Yıldırım, Çiğli'deki bir otelde düzenlenen hemşehri dernekleri yemeğine katıldı. Otel girişinde Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi'nde eğitim gören engelli çocukların oluşturduğu bando takımı tarafından karşılanan Yıldırım, bir süre bando takımını dinledi, trampet çaldı. Bakan Yıldırım, yemekte yaptığı konuşmada, Çiğli'nin İzmir'in merkezinde önemli bir ilçe olduğunu, bu öneminin sadece sanayi ve ticari gelişmişliğinden değil, Balkan Savaşları, Kurtuluş Savaşı yıllarında zulüm gören soydaşlara kucak açması, Erzurum ve Ağrı'daki depremde yuvaları yıkılanlara el uzatmasından kaynaklandığını belirtti. -''Dağ gibi sorunlar, dağ gibi hizmetlere dönüştürüldü''- AK Parti hükümetinin 9 yıllık iktidarında dağ gibi sorunları, dağ gibi hizmetlere dönüştürdüğünü, geçmişte 50 yılda yapılamayan hizmetlerin 9 yılda yapıldığını ifade eden Yıldırım, ''(Uzun ince bir yoldayım) benim çok sevdiğim bir türkü. Aşık Veysel, bugün yaşasaydı eminim ki türküyü şöyle söylerdi; uzun, duble bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece'' dedi. Yıldırım, yolları böldüklerini, hayatları bileştirdiklerini ifade ederek, 80 yılda 6 bin 100 kilometre yapılmasına karşın, 9 yılda 15 bin 300 kilometre yol yaptıklarını, sadece İzmir, Antalya, Denizli'ye değil, her yerde, Iğdır, Sinop, Şırnak'ta da yol yaptıklarını söyledi. Türkiye'de 3 bin 900 şantiyede 400 bin kişinin milletin yolunu, ülkenin geleceğini inşa etmek için gece gündüz, yaz kış çalıştığını kaydeden Yıldırım, ''Çünkü bu ülkeye sevdalı, Türkiye'nin içerde gururu, onuru, dışarda itibarını, etkinliğini artırmak için gece gündüz mesai harcayan bir dünya lideri var, Recep Tayyip Erdoğan var. Onun bu sevdası hizmetleri de beraberinde getiriyor. Deniz süt liman olunca herkes kaptanlık yapar. Türkiye çok tatlı su kaptanı gördü. Ama fırtınalı denizlerde gemisini selametle rıhtıma yanaştıran kaptanları çok fazla görmedi. İşte Recep Tayyip Erdoğan öyle bir kaptandır'' diye konuştu. Kendilerinin memleket işlerine dalıp çalışırken birilerinin de boş durmadığını, millet iradesine, demokrasiye, milletin birlik ve beraberliğine karşı oyunların devam ettiğini söyleyen Bakan Yıldırım, şöyle konuştu: ''Ama Türkiye artık bir şeyi öğrendi, hiçbir şey gizli saklı kalmayacak, kimsenin yaptığı yanında da kar olmayacak. Ne olacaksa millet iradesiyle, hukukla, hukuk devletiyle olacak. Demokrasi dışı yapılanmalar, milletin vermediğini zorla almak isteyenler, milleti beğenmeyen bakış açıları artık bu ülkede hiçbir şekilde neşvünema (gelişme) bulmayacak. Ülkemiz birinci sınıf demokrasiye, halkımıza en uygun anayasayı da yapabilen bir demokratik ülke konumuna gelmektedir. Partimizin adı Adalet ve Kalkınma Partisidir. Kalkınma tarafına ilk günden başladık işe. Hızlı trenleriyle, yollarıyla, demiryollarıyla, sağlığı, eğitimiyle... Her tarafta devrim niteliğinde hizmetleri ülkemize kazandırdık. Her şeyi üçe katladık. Hava yolunu halkın yolu yaptık, 8,5 milyondan 118,5 milyona çıkardık. Havaalanı sayısını 25'ten 47'ye çıkardık. Bütün bunları yaparken, aynı zamanda ülkede adaletin hakim olması, üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü olması için gayret ettik. Ama gördük ki, bu alan kalkınma kadar kolay değil. 'Siz çalışın kardeşim, yol, havaalanı, iletişim yolları, hızlı tren yapın ama adalet işine aklınız ermez, karışmayın. Bu ülkenin alışılmış yöntemleri, gizli elleri, demokrasi dışı iradeleri var. Bu işleri onlar yapar.' Bu bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildi. Eğer millet iradeyi vermişse bunu son zerresine kadar kullanmak siyasi iktidarın en büyük görevidir. Bunu yapamayanlar tarihte bedelini yok olmakla ödemiştir. AK Parti böyle bir parti olmayacak dedik. Dedik ki, kalkınma bizden, adalet de sizden. İşte meydan, referanduma getirdik. Adaletin yollarını da siz açtınız. Türkiye'yi daha özgür, daha demokratik bir ülke yapma yönünde millet bir kez daha devreye girdi, 12 Eylül'le birlikte Türkiye artık 3. sınıf yaralı, bereli, defolu demokratik ülke olmaktan kurtardı. Türkiye artık demokrasisi gittikçe