(Video Arşiv)
İpek Ailesi biliyor; ‘Dünyayı güzellik kurtaracak!’
“Ne yapalım? Günün birinde dostluklardan, insanlardan ve hayvanlardan ve ağaçlardan ve kuşlardan ve çimenlerden yapılmış vazife hissi ile çarpan yüreklerle dolu bir âlemde yaşayacağımızı düşünelim. Bir ahlakımız olacak ki hiçbir kitap daha yazmadı. Bir ahlakımız, bugün yaptıklarımıza, yapacaklarımıza, düşündüklerimize, düşüneceklerimize hayretler içinde bakan bir ahlakımız.” Sait Faik’in ‘Öyle Bir Hikâyesi’nde geçiyordu bu cümleler.
İyiliği anlatıyordu, ahlakı anlatıyordu, vicdanı anlatıyordu, iyi insanı anlatıyordu aslında Sait Faik; özlemle yapıyordu birde bunu…
Sait Faik’in hayalini kurduğu ‘saf ruh’a son 3 yıldır şükürler olsun dokunduk. O ‘saf ruh’ bazen bir mahalle bakkalında, bir öğretmende, bir onurlu poliste, bir hayır severde, bazen ise tüm bireyleriyle bir ailede zuhur etti.
Aynen Dostoyevski’nin Budala’da haykırdığı ‘Dünyayı güzellik kurtaracak!’ sözünü hamurlarında yoğurmuş İpek Ailesi gibi…
Kimi insanlar mallarıyla, kimileri canlarıyla, kimileri hürriyetleriyle sınandı bu dünyada… İpek ailesi ise hem malları, hem canları, hem de hürriyetleriyle sınanıyor!
İmtihan diyorum, çünkü tüm İpek Ailesi yaşadıklarını tanımlarken Allah’ın kendilerini bir sabır değirmenine soktuğu düşüncesinde… Aynı zamanda zalimin hakkını gün geldiğinde Allah’ın vereceğini de iyi biliyorlar…
Akın Abi gurbette, Tekin Abi hapiste, Melek Anne evine sokulmuyor; tüm mallarınıysa haramiler gasp etmiş; “ıksırıncaya pıksırıncaya kadar” yiyor… Fakat yaşadıkları zulümlere rağmen onlar nezaketi elden bırakmıyorlar; aslında nezaketten ziyade insanlığı elden bırakmıyorlar. Ve ısrarla tek bir cümle kuruyorlar; “Allah’a havale”…
Ufak, basit bir cümle gibi duruyor değil mi; “Allah’a havale”…
Aslında inanan için yaşam ve ölüm dengesini alt üst eden, sonsuz bir hesaplaşmanın kapısını sonuna kadar aralayan bir cümle: “Allah’a havale”…
Ölümlü dünya denir ya bunun sırrına ermiş olan İpek Ailesi, İslam’ın sırrını kaybetmiş sözde müslüman haramilerin hiç ölmeyecekmiş gibi mallarını çalmalarını ibretle izlerken tekrar tekrar söylüyor bu cümleyi; “Allah’a havale”…
İpek Ailesi’ndeki teslimiyet ve tevekkül Efendimiz Hz. Muhammed’in “İstemez misin ey Ömer? Dünya onların olsun, ahrette bizim!..” cümlesinin sırrında saklı.
Evet Bugün bayram; Kimi gurbette yalnız, kimi mahpusta Yusuf…
Evet belki yine bir hüzünlü bayram, yine bir buruk bayram ama elhamdülillah biz iman ettik ve biliyoruz ki; “Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı.” (Ankebut, 29/64)
Evet keşke bilmiş olsalardı…