İZMİR (CİHAN)- CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, hükümete yakın gazetelerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızına suikast yapılacağı haberleri hakkında, "Bir anne baba için çocuk çok değerlidir. Siyasetçilerin, en azından bildik geçmiş dönemdeki mafya örgütleri, terör örgütlerinin liderlerinin göstermiş olduğu hassasiyeti göstermemesi çok acı vericidir. İnceleyin, bu kirli işlere bulaşmış mafya örgütleri bile kendi çocuklarını bu pisliğin dışında tutmuşlardır." sözleriyle tepki gösterdi.
Tekin, İzmir'de hükümete yakın medyanın iddiaları ve gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Ege Üniversitesi'nde yaşanan olayda bir öğrencinin hayatını kaybettiğini, bir öğrencinin de yaralandığını söyleyen Tekin, hayatını kaybeden öğrencinin ailesine başsağlığı diledi. CHP Genel Sekreteri, "Yaralı olan kardeşimize de geçmiş olsun diyorum. Umut ediyoruz ki Türkiye'de bu acılar son olur ama ne yazık ki güvenlik yasasının tartışıldığı bir ortamda böyle bir acı olay hem Türkiye'yi hem de İzmir'i derinden üzmüştür." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anayasa yemini ettiğini hatırlatan Tekin, "AKP'nin eş genel başbakanı gibi davranan Erdoğan, dün Güvenlik Yasası'nın mutlaka geçmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu da şunu gösteriyor ki bu yasa, Sayın Erdoğan'ın köşkünden hazırlanmış, gönderilmiş bir güvenlik yasasıdır. Bir güvenlik yasası değil, sıkıyönetim yasasıdır. Parlamento'da demokrasiye inanan, özgürlüklere, demokrasi ve hukuka inanan bütün siyasi partiler bu mücadeleyi verecektir. Bu mücadeleye nihayet eski cumhurbaşkanı da katıldı. Ondan dolayı eski cumhurbaşkanını da vicdanlı duruşundan dolayı kutlamak istiyorum." dedi.
'BONZAİ VE MOLOTOF MADDESİNİ GETİRSİNLER, BUGÜN MECLİS'TEN GEÇİRELİM'
Güvenlik yasasının görüşmelerinin çok hızlı şekilde Parlamento'da iktidar ve köşkün zorlamasıyla devam ettiğini de belirten Tekin, "Sayın Davutoğlu, her çıkışta özellikle toplumun çok hassas olduğu bonzai ve motolof kokteyli gibi şiddeti andıran meselelerle ilgili, 'Efendim bunlar istemiyorlar, geçsin.' diyor. Buradan açık söylüyorum ve Davutoğlu'na da çağrı yapıyorum, özellikle bu iki madde hemen bu akşam getirin, inanın Parlamento'da dört siyasi partinin tamamı oy verecektir. Sizin maksadınız bonzai, molotofun önüne geçmek değildir. Tam tersine, sizin dönemizde bonzai patlama yapmıştır. Cezaevleri neredeyse dolmuştur. Israrla AKP'nin istediği, sıkıyönetim yasasıdır. AKP diyor ki, 'Ben yargıyı bypass etmek istiyorum, hakim ve savcılara güvenmiyorum. Hakim ve savcı görevini, atamış olduğum il başkanı gibi valilere devretmek istiyorum. Yani kendi il başkanlarıma devretmek istiyorum.' 81 ilde AKP valileri, aynı zamanda yargıç görevi yapacaktır. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu valilerin durumunu hepimiz biliyoruz, tamamının AKP valisi olduğunu ifade etmek istiyorum. Önümüzdeki dönemde seçimi kontrol etmek istiyorlar. Ne yaparsanız yapın, 7 Haziran'da güle güle." diye konuştu.
'İKİNCİ EVREN PAŞA, DAVUTOĞLU İÇİN OY İSTİYOR'
Başkanlık sistemi tartışması başlatan Erdoğan'ın, kendisine Evren Paşa'yı hatırlattığını söyleyen Gürsel Tekin, "Evren Paşa da il il dolaşarak Sunalp'e oy istemişti. Şimdi görüyoruz ki ikinci Evren Paşa, hoşgeldin. Evren Paşa da atamış olduğu tayinli başbakan bu süreci götüremeyince bu süreci kendisi üstlenmiş, Evren gibi Davutoğlu'na oy istiyor. Buna da 7 Haziran'da vatandaşlarımız gereken cevabı verecektir. Son günlerde çeşitli gazetelerin haberleri de siyasetçilerin çocukları ve Sayın Erdoğan'ın çocuklarıyla ilgilidir. Bir anne baba için çocuk çok değerlidir. Siyasetçilerin, en azından bildik geçmiş dönemdeki mafya örgütleri, terör örgütlerinin liderlerinin göstermiş olduğu hassasiyeti göstermemesi çok acı vericidir. İnceleyin, bu kirli işlere bulaşmış mafya örgütleri bile kendi çocuklarını bu pisliğin dışında tutmuşlardır. Ne yazık ki siyasetçiler bu hassasiyeti göstermemişler, en kutsal varlık olan çocuklarını, evlatlarını bu kirli işlerine, siyasetin kirli yollarına malzeme etmişlerdir. Umut ediyorum ki bundan sonra siyasetçilerin birbirlerine söyleyeceği alanlar elbette olacaktır ama ailenizi, çocuklarınızı bu alanlardan muaf tutun. İnşallah bundan sonra böyle olur diye umut ediyorum." dedi.
İş Bankası'yla ilgili iddialara da değinen Tekin, şunları söyledi. "Türkiye ekonomisi çok kırılgan bir dönemden geçiyor. İş Bankası bugün uluslararası areneda Türkiye'nin en güvenilir bankası. İş Bankası ile CHP ilişkisi, sokaktaki vatandaşla İş Bankası'nın arasındaki ilişki kadardır. Bizim 90 yıllık tarihimize baktığınızda İş Bankası ile ilişkisimizin ne kadar net olduğunu herkes görebilir. İş Bankası'nı bir tartışma konusu yaparak, önümüzdeki günlerde bu kırılgan ekonomiyle durumun hangi safhaya geleceğini görmemeleri ciddi bir körlüktür. Sayın Babacan'nın bu meselede bir şey söylemesini istiyorum. Bir bankaya operasyon yaptınız, o bankayla İş Bankası kıyaslanamaz. Kaldı ki o bankanın bile Türkiye'ye büyükçe bir ekonomik külfeti oldu. İş Bankası'nın önüne de arkasına da baksanız son derece şeffaftır. İş Bankası konusunda hiçbir tereddümüz yok."
CHP Genel Sekreteri Tekin, açıklamasına şöyle devam etti: "Avukatın düşkünü, derdini mübaşire anlatır diye bir söz var. Bunlara acıyorum, Cumhurbaşkanı'na da Başbakan'a da üzülüyorum. Ne kadar çaresiz kalmışlar. Türkiye'nin bütün kurumları, istihbarat örgütleri ellerinde, çıkıyorlar bu lafları ediyorlar. Çıkarın, hodri meydan, elinizde hangi bilgiler belgeler varsa çıkarmazsanız namertsiniz. Böyle zavallılık olabilir mi Allah aşkına? Biz sürekli bunların paranoyak durumlarıyla meşgul olacak değiliz. Bu ne korkudur? Korkularınızı anlıyoruz. Asıl sıkıyönetim yasasını getirmenizin tek sebebi, '17-25 Aralık'taki pisliklere bulaşanları nasıl koruyabiliriz?' Kardeşim koruyamazsanız, kardeşim bunun için çaba sarf etmeyin, mümkün değil, ayna gibi görülüyor."
İktidar olurlarsa kirliliğe ve kanunsuz işlere bulaşmış bütün gazetelere el koyacaklarını söylediğini hatırlatan Gürsel Tekin, "Aslında hukuk işlese, iktidarın baskısı olmasa otomotikman hukuk el koyacak zaten. Ne yazık ki sözde kendisine vekilim diyen iki vekil yazar, üzerine alındı. Neden yüzlerce gazete varken siz üzerinize alındınız? Siz niye bu alınganlığı gösterdiniz, niye?" dedi. CİHAN