gelişen, saydam,şeffaf, hesap verebilen, halkın iradesinden başka hiçbir iradeye boyun eğmeyen bir ülke konumuna geldi. Bu, ülke adına elde edilen kazançların en büyüğüdür. Yol, havaalanı yapılması gecikebilir ama demokrasi, adalet gecikmez. Devletin temeli adalettir.'' Bakan Yıldırım, yasa değiştirmekle her şeyin halledilemediğini, her alanda beşeri sermayeye ihtiyaç olduğunu gördüklerini belirterek, ''İnsana yatırım yapmamız lazım. Bunun için üniversite sayımızı yüzde 100'den fazla artırdık. FATİH Projesiyle 17 milyon yavrumuza teknolojini en son ürünlerini veriyoruz. Kara tahtadan akıllı tahtaya, ak tahtaya geçiyoruz'' diye konuştu. Türkiye'nin 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde yer almak, Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi olduğunu ifade eden Yıldırım, geçmişte siyasi partilerin, hükümetlerin 10 gün sonrasını görmez durumda olduğunu, ancak bugün Türkiye'nin 10-20 yılının hedeflerini koyarak, yol haritasını belirleyebildiğini söyledi. -''İş yapan milletten karşılığını alır''- İzmir'in de 2023 hedeflerinden ayrı düşünülemeyeceğini, ancak son 10-15 yılda çok şey kaybettiğini ifade eden Yıldırım, ''Seçim çalışmalarını yaparken tüm ilçeleri dolaştım. Bir İzmirli vatandaşımız dedi ki 'rahmetli Ecevit'i köykent kurmak için ömrünü verdi ama başaramadı. İzmir son 15 senede bunu kendiliğinden başardı'. İzmir'in içine düştüğü durumu çok veciz şekilde özetledi'' diye konuştu. İzmir'in bu duruma razı olmayacağını belirten Yıldırım, kentin şimdiden harekete geçtiğini, dünyanın en hızlı büyüyen 4. kenti olduğunu kaydetti. Yıldırım, şöyle devam etti: ''Ne değişti? Bakış, geleceğe güvenle bakış değişti. İzmir'de farklı bir şeyler söyleyenler, söylediklerinin peşinde olanlar var. AK Parti bakışı var. AK Parti'nin tescilli hizmet taahhüdü, 35 İzmir 35 Proje var. Bizim için İzmir'de siyaset hizmet anlamına gelir. Faydası olmayan, içi boş ideolojik siyasete prim vermeyeceğiz. Bize aktarılan sorunların yüzde 90'ı yerel. Değil mi ki bu şehir bizi seçti, sorunları çözmek boynumuzun borcu. Bazı şeyler hemen yapılır, bazı şeyler zaman alır. Yerel yönetimlerle iş yapma, sorunları çözmede yapıcı davrandık. Tavsiyem ileride bu siyaseti bırakalım. İş yapan milletten karşılığını alır. Üst üste desteğini artıran parti yok dünyada. AK Parti yüzde 50'den fazla oy aldı son seçimde. Kara kaşımıza, gözümüze vermedi bu millet. Ama desteği çekmesini de çok iyi bilir. Gururlanır, sorunları çözmezsen öyle bir tokat atar ki, bir daha kendine gelemezsin. Bunun bilincinde bir iktidar var.'' Türkiye'nin 50 sene hızlı tren beklediğini, lisedeyken seçim propagandalarında hızlı trenden bahsedildiğini, ancak trenin 33 sene sonra, 13 hükümet, 21 bakan değişikliğinden sonra yapıldığını kaydeden Yıldırım, artık söz verip unutan, yerine getirmeyen anlayışın siyasette yerinin olmadığını söyledi. Bakan Yıldırım engelli Aylin ve Ahmet Ecevitli kardeşlere Çiğli Kaymakamlığı tarafından sağlanan dizüstü bilgisayarları da verdi. Ahmet Ecevitli'nin görme engelliler ile ilgili ''Gören Göz Projesi''ni hatırlatarak, ''Bu projeyle ilgili görme engellilerden yardım alıyor musunuz ve proje kapsamında görme engellilere dağıtılacak cihazların İzmir'de dağıtımı ne zaman olacak'' sorusu üzerine Bakan Yıldırım, ''Gören Göz Projesi, Bakanlığımızın sosyal sorumluluk projeleri içinde en fazla önemsediğimiz projelerden. Yarın bu projenin tanıtımı olacak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in katılımıyla. İzmir için de hazırlıklar tamamlanıyor, müracaatları alıyoruz. 10 gün sonra dağıtımı yapacağız. Bu projeyi uzman ekibe yaptırdık. Bu cihazı yaparken görme engelli arkadaşlarla çalışmışlar, projenin eksikleri varsa gidermişler. Titiz bir çalışma gerçekleşmiş'' diye konuştu. Engelli bir çift de Bakan Yıldırım'a el ürünü bebek hediye etti. Yıldırım, partiye yeni katılanlara rozetlerini taktı, AK Parti Çiğli İlçe Teşkilatı'na katkı veren 3 işadamına plaket verdi. AK Parti İl Başkanı Ömer Cihat Akay da İzmir'in tüm teşkilatlarıyla 2014'te AK Parti belediyeciliğinin zaferini kazanmayı hedeflediğini belirtti. AA