Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve 62 polisin reddi hakim talebini kabul ettiği için önce açığa alınan sonra da tutuklanan hakim Metin Özçelik’in avukatı tutuklama kararına itiraz etti.
Özçelik’in avukatı Önder Durdu, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi verdi. Müvekkili hakkında soruşturma açılması, yakalama kararı verilmesi, mahkemeye sevk edilmesi ve tutuklama kararı verilmesinin açıkça usule aykırı olduğunu vurgulayan Durdu, 2802 sayılı hakimler ve savcılar kanununa göre ağır cezaya giren suçüstü haller dışında hakimlerin yakalanamayacağını, aranamayacağını ve sorgulanamayacağını hatırlattı. Müvekkilinin 1. sınıf hakim olduğunu belirten Durdu, somut olayda ağır cezalık bir suçun olmadığını, suçüstü halinin de bulunmadığını kaydetti. Özçelik’e yüklenen suçun hakimlik görevinden ve görevi sırasında ortaya çıkmış bir mahkeme kararından ibaret olduğuna işaret eden Durdu, bu nedenle olayın hakimler ve savcılar kanununa göre değerlendirilmesi gerektiğini savundu. 82. maddeye göre, hakim ve savcıların görevden doğan suçları nedeniyle haklarında inceleme ve soruşturma yapılmasının Adalet Bakanlığı’nın iznine bağlı olduğunu hatırlatan Durdu, bakanın inceleme veya soruşturmayı adalet müfettişleri veya hakkında işlem yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle yaptırabileceğini ifade etti. Durdu, Özçelik için Adalet Bakanlığı’ndan izin alınmadığını kaydetti.
Müvekkiline zorunlu olan savunma sürelerinin verilmediğini de belirten Durdu, anayasadaki yargının bağımsızlığını teminat altına almaya yönelik uluslararası hukuk normlarına da açıkça aykırı davranıldığını ifade etti.
Durdu, kanuna göre, hakimler ve savcılar hakkında görevden doğan suç nedeniyle evrakın Adalet Bakanlığı tarafından ilgili yargı çevresine en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu başsavcılığa gönderilmesi gerektiğini hatırlattı. Özçelik hakkındaki işlemin Bakırköy nöbetçi savcılığı ve nöbetçi 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılması gerekirken yetkisi bulunmayan 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılmasının hukuka aykırı olduğunu vurguladı.
Hukuka aykırı bir şekilde yetkisiz makamlar tarafından tutuklanan müvekkilinin tahliyesini isteyen Durdu, müvekkili hakkında hiçbir somut delil bulunmadığını kaydetti. Müvekkilinin delil karatma ve kaçma şüphesi bulunmadığını ifade eden Durdu, ileri sürülen delillerin tamamının elde olduğunu bu nedenle toplanacak delilin de bulunmadığını belirtti.
Müvekkilinin verdiği reddi hakim talebinin kabulü kararının hukuka uygun olduğunu vurgulayan Durdu, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin reddi hakim taleplerinin asliye ceza mahkemesi tarafından değerlendirilmesi yönünde kararı bulunduğunun altını çizdi. Durdu, benzer şekilde daha önce verilmiş bir çok karar da bulunduğunu kaydetti.
Karaca ve polislerin avukatlarının sulh ceza hakimlerine yönelik reddi hakim talepleriyle ilgili anlaşmazlık üzerine İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi, bu konuda asliye ceza mahkemesinin vermesine karar vermişti. Bunun üzerine talep kendisine gelen İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Metin Özçelik reddi hakim taleplerini kabul etmişti. Yasaya göre, reddi hakim taleplerini kendisi değerlendirdiği için tahliye taleplerini değerlendirecek hakimi seçmekle de yetkili olan Özçelik, o gün nöbetçi olan İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’ni yetkilendirmişti. Bu mahkeme de Karaca ve 62 polis hakkında tahliye kararı vermişti. Her iki mahkemenin hakimleri açığa alınırken, birkaç gün sonra da tutuklanmışlardı. Atanan yeni hakimler de tahliye kararlarını yok saymıştı.