Genelkurmay Askeri Mahkemesinde askeri hakim olarak 30 yıl görev yapan; Sauna, Atabeyler ve Zir Vadisi gibi Türkiye’nin kritik davalarına bakan askeri hakim Cemil Çelik, 15 Temmuz’a giden sürecin bu davalarla döşendiğini söyledi.
Bu 3 davanın ana kahramanı subayların patlamalar ve eylem hazırlıkları içerisinde olduklarını ifade eden Çelik, bu tür olayların dönemin Başbakanı Erdoğan ile eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt arasında yapılan Dolmabahçe görüşmesinden sonra bir anda bittiğini ifade etti.
Çelik, “3,5 sene hapis yattım. 30 senelik mesleğim bir günde elimden alınmış oldu. TSK’dan atıldım. Rütbem geri alındı. 15 Temmuz ne bir darbe girişimidir, ne de TSK’nın Türk milletine karşı bir faaliyetidir. Tam anlamıyla baktığımız zaman 15 Temmuz’a giden sürece ve o günkü yaşananlara önceden planlanmış bir projenin gerçekleştirme aşamasıdır. Sauna davası, Atabeyler davası, Zir Vadisi davaları, yaşanan olayın şifrelerini veriyor.” dedi.
HAKİME KADIN TUZAĞI
Askeri hakim Cemil Çelik, Ukranya’dan MİT operasyonuyla getirilen Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yüzbaşı olarak çalışan Nuri Gökhan Bozkır’ın TSK’dan atılmasına sebep olan Sauna davası hakkında detaylı bilgiler verdi.
O dönem İngilizce kursuna gittiğini söyleyen Çelik, davaya baktığı sırada kurs çıkışı bir kadının 2 kez kendisine yaklaşarak ahlaksız teklifte bulunduğunu, kendisine tuzak kurulmaya çalışıldığını söyledi.
Bu olaydan sonra davayı daha geniş araştırma gereği duyduğunu ifade eden Çelik şunları anlattı:
“Ankara’da saunalarda bürokratların özel görüntülerini çekiyorlar. Sauna işletmecisi bir kadın, buna razı olmuyor ve emniyete şikayette bulunuyor. Soruşturma buradan başlıyor. Olayda 2 kişi var, Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır ve Kasım Zengin.
ŞİZOFRENİ NUMARASI
Çete lideri olarak adı geçen Kasım Zengin ilk olarak mahkemede şizofren numarası yaptı. Sokakta yaşayan evsiz insanlar gibi karşımıza çıktı. Üstü başı kötü. İbrahim Tatlıses’le falan bağlantısı olan bir kişi normalde. “Şizofrenim” dedi. Daha sonra psikiyatri doktoruna muayene ettirdik ve sağlam olduğu ortaya çıktı. Uzman doktor, “Şizofren gibi kendini gösteriyor, bir sağlık sorunu yok.” dedi. Zengin daha sonra üstü başı normal gelerek bildiklerini anlattı.”
“MİT ELEMANIYIM”
Hakim Çelik, Kasım Zengin’in ifadesinde MİT çalışanı olduğunu söylediğini ve şunları anlattığını ifade etti:
“Ben MİT’e çalışan biriyim. Bir gün beni MİT’e çağırdılar, dediler ki, ‘TSK’dan bilgi aldık. TSK’da bir yapı darbe hazırlıklarına girmiş. Bu nedenle sen Ankara’ya gideceksin. Bu faaliyetlerle ilgili bilgi almaya çalışacaksın.’ Beni bu minvalde görevlendirdiler. İstanbul’daki işlerimi kapattım. Ankara’ya geldim. Ankara’da Hacı Bayram Veli Cami civarında ofis gibi bir yer tuttum.
TARİKAT ŞEYHİ OLDU
Burada tarikat şeyhiymiş gibi havaya büründüm. Faaliyetlerime başladım. Hedefim de şuydu, burada faaliyet yürütürken muhakkak TSK’dan bu işlerle ilgili bir kişi bana ulaşmaya çalışır. Bu vesileyle onunla irtibata geçerim düşüncem vardı. Bir gün akşam üzeri çevremdekilerle sohbet ederken asker traşlı bir kişiyi gördüm. Sonra onunla tanıştık ve irtibatımız zamanla kuvvetlendi. Bu kişi Nuri Gökhan Bozkır’dı. Bir süre geçtikten sonra bana açıldı.
BOZKIR’IN KAOS PLANLARI
‘Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yüzbaşı olduğunu, Türkiye’nin zor bir sürece girdiğini’ söyledi. Bir takım faaliyetler planlandığını açıkladı. Benden de kendisine yardım etmemi istedi. Planlarından biri darbeye hazırlık yapmak maksadıyla patlamalar yapmaktı ve bu konuda benden isteyeceğini söylüyordu. Bana bilgi belgeler getirdi. 63 tane de CD vardı. Bu CD’lerde saunalarda çekilen CD’lerdi. Bir takım bürokratlarla ilgiliydi.”
BÜYÜKANIT PAŞA EKİBİN BAŞINDA
Hakim Cemil Çelik, Kasım Zengin’in ifadesinde eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’a işaret ettiğini ve darbe sürecini onun yönettiğini söylediğini hatırlattı.
Çelik, şöyle devam etti:
“Nuri Gökhan Bozkır, Levent Göktaş’la bağlantılıydı. Sürekli onun bürosuna gittiğini söylemişti. Göktaş’ın da Yaşar Büyükanıt’la çok samimi olduğunu, Genelkurmay’a girip çıktığını ve kapısını dahi çalmadan Büyükanıt’ın makamına girdiğini söylemişti. Dava sonrasında Bozkır mahkum oldu ve TSK’dan atıldı.”
“ATABEYLER DAVASI İLE SAUNA DAVASI BENZİYOR”
Hakim Cemil Çelik, Sauna davası ile daha sonra ortaya çıkan Atabeyler davasının birbirine çok benzediğini ifade etti.
Çelik, anlatımlarına şöyle devam etti:
“Atabeyler davasında da bir sivil ve ÖKK’da görevli bir asker vardı. Sanıklar, ‘Eryaman’da bir evde bulunan patlayıcılar bize aittir’ demişlerdi, kabul etmişlerdi. Şunu bile söylediler, ‘Cüneyt Zapsu’ya ait bir mağazanın Yenimahalle şubesinde patlatacağız’ dediler. Niye diye sordum. ‘Zapsu, Amerikalılara dönemin Başbakanı Erdoğan için, “Kullanın kullanın işi bitince de deliğe süpürün” dedi. Biz de ÖKK’de görevli bir subay olarak bizim ülkemizin başbakanına nasıl böyle bir beyanda bulunur maksadıyla bombalayacaktık.”
BEYANLAR SAHTE, BOMBALAR GERÇEKTİ
Hakim Cemil Çelik, eski Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır ve Atabeyler davasında yargılanan askerlerin çok rahat yalan söylediğini ve gerçeği hep sakladığını söyledi.
Çelik, “Çok fazla yalan söylüyorlardı, beyanlarına inanmadım. Ama bir gerçek vardı; bombalar hazırlamışlardı ve bir yeri patlatacaklardı.” diye konuştu.
DOLMABAHÇE GÖRÜŞMESİ, 15 TEMMUZ’A GİDEN YOL
Hakim Cemil Çelik, bir asker ve hukukçu olarak tecrübelerinden yola çıkarak şu tespitleri yaptığını belirtiyor:
“TSK’da emir komuta silsilesinin dışına çıkmak mümkün değil. ÖKK’da bir subayın bir siville irtibata geçip bu şekilde plan yapması, anlattığı şekilde hareket etmesi mümkün değil. Nedir peki, tecrübelerimle vardığım kanaati söylüyorum; Bu tür işlerin emir silsilesi, hiyerarşi dışında olması mümkün değil. Baktığınız zaman Sauna davası, Atabeyler davası, Zir Vadisi davası içerisinde asker kişilerin önemli rol oynadığı davalardı. Bu davalar ve olaylar bir anda da bitti. Ne zaman bitti? Erdoğan ile Yaşar Büyükanıt’ın yaptığı Dolmabahçe görüşmesinden sonrası biranda bitmiş oldu. Bu görüşmeler yapıldıktan sonra 15 Temmuz’a giden sürecin taşları döşenmiş oldu. TSK, hükümetten rahatsızken bu çalışmalarını biranda bitirmiş oldu.”
“BOZKIR YİNE YALAN SÖYLEYEBİLİR”
Nuri Gökhan Bozkır’ın şu anda Ukranya’dan ne maksatla getirildiğini çözemediğini belirten Hakim Çelik, “Bana Bozkır’a yine bazı yalanlar söylettirecekler gibi geliyor.” şeklinde konuştu.