Vakıf yetkilileri, “Bir sivil toplum kuruluşu olan Kimse Yok Mu Derneği’nin boş bir iddianame ile terör örgütüymüş gibi yargılanması ne vicdanla, ne ulusal ne de uluslararası hukukla bağdaşmaktadır. Bir dizi filminden terör örgütü çıkarma gayretinde olan yargı, bu sefer de bir hayır kurumundan terör örgütü çıkarma gayreti içindedir.” dedi.
GYV’den yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Temel faaliyet alanı iyilik yapmak olan…Gönüllülük esası ile çalışan…Geçmişinde herhangi bir yolsuzluk ve güven zedeleyeci bir faaliyeti olmayan…Gerçekleştirdiği tüm projeleri kayıt altında olan ve hesap verilebilirlik ilkesi ile çalışan…113 ülkede faaliyet gösteren, 3 milyonun üzerinde bağışçısı bulunan, 31 şubesi ve 200 binin üzerinde gönüllüsü ile 4,5 milyon ihtiyaç sahibine ulasan... 300 bin ihtiyaç sahibi ailenin 65 binden fazlasına düzenli yardım yapan…
Başarılarından dolayı 2006 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile “Kamu Yararına Çalışan Dernek” statüsü kazanan ve 2008 yılında TBMM tarafından ‘…halkın refahı, eğitimi, mutluluğu ve sosyal gelişimi için yararlı hizmetlerde bulunduğundan dolayı’ üstün hizmet madalyası verilen…
Gerçekleştirdiği projeleri geçmiş hükümetler tarafından olduğu gibi mevcut hükümet tarafından da kamuoyu önünde takdir edilen...Faaliyetleri uluslararası alanda da kabul gören ve BM tarafından Ekonomik ve Sosyal Konsey ECOSOC özel üyelik statüsü verilen…
Bir düşünce kuruluşu olan Global Geneva tarafından ‘yenilikçi yaklaşımları, sürdürülebilir yardım çalışmaları ve bağımsızlık ilkelerinden’ dolayı ‘Dünya’nın En İyi 100 Sivil Toplum Kuruluşu’ listesine dâhil edilen…
Ülkemizdeki mültecilerin sağlık, eğitim, gıda gibi ihtiyaçlarını karşılamak için Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile ortak çalışmalar yürüten…
Bir sivil toplum kuruluşu olan Kimse Yok Mu Derneği’nin boş bir iddianame ile terör örgütüymüş gibi yargılanması ne vicdanla, ne ulusal ne de uluslararası hukukla bağdaşmaktadır. Bir dizi filminden terör örgütü çıkarma gayretinde olan yargı, bu sefer de bir hayır kurumundan terör örgütü çıkarma gayreti içindedir.
Davanın hukuki açıdan tutarsız ve iddiaların mesnetsiz olması asıl hedeflenenin; bir sivil toplum kuruluşunun faaliyetlerini sınırlandırmak olduğunu göstermekte ve söz konusu davanın hukuki değil, bir sindirme ve bir had bildirme davası olduğunu ortaya koymaktadır.
Ülkemizde ve dünyada yardıma muhtaç bunca insanı ve yardıma hazır bunca gönüllüyü bir araya getirerek, projelerini uzun yıllardır şeffaf ve verimli bir şekilde yürüten Kimse Yok mu Derneği’nin baskı altına alınmasından hükümetin nasıl bir fayda sağlayacağını anlamakta zorlanıyoruz.
Dileğimiz; hukuk, demokrasi ve insan hakları ile bağdaşmayan, ayrıca sivil toplumu etkisizleştirme hedefine yönelik bu ve benzeri davalardan en kısa zamanda vazgeçilmesidir.
Unutulmamalı ki hukuk herkese lazımdır.”