kalbimizde yaşamaya devam edecektir. Kendi dizelerinde dile getirdiği 'yalan dünya'ya
veda eden halk ozanı Neşet Ertaş'a Allah'tan rahmet diliyorum' derken, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ise 'Uzun yıllar gurbet hayatı yaşayan Neşet Ertaş, bir gönül eri, hatta bir '
Gönül Dağı' olmayı da başarmış bir sanatçımızdır. Ertaş'ın adının milyonlarca seveni tarafından yaşatılacağına, sanat üslubunun gelecek nesilleri etkilemeye devam edeceğine yürekten inanıyorum' ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise
Twitter hesabından yayımladığı mesajda, 'Bozkırın Tezenesi bil ki sazınla, sözünle öyle
temiz bir hatıra bıraktın ki gönlümüz hep seni arayacak. Sazıyla başbaşa kaldığında onu seyretmeye doyamıyordum. Adeta kendisinden geçiyor, sazının her bir teliyle bir başka aleme akıyordu. O
modern zamanların, Emrah'ı Karacaoğlan'ı ve Yunus'u idi' dedi.
TBMM Başkanı
Cemil Çiçek ise 'Bozkırın tezenesinin Türk kültürüne verdiği
hizmet hiçbir zaman unutul- mayacak' değerlendirmesi yaptı.
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu da mesajında, 'Artık büyük ustayı gönülden gönüle dalga dalga yayılan türküleriyle anacak, halk müziğinin bu usta sesini yanımızda hissedeceğiz' dedi.
Gönüllerin yolu artık rehbersiz
Türk Halk Müziği sanatçısı Neşet Ertaş, TBMM'nin 'Üstün Hizmet Ödülü' verdiği Abdal
müzik geleneğinin en büyük temsilcilerindendi. Kırşehir'in Çiçekdağ ilçesinde 1938 yılında doğan ve Kırşehir'in Abdalları'ndan olan Ertaş,
keman ve
bağlama çalmayı 5-6 yaşlarında öğrendi. Annesinin vefatından sonra Orta
Anadolu Türkmen/Abdal Müziği geleneğinin bilinen en güçlü temsilcilerinden biri ve en büyük bozlak ustası babası Muharrem Ertaş ile yöredeki düğünlerde saz çalıp, türkü söylemeye başlayan Ertaş'ın etkilendiği tek kişi babası Muharrem Ertaş oldu. Ertaş, 14 yaşında İstanbul'a giderek babasına ait 'Neden Garip Garip Ötersin Bülbül' türküsünün adını verdiği ilk plağını çıkardı. Çok beğenilen bu plağı, diğer plak,
kaset ve konserler takip etti.
'DEVLET' UNVANINI REDDETTİ
İstanbul'da 2 yıl yaşayan Ertaş, daha sonra Ankara'ya yerleşti. 1979'da Almanya'ya giden Ertaş, çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından ötürü 23 yıl bu ülkede kaldı. 2000 yılında İzmir'e yerleşen Bozkırın Tezenesi, Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine sunulan 'Devlet
Sanatçısı' unvanını, 'Hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek kabul etmedi. 2006 yılında TBMM tarafından 'Üstün Hizmet Ödülü' verilen ünlü ozanı, UNESCO da 2010 yılında 'Yaşayan İnsan Hazinesi' olarak ilan etti.
Tam bir
çınardı
Orhan Gencebay: O tam bir çınardı. O koca çınar ile çok uzun yıllara giden bir dostluğumuz mevcuttu. Biz bu yola çıkarken, o zaten vardı. O, Allah'ın özel olarak vermiş olduğu o yeteneği, büyük enerjisiyle insanlara yansıtıyordu. Son nefesine kadar Türkiye'yi kendine hayran bıraktı. Babası rahmetli Muharrem Ertaş da bizim pirlerimizdendi
Cenazesine Başbakan da katılacak
Neşet Ertaş'ın naaşı, Kırşehir'deki Ahi Evran Veli Camii'nde bugün öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazı sonrası törenle defnedilecek. Ertaş'ın cenazesine Başbakan Erdoğan'ın da katılacağı açıklandı.
Sazı da sözü de
toprak gibi
Hasan Saltık (Yapımcı): Neşet Ertaş, gönül insanı denilir ya, işte tam öyle bir insandı. Hastalığının son günlerinde, beni yanına çağırmadı. Çünkü, benim onu her zamanki gibi ayakta ve sağlıklı görmemi istiyordu. Ama onun eserlerini binbir zahmet ile derleyip, toplayıp
albüm yaptığım zaman yüzündeki mutluluğu unutamıyorum. Sazı da sözü de toprak gibiydi. O canlı bir kütüphaneydi.
Bilgemizdi
Rober Koptaş (
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): Bu topraklarda asırların imbiğinden süzülmüş abdallık ve âşıklık geleneğinin son ve en değerli temsilcilerinden biriydi. Bir röportajında, 'Ben diyorum ki, insan ve insanoğlu var. Bunlara ayrı ayrı isim takmak suçtur. Bu bir ayrımcılıktır, doğru değildir. Kim söylediyse suç işlemiştir. Bir aşağılık, bir yukarılık. Bu ayrımcılığın sonu kavgadır, kavganın kârı var mı?' demişti. Neşet Ertaş, bilgemizdi. Bu ülkenin insanını 'biz' yapan ortak değerlerimizden biriydi.
Yeri dolmaz
Esat Kabaklı (Sanatçı): Türk Halk Müziği'nin başı sağolsun. Bozlak bölgesinin tek insanı. Bir türlü onun gibi birisi yeşermedi. İnşallah bundan sonra onu dinleyenlerden yeşerir. Neşet'in yeri doldurulmayacaktır kesinlikle. Babası Muharrem Ertaş'ın dahi yeri doldurulmadı