Gelni,
davada azmettirici iddiasıyla yargılanan Varol
Bülent Aral ile
Zirve Yayınevi'nde cinayetlerin işlendiği dönemde
Adıyaman Cezaevinde aynı koğuşta kaldığını, Aral'ın olaydan bir hafta önce söz konusu cinayetleri gerçekleştirmeyi planladığını söylediğini aktardı. Bunun üzerine cezaevi yönetimine bilgi verdiğini anlatan Gelni, ihbar üzerine Adıyaman İl
Jandarma Komutanlığından bir görevli ile görüştüğünü anlattı.
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde biri
Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın 36.
duruşması gerçekleştirildi.
Malatya 3.
Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma nedeniyle sabah saatlerinden itibaren
adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı.
Duruşmaya,
tutuklu sanıklar
Emre Günaydın,
Cuma Özdemir, Abuzer
Yıldırım,
Hamit Çeker,
Salih Gürler, tutuksuz sanık Hüseyin Yelki, sanık yakınları, öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske'nin eşi Susanne Geske, Almanya'nın
Ankara Büyükelçiliği'nden bir yetkili ve diğer maktullerin yakınları katıldı.
YAYIN EVİNİN FAALİYETLERİNDEN BAHSETMİŞ
Duruşmada
Mersin E Tipi
Cezaevi'nde organize
suç örgütü üyeliği iddiasıyla tutuklu bulunan Ercan Gelni
tanık olarak dinlendi. Olayın azmettiricisi olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan Varol Bülent Aral ile 1999 yılında tanıştığını belirten Gelni, Zirve Yayınevi'nde cinayetlerin işlendiği dönemde Adıyaman Cezaevinde 2-3 ay boyunca aynı koğuşta kaldıklarını belirtti.
Aral'ın, cezaevinde 'kaleşnikof yakalattığı' için bulunduğunu aktaran Gelni, olaydan önce kendisiyle siyasi, sosyolojik olaylar üzerine konuşurken Zirve Yayınevi'nin faaliyetlerinden bahsettiğini söyledi. Aral'ın misyonerlik faaliyetlerine ilişkin bazı planları olduğunu anlatan tanık, bu durumu olaydan yaklaşık 1 hafta önce cezaevi müdürüne ilettiğini, ardından bir
jandarma istihbarat elemanı ile görüştürüldüğünü, yayın evindekilerin öldürüleceğini bildirdiğini kaydetti.
Gelni, şunları söyledi: "Bu şekilde bir
takım hadiseler anlattı ve biz aynı koğuşta kaldığımız süre içerisinde Zirve Yayınevinde bu hadise oldu. Olaydan sonra yine bir süre aynı koğuşta kaldık. Olay olmadan önce Varol Bülent'in anlatmış olduğu şeyler bana garip geldi. Ben de bu olayları ve anlattıklarını jandarmaya anlatmak ve iletmek istedim. Bu durumu cezaevi müdürüne ilettim. O da İl Jandarma Komutanlığına benim beyanımı iletmiş, bunun üzerine istihbarattan bir kişi gönderilmiş, beni idareye çağırdılar. Gelenin kim olduğunu şuanda hatırlamıyorum. Gelen kişi üniformalı idi, rütbesini hatırlamıyorum. Varol Bülent, Zirve Yayınevi ile ilgili ve misyonerlik faaliyetleri ile ilgili bu tür hadiseleri olaydan yaklaşık 1 hafta önce bana bahsetmişti ve hatta bu şahısların öldürüleceğini söylemişti, bunun üzerine jandarmaya durumu anlatmak istedim. Ve ilgili şahıs geldi, buna Varol Bülent in anlattıklarını aynen ilettim. Gelen jandarma görevlisi benim anlattıklarımı not etti. İlgileneceğini söyledi ve gitti."
MERSİN'DE DARP EDİLDİM
Cinayetlerin ardından bir süre daha Aral ile aynı koğuşu paylaştığını belirten Gelni, "Olaydan sonra da Varol Bülent bana 'Bu olayı kendisinin yapacağını, tutuklu olduğu için Emre Günaydın'a yaptırıldığını' söyledi. Olaydan önce bu olayı anlattığı bir çok isimler söylüyordu. Eylemi kimlerin yaptırdığına ilişkin açık bir şey söylemedi ancak konuşma içeriğinde ünlü ve meşhur olan kişilerden bahsediyordu. Bunlar adına çalıştığını söyleyip, bazı iddialarda bulunuyordu. Birlikte aynı koğuşta kalırken bu defa idare bu anlattıklarından dolayı ben jandarmaya ilettim ve sanık Bülent tek kişilik koğuşa ve göz hapsine alındı. Kaldığımız koğuş yaklaşık 15-16 kişilikti. Koğuşta yer sıkıntısı vardı, hatta yere
yatak serildiği bile oluyordu" ifadelerini kullandı.
Tanığın 7 Temmuz 2007 tarihinde de savcılığı benzer ifaleri içeren bir
mektup gönderdiği belirtildi. Daha önce birkaç daha
mahkemeye tanık sıfatıyla çağrılan ancak gelmeyen Gelni, 2009 yılında duruşmaya gelmemesi için Mersin'de 4 kişi tarafından
darp edildiğini öne sürdü. Olayla ilgili Mersin'deki Siteler Emniyet Karakolunda beyanları bulunduğunu aktardı.
"MİSYONERLİK SEMİNERLERİNİN BİR KISMI ÇÖZÜLDÜ"
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa,
İnönü Üniversitesinde gerçekleştirilen misyonerlik konulu
seminerlerle ilgili 23 CD ve DVD'den 18'inin çözümlenerek dosyaya eklendiğini belirtti. 5 CD'nin ise içerik çözümünün yapılamadığını, bunlar arasında da Emekli
Orgeneral Hurşit Tolon'un olay günü verdiği seminer video kaydının da bulunduğunu ifade etti.
Katılan taleplerinin ardından mahkeme heyeti ara kararı açıkladı. Durumu değerlendiren mahkeme heyeti,
İnönü Üniversitesi Rektörlüğüne çözümü yapılamayan 5 CD'deki görüntülerin yeniden talep edilmesine ve çözümlenerek sonraki duruşmaya hazırlanmasına karar verdi.
Sanık Varol Bülent Aral'ın ceza ehliyetinin olup olmadığı şeklindeki
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı raporunun beklenmesine karar verilirken tanık Ercan Gelni'nin Adıyaman Cezaevinde herhangi bir jandarma görevlisi ile görüşme yapıp yapmadığı, görüştüyse dokümanlarının gönderilmesinin istenmesine ilişkin Adıyaman İl Jandarma Komutanlığı ve Adıyaman Cezaevine talep yazısı gönderildi.
Dava 17
Şubat 2012'ye ertelendi.
'OLAY'
Malatya'da, 18
Nisan 2007'de, Zirve Yayınevinde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile
Necati Aydın ve Uğur
Yüksel bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler (20), Cuma Özdemir (20), Hamit Çeker (19) ve Abuzer Yıldırım (19) olay yerinde yakalanmıştı.
Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralanan Emre Günaydın, İnönü Üniversitesi Turgut
Özal Tıp Merkezinde
tedavi edildikten sonra tutuklanmıştı. Günaydın'ın olaydan yaklaşık 2 yıl sonra cezaevinde
Cumhuriyet savcısına verdiği ifade doğrultusunda, olayı azmettirdiği gerekçesiyle Varol Bülent Aral ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki de tutuklanmıştı. Yelki, 22
Mayıs 2009, Aral ise 20
Ağustos 2009'daki duruşmalarda
tahliye edilmiş, 15
Ekim 2010'daki 29'uncu celsede tanık olarak dinlenilen Erhan Özen'in ifadelerini de dikkate alan mahkeme heyeti, Aral'ın yeniden tutuklanmasına karar vermişti.
(CİHAN)