Antalya Demokratik Hukuk ve Evrensel İnsani Değerler Platformu Başkanı Avukat Mücahit Gündoğdu, hukuk devletinde 'ben yatım' oldu, 'ben istersem yaparım' keyfiliğine yer olmadığını söyledi.
Yargı bağımsızlığının bugün siyasi iradenin elinde oyuncak olduğunu belirten Gündoğdu, "Hukuk devleti demek hukukla bağlı adalet zeminde teşekkül etmiş devlet yapısı ve insan hak ve hürriyetlerine ve mülkiyet hakkına saygılı devlet demektir. Hukuk devletinde keyfiliğe yer yoktur. Gücün elinde bulunduranlar şunu rafa kaldırın bu mevzuatı yok sayın lüksüne sahip değildir. Keyfi uygulamaları yapanlar eninde sonunda yargıya karşısına çıkarak hesap verir. " dedi.
Yargın bağımsızlığı ile ilgili yazılı açıklama yapan Gündoğdu, hukuk devletinin başta anayasa ve anayasaya ters düşmeyen kanun tüzük, yönetmelik ve idarenin düzenleyici işlemleriyle bağlı devlet demek olduğunun altını çizdi.
Devletin temelini teşkil eden kuvvetlerin eşit dengeli ve birbirinden bağımsız oluşunu hiç bir kuvvet, birbirini aleyhine zarar oluşturacak tarzda bozamayacağının altını çizen Antalya Demokratik Hukuk ve Evrensel İnsani Değerler Platformu Başkanı, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Yani yasama organı çıkıp, yaptığım yasaları ben uygulayacağım veya yürütme organının yasama organının yaptığı yasaları uygulama gibi bir keyfiliği yoktur. Ülkemizde hayata geçirilen antidemokratik yasalarla 2 yıl içerisinde yargı bağımsızlığı büyük oranda zedelendi. Şimdide yürütmeyi bağlayan yasaları bir kenara bırakarak başta anayasa ve anayasaya aykırı olmayan yasalara göre, yürütme hareket etme zorundadır. Yürütmenin gerek kişi kanadı, gerek kurul kanadı, TBMM'nin çıkardığı yasalarla bağlıdır ve yargıda bağımsızdır. "
Ülkede son 2 yıllık süreçte yargı ve yasamanın büyük ölçüde etkisizleştirildiği, neticesinde yasa tanımaz keyfi otoriter bir sürece girildiğine dikkat çeken Mücahit Gündoğdu, "Buda demek oluyor ki her şey yasa dışı bir grubun dilek ve istekleri doğrultusunda, tıpkı ortaçağ uygulamalarına şahit oluyoruz. Günümüz dünyasının gelişmiş, demokrasilerinde ve hukuk devletlerinde herşey hukuka dayalı, adalete uygun tarzda çözümlenir. Anayasamızın 90. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve evrensel hukuk kaidelerinin geçerli olduğuna dair, bir iç hukuk normu gibi uygulanmasına imkan tanımaktadır. Zaten Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş hedeflerinde hukuku ve demokrasiyi çağdaş Avrupa ülkelerindeki, düzeylere ulaştırma vardır. İktidar ülkeyi AB rotasından çevirerek yine tam tersi, bir noktada ortaçağ Avrupa'sının karanlık dehlizlerine sürüklemektedir. Giderek küçülen dünyamızda hukukun devre dışı bırakılması, mülkiyet gasplarının çoğalmasına yabancı yatırımcıların ürkmesine barış getireyim derken, kaosun ve kaolitik ortamlara sürüklemektir. Maalesef ülkemiz giderek Kuzey Koreleşmektedir." dedi. CİHAN