Zirve Yayınevi davasının,
Malatya 3. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki 48. duruşması başladı. Dava kapsamında hazırlanan ikinci
iddianameyle '
terör örgütü yöneticisi' suçlamasıyla dahil edilen
sanıklardan
emekli Orgeneral Hurşit
Tolon, muaf tutularak İstanbul'a döndüğü için duruşmalara katılmadı.
Duruşmada,
tutuklu sanıklardan
Hamit Çeker ile
Haydar Yeşil savunmasını verdi. Olayın asli faili 5 gençten biri olan Hamit Çeker,
mahkemedeki ifadesinde, 2006 yılının son aylarında üniversite sınavına hazırlanmak için Malatya'ya geldiğini, başka bir amacının bulunmadığını iddia etti. Çeker,
''O zaman ne hükümeti ne siyaseti biliyordum. Hükümeti devirmeye yönelik suçum olamaz. Bir örgüt üyesi de değilim.'' dedi.
Sanıklardan, arkadaşları dışında kimseyi tanımadığını, tutuklu sanıklardan
Emre Günaydın'ın, sonradan duruşmalarda Varol Bülent Aral olduğunu öğrendiği kişiyi farklı bir isimle kendilerine anlattığını savunan Çeker, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa'nın,
''Siz Emre'yi durdurmak istemediniz mi?'' sorusuna, '''Bunu bize niye yapıyorsun? Yayınevinin peşine niye düştük? Arkasında kim var?' dediğimde, Emre bize 'Sizi biliyorlar artık dönüşünüz yok' diye tehditlerde bulundu. O zaman 18-19 yaşındaydım. Bana da şu an şaçma sapan, cahilce geliyor ama o zaman düşünemedim.'' ifadelerini kullandı.
Emre'ye, o dönemde karşı çıkmamalarına şimdi çok üzüldüğünü belirten Çeker, misyonerliğin ne olduğunu da cezaevinde öğrendiğini, olay yerindeki kişileri de olay yerinde ilk kez gördüğünü iddia etti. Olay yerine kimseyi öldürmek için gitmediklerini, bazı
belge ve bilgileri aldıktan sonra ayrılacaklarını bildiklerini savunan Çeker, ancak Emre Günaydın'ın
''Beni biliyorlar. Öldürmeden çıkmam.'' dediğini ileri sürdü.
Salih Gürler ile
Cuma Özdemir de Emre'nin bu sözlerini sarfettiğini onayladı.
EMRE GÜNAYDIN: CUMA NAMAZINA GİDERİM AMA DÖRT DÖRTLÜK MÜSLÜMAN DEĞİLİM
Çeker'in avukatı Mehmet
Katar, duruşmada tutuklu sanıklardan Emre Günaydın'a sorular yöneltti. Katar'ın neden üniversite sınavına hazırlanırken misyonerlikle ilgili bilgiler topladığını sorması üzerine, Günaydın, o dönemde insanı galeyana getirecek diziler bulunduğunu belirterek,
''O gün bugündür Kurtlar Vadisi dizisini izlemiyorum.'' dedi.
Katar, neden olayın ardından kitle harekatı oluşturacak cevşen takma,
şükür namazı kılarak olayın olduğu yere gitme, ''Şehit olacağız'' notu bırakma gibi İslami motifler kullandıklarını sorması üzerine Günaydın, ''Ben hep cuma namazlarına giderdim.
Müslümanım ama dört dörtlük Müslüman değiliz.'' dedi. Arkadaşlarının, olayda söylediğini ileri sürdükleri, ''Beni biliyorlar. Öldürmeden çıkmam.'' iddialarının doğru olmadığını savunan Günaydın, ''Beni biliyorlar' demedim. Bu dava buraya nasıl geldi anlamış değilim.
Ergenekon diye bir şeyi cezaevinde öğrendim. Bu kadar büyük adam olduğumuzu bilmiyordum. Ne kadar önemli insanlarmışız.'' diye konuştu.
HAYDAR YEŞİL SAVUNMA YAPMAYA BAŞLADI
Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin hazırlanan ikinci iddianame sonrası davada azmettiriciler arasında gösterilen sanıklardan Malatya
Jandarma Komutanlığı İstihbarat Müdürü Haydar Yeşil, savunma yapmaya başladı. İddianamede hem sanık hem de
tanık olarak dinlenen
İlker Çınar'ın, dava kapsamında 8 kez ifadesinin alındığını belirten Yeşil, kendisinin ise yeni iddianame sürecinde ifadesine hiç başvurulmadığını öne sürdü. İddianame ve ek klasörlerinde
usulsüz dinleme evraklarında imzası bulunduğu belirtilen,
ses kayıtları bulunan Yeşil, iddialarla ilgili savunma yerine, sözlerine, '21 yıl farklı şehirlerde görev yapan şerefli bir Türk subayı iken,
terör örgütü suçlamasıyla gözaltına alındığı'nı anlattı